Toplantı

1.7K 160 224
                                    

Ertan ile toplantının olacağı yere geldiğimizde sanki korkuyormuşum gibi ona sığındım.

Emir gelse hepsini yarım saat içinde gebertebilirim.

Ertan masanın çevresindeki bir sandalyeye otururken ne yapacağımı bilemeyecek ayakta kaldım.

Ertan bana yanına oturmamı söyleyecekti ki Çetin aramıza geçti.

"Buraya geliş sebebini biliyor musun?"

"Ertan biraz bahsetti." diye mırıldandım.

Korkmaya devam et, Lavanta.

Dikkat çekmemen lazım.

"İtiraf mı edeceksin yani?" diye soran Çetin'e "Neyi?" diye sordum.

"Hain olduğunu."

"Ben yalan söylemem beyefendi."

Tabii söylemezsin, üç yıldır sahte evlilik yapan da sen değildin.

"Bunu diyen çok kadın gördüm."

"Hain olduğumu varsayalım. Tecrübeleriniz olmasına rağmen nasıl kaç senedir beni fark edemediniz?"

Masadakiler bu cevabıma gülerken sırıtmamak için kendimi tuttum.

Çetin sinirle "Seni fahişe!" dediğinde ne diyeceğimi bilememişim gibi ona baktım.

"Ne?"

Cevap veremedi.

Çünkü ölmüştü.

Çetin'i kafasından vuran Ertan'a baktım.

Çetin'in cesedine sinirle bakıyordu.

Yüzüme, üzerime bulaşan kanlar beni rahatsız etmemişti ama sanki rahatsız olmuşum gibi Ertan'a baktım.

Yanıma geldi ve "Kan sevmediğini bilmeme rağmen bu kadar yakınında yapmamam lazımdı. Sadece dayanamadım. Üzgünüm güzelim." dedi.

Bulanmamıştı ama midem bulanmış gibi ağzımı tuttum.

"Lavabo nerede?"

Bana yerini söylediklerinde hızlı adımlar ile tuvalete gittim.

Kan midesini bulandıran, yayınevinde çalışan, silahtan korkan bir kadındım onlar için.

Tuvaletin kapısı tıktıklandığında "Gel." diye seslendim.

Ertan içeri girer girmez ona sarıldım.

"Senin yanında birini vurmamam gerekirdi. Çok mu korktun?" diye sordu.

"Çok yakınımda öldü. Korkmamak elde değil."

"Yerim seni." diyerek yanağımı öpen Ertan'a "Her yanım kan oldu." dedim.

"İki saniyede hallederiz. Bunu mu sorun ediyorsun?" diyerek peçete alan Ertan'a "Kıyafetlerimde de kan var." dedim.

Ertan yüzümdeki ve boynumdaki kanları silerken "Kanlı kıyafetler ile durmak rahatsız edecekse adamlara söyleyeyim, kıyafet getirsinler." dedi.

"Direkt duşa girmek istiyorum."

Bu dediğime güldü ve "Toplantı biter bitmez eve gideriz. Olur mu?" diye sordu.

"Olur."

"Geri içeriye dönelim mi?"

"Dönelim."

Tuvalet kapısını açacaktım ki "Lavanta." dedi.

"Efendim."

"Toplantı esnasında biraz sert olmam gerekiyor. Seni rahatsız eder mi bu?"

"Hayır, öyle yapman gerekiyorsa yap. Sorun olmaz."

"Bunun sadece iş için olduğunu unutma, sana asla öyle davranmam." dediğinde güldüm.

"Ertan sorun yok. Rahat ol."

"Ben önceden söyleyeyim de içim rahat etsin."

"Hadi içeri geçelim Ertan."

Beni onaylayarak tuvaletten çıktığında peşine takıldım.

Çetin'in cesedi kaldırılmıştı.

Ertan benim için sandalye çektiğinde çektiği sandalyeye oturdum.

Ertan da yanıma otururken masadan bir kadın "İyi misin canım?" diye sordu.

"İyiyim, sadece o kadar yakınımda olunca midem kaldırmadı. Şu sıralar daha da hassas zaten." diye yalan söyledim.

Ne kadar beni acınası bulurlarsa şansım o kadar artar.

Masadan biri "Midenin hassas olmasının ayrı bir sebebi daha olmasın." dediğinde anlamamış gibi yaparak ona baktım.

"Efendim?"

"Üç yıldır evlisiniz, çocuk yapmayı düşünmüyor musunuz?"

Utanarak Ertan'a baktım.

"Oturup pek konuşmadık bunu ama belki bu köstebek olayı kapandığında olabilir."

Bir gün çocuk yapmak isteyeceğini biliyordum.

O istese bile kullandığım haplar ile hamile kalmam imkansızdı.

Tabii o bunu bilmiyordu.

"Bunu daha sonra konuşabiliriz." diye mırıldandım.

Bana daha önce iyi misin diye soran kadın, "Asıl konumuza dönersek daha iyi olacak bence. Gençlerin özel hayatı onlara kalsın." dedi.

Ona içimden teşekkürler ederken masadakiler konuyu değiştirdi.

Ertan bana hiç göstermediği bir kişilik ile konuşurken kendimi ona izlemekten alıkoyamıyordum.

Aldığım en iyi dava bu olabilirdi.

Adamın insanlara olan tutumu ve diğerlerine olan soğukkanlılığı tam bir örnekti.

Eğitimlerde verilebilecek bir örnek.

Kelebeğin YemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin