Kağıtlara Yazılan İsimler

634 103 29
                                    

"Kimden başlayalım?" diye soran amir ile Hakan, "Soldan sırayla başlayalım." dedi.

Çınar kağıdını açıp gösterdiğinde kendi ismim olduğunu gördüm.

Ne tepki vereceğimi şaşırırken Çınar, "Uzun süre gizli görevde kalan ajanlarda kimlik ya da taraf değişimi gözlemleniliyor. Senin de bu durumda olabileceğini düşündüm." dedi.

"Benim hain olmam otomatik olarak Ertan'ın da hain olmasını sağlamaz mı?" diye sordum.

"Ertan'ı dört sene sevmedikten sonra ondan uzaklaştıktan birkaç ay sonra fark etmiş olman da garip geliyor. Bir insan eğer sevecekse tanıdıktan sonra sever. Bir anda değil."

Buğra, "Bu konuda haklısın ama bence Lavanta'nın durumu sonradan sevmesi değil. Sevdiğini fark etmemesi. Sonuçta Ertan'a hep görev gözüyle bakmıştı ve bu yüzden gerçek duygularını anlamadı." diye cevap verdi.

"Olabilir, bilemeyiz."

"Peki, sıradaki?" diye sordu Hakan.

Hande kağıdını gösterdi ve "Daha önce aşık olmadım ama bize duygularımızın kararlarımızı nasıl etkileyebileceğini öğrettiler. Bazıları mantık bazıları duygu insanı olur." dedi.

"Ertan'ı incelediğimiz süreçte genelde mantık insanı olduğunu gördük. Sadece Lavanta'ya karşı duyguları ile hareket ediyordu ama ben mantığının bizimle işbirliği yapacağı kadar duygularının arkasında kalacağını düşünmüyorum."

Ertan, "Aşk bence diğer duygulara benzemiyor. O yüzden tatmayan bir insanın böyle düşünmesini anlıyorum." dedi ve konuyu kapattı.

Sırada Onur vardı.

Kağıdını gösterdiğinde şaşırdığımı söylemem gerek.

Çınar'ı yazmıştı.

"Aramızda geçen bir sohbette işlerini hızlı ve çaktırmadan halledebileceğine dair böbürlenmiştin. Bu kafamı karıştı, bu yüzden seni yazdım."

"Olabilir." dedi, Çınar.

Berna kağıdını açtığında Akşın yazdığını gördük.

Benimle aynı fikirde olan birini görmek rahatlatmıştı.

"Aramıza son girensin ve bana göre hain olmaya yatkın iki kişiden birisin."

"Diğer kişi?"

"Ertan ama onu eski kimliğinden dolayı uzunca inceledim. Şu an hain olduğunu düşünmüyorum."

Nazlı, Berna'nın konuşması bitince kağıdını açtı ve "Akşın'ın içeride hain olduğu söylendiğinde takındığı tavır gözüme çarptı. O yüzden yazdım." dedi.

Ondan sonra Taha kağıdını açtı ve "Akşın taş gibi Buğra ile istese sevgili olacak ortamları varmış. Dedikodu sayesinde öğrendim ama hiçbirinde adım atmamış. Neden her durumda atak olan bir kız bu durumda geriye çekilsin?" diye sordu.

"Utanmış olamaz mı?" diye sordu Hande.

"Buğra, enayi olduğu için fark etmiyor ama alttan alttan ona adım atıyor. Kendisine aşık ettirip sevgili olmamasını anlayamıyorum. Sonuçta kendisi de seviyor ya da öyle düşünmemizi sağladı."

"Sanırım bu işin sonunda en çok oy alarak adaya veda eden kişi olacağım." dedi Akşın.

"Sıradaki." dedi amir.

Buğra kağıdını gösterdikten sonrs "Ertan'ın kaybetme korkusundan dolayı iki taraflı çalışabileceğini düşündüm. Sonuçta karşımızdaki adam onu eğiten kişi. Hem onunla hem de bizimle ortak olup karısını koruyabilir." dedi.

"Karımı ben olmadan da kendini koruyabilir. Ayrıca koruyacak olsam bunu tek başıma yaparım."

Ertan, beni kendisinden başkasına emanet etmez.

Geriye üç kişi kalmıştık.

Aklın kağıdını açtı ve "Hande ilk olayı öğrendiğinde ortamı yumuşatmak için şaka yaptı. Kişiliğinden kaynaklı da olabilir ama belki de kendisine acımamızı istiyordu." dedi.

"Kesinlikle kişiliğinden." diyen Onur ile onu destekledim.

Sırada ben vardım.

Kağıdımı açtım.

"Ortamdaki kişileri sırasıyla inceledim. En olası kişi sen görünüyordun, Akşın."

Akşın artık yorum yapmıyordu.

Hakan, "Son kişi sensin, Ertan. Söyle fikrini." dedi.

Ertan kağıdını açtığında Akşın yazısını gördük.

"Ben sizin gibi incelemedir, olasılıktır düşünmedim. Eğer ben olsaydım ve bu teşkilattan haberdar olsaydım içeri sızmak için köydeki zamanı kullanırdım."

Dediği amirin ilgisini çekmişti.

"Devam et Ertan."

Kelebeğin YemiWhere stories live. Discover now