Psikopat

812 111 42
                                    

Çelik yeleğimi giyerken konuşan Onur'a baktım.

"Kağan Doğan'ın suç dosyası ve onunla bağdaştırılan ama kanıtlanamayan suçlarını gece inceledim ve olağandan yüksek bir zekaya sahip olduğunu gördük."

"Geçen gün Lavamta'nın blöfünü yemişti. Emin misin?" diye sordu Taha.

"Çünkü Lavanta onun tek duygu beslediği yönden vurdu. Diğer vakalarına baktığımızda adamın duygu yoksunluğu çektiğine emin olabiliyoruz." dedi Onur.

"Utanma duygusu da yok ve yüzeysel cazibesi var." diye ekledim.

"Daha önce hapse girmiş. Mahkemede ve sorgu esnasında dediklerini okudum. Adamımız suçluluk ve kaygı hissetmiyor."

"Bu saydıklarınız bir psikopatın belirtileri."

"Ama Kağan'ın hareketleri tahmin edilebilir." dedi Nazlı.

Berna, "Dün kıdemli kaç ajanı oltasına getirdi. Hiçbirimiz onun Ertan'ın dostları ile ortak iş yapacağını düşünmedik." dedi.

"Onları istese kurtarabilirmiş." diyen Onur'a "Nasıl?" diye sordum. 

"Amirlerin baskın yapacağını anlayarak birkaç dosyayı alıp kaçmış. İstese diğerlerine de söylerdi." dedi Onur. 

"İlişkilerini kısa tutmak da psikopatlığa dahil bir belirtidir."

"Psikopatlar sahip oldukları özgüveni kullanmayı çok iyi bilirler. Karşılarındaki insanı manipüle etmek konusunda çok başarılıdırlar. Sizi nasıl etkileyeceklerini ve bu etki altında kalmaya nasıl devam edeceğinizi iyi bilirler. Hoş ve sevimli görünmek için ellerinden geleni yaparlar ve aklınızı karıştırırlar." dedikten sonra derin bir nefes aldım. 

"Beni de köydeyken aynı böyle manipüle etti. Ertan'ın zaten sevimli hareketleri vardır ve Ertan'ın özlemini çekerken o gelip bana onun gibi hoş davrandı. Sonrasında ise bir yalan uydurarak kendisinin Ertan olduğuna inanmamı sağladı."

Ailemin evine geldiğimizde Onur, "Lavanta çok konuşmamaya çalış. Ailenden birisinin seni tanımasını istemeyiz." dedi.

"Tamamdır." 

Araçtan indiğimizde Onur, "Taha ve Berna bahçeden girin. Dikkatli olun şüpheli içerideyse sizi pencereden görmesin." dedi.

Berna ile Taha, Onur'u onaylayıp bahçeye girerken biz ana kapıya yaklaştık. 

Onur içeriyi biraz dinledikten sonra kapıyı çaldı. 

Onur, Nazlı'ya baktığında Nazlı sesini incelterek "İyi günler! İnternet şirketinden geliyoruz! Size birkaç soru sormak istiyoruz. Müsait misiniz?" diye seslendi.

Bu kızın ses tonunu değiştirmesine hep şaşıracağım. 

Kapı deliğinden görünmemek için kenara çekilirken babam, "Geliyorum!" diye seslendi.

Sesini özlemiştim. 

Babam kapıyı açıp karşısında bizi gördüğünde şaşırmıştı.

"Buyurun evladım?"

Onur, "Karınız da evde mi Göksel Bey?" diye sordu.

"Evet, evde." 

"Bir ihbar aldık. Bu yüzden karınızı çağırabilir misiniz?" diye sordu Onur. 

Babam şaşırarak "Hatice! Bakar mısınız?" diye bağırırken Nazlı, babamı çekerek dışarı çıkardı. 

İçerisi tehlikeli olabilirdi.

Annemden ses gelmediğinde Onur'a baktım. 

Onur, "Kontrol edeceğim." derken içeriden annem, "Biraz işim var. Ne oldu?" diye seslendi.

Sesi titriyordu.

Babam bizden bahsedecekti ki Nazlı onu durdurdu ve "İnternet şirketi." diye fısıldadı.

"İnternet şirketinden gelmişler. Çekmediği için şikayetçiydin. Gel de yardım et." 

"Kendin hallediver Göksel!"

Annem, hiçbir konuyu babama bırakmazdı. Çünkü babam her seferinde hoş görüneni yapıp kazıklanırdı. 

Babam, "Normalde böyle yapmaz." derken sesimi olabildiğince değiştirdim ve "İçeri giriyorum." dedim. 

Onur, benimle gelmeyi teklif edecekti ki "Dışarısı içeriden daha tehlikeli. O psikopatın nereden saldıracağı belli olmaz. Burada kal. Ben içeriyi hallederim." dedim. 

Onur bana güvenerek "Tamam." derken silahımı çıkarıp içeriye girdim. 

Nazlı, babama "Emin misin?" diye sordurunca annem, salondan "Evet tatlım." dedi. 

Bunu nerede olduklarını anlamam için yapmıştı.

Salona giriş yapmıştım ki Kağan hızla elime tekme attı. 

Silahım elimden düşerek odanın bir köşesine giderken Kağan'a baktım. 

Sırıtarak bana bakıyordu. 

Anneme döndüğümde korkudan bir köşeye büzüştüğünü gördüm.

Annemi korumak için Kağan'ın çevresinde yavaş yavaş dönerek aralarına girerken Kağan beklememişti.

Cebinden bıçak çıkarıp bana doğrulturken "Adil bir dövüş olmayacak gibi görünüyor." dedi.

"Haklısın. Bıçakla bile benim bilek gücümle eşit olamıyorsun."

Kağan bu dediğime güldükten sonra aniden üzerime atlayınca geriye çekildim.

Kelebeğin YemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin