Tanışma

1.5K 148 63
                                    

Buğra apar topar evime geldiğinde elinde poşetler vardı. 

"İstediklerimi getirdin mi?" diye sordum. 

Başıyla beni onayladı. 

Ona olanların hepsini telefonda anlatmıştım.

"Ertan mı yolladı diyorsun?" 

"Öyle varsayıyorum. Bu akşam daha iyi anlarız." 

Poşetlerden sahte hamile göbeğini çıkardım ve "Bol kıyafetler ile bir yere kadar idare edebilirdim. Karnıma dokunmak isteyen biri olursa yakalanırdım." dedim. 

"Bunu almak için köyden çıktım ve anında telefonuma teşkilattan uyarı mesajı geldi."

Buğra'ya sırıtarak baktım ve "Bir şey olmaz." dedim. 

"Beş aylık hamileysen sorunları dört ay içinde halletmemiz gerekir. Yoksa bir de sahte bebek bulmam gerekir." diyen Buğra ile gülerek "Hallederiz. Hem bak Ertan da bir şey yapmadan duramadı. Beni özledi." dedim.

"Seni özledi mi? Kalbini kıran kadına mı? Bence depresyonu sona erdi ve intikam istiyor."

Bunu hiç düşünmemiştim.

"Ertan bana hiç zarar vermemişti."

"Bu seninle evliyken geçerliydi. Adamın duygularına edip gittin."

Ertan ile ilişkimin bu noktaya gelmesi garip geliyordu. 

Beni koruyup kollayan, aşık Ertan'a alışmıştım. 

Aslında ilk tanıştığımızda da fena değildi. 

En azından diğer insanlara davrandığına göre iyiydi.

"Hedef köşeyi döndü. Hızlan." diye kulaklığıma konuşan Buğra ile adımlarımı sıkılaştırdım. 

Ertan'ı fark ettiğimde ayağım takılmış gibi yaparak taşıdığım onlarca kitabı yere düşürdüm.

Kitaplardan biri Ertan'ın ayağının üzerine düşmüştü.

Beni umursamayarak yoluna devam edecekti ki ona baktım ve "Çok özür dilerim." dedim. 

Duymazlıktan gelerek yoluna devam edeceğini anladığımda ileride bizi izleyen ajanlara işaret yaptım. 

Ertan yoluna devam ederken yere eğilip kitaplarımı toplamaya başlamıştım. 

İki erkek ajan yanımdan geçerken bana yakın olan kitaplardan birini yola doğru tekmeledi ve "Ayağıma takıldı lanet kitap." dedi.

Sinirle ayağa kalktım ve "Ne yaptığını sanıyorsun?" diye bağırdım. 

Ajanlar gülerek beni taklit ederken kitabı tekmeleyen bana doğru yaklaştı ve "Bir şey mi dedin?" diye sordu. 

"Kitabımı yola fırlattınız!"

"Ayağımın altındaydı."

"Ben şimdi ayağınıza dolanacağım!"

"Seni de fırlatayım?"

Göz ucuyla Ertan'a baktım.

Yoluna devam ediyordu. 

"Biriniz vurun bana." diye fısıldadım. 

Diğer ajan beni sertçe ittirdiğinde kendimi yere bıraktım. 

"Yardım edin!"

Hadi dön arkana. 

Hadi.

Dönmediğinde sinirle küfrettim. 

Ulan insanlık adına insan arkasını döner. 

Buğra kulağıma "Hızlı bir şeyler yap, adam gidiyor." dediğinde ayağa kalktım ve koşarak Ertan'ın kolunu tuttum. 

Anlamayarak bana baktığında "Yardım eder misiniz?" diye sordum. 

"Hayır, sağ ol."

Kolunu çekip yürümeye devam ettiğinde hızla önüne geçtim. 

Kaşlarını çatarak bana baktığında "Lütfen. Sanırım silahları var." dedim. 

Cebinden para çıkarıp bana uzattı ve "Aynı kitapları almana yeter, şimdi git." dedi.

"O kitapları yayınevi daha basmadı. Okuyup çevirmem gerekiyor." 

Ertan oflayarak adamlara döndü ve belinden çıkardığı tabancayı onlara doğrulttu.

"Gitmeniz için üç saniyeniz var. Eğer görüş açımda olursanız sizi tek kurşunla öldürürüm." 

İki ajan koşarak kaçarken Ertan önüne dönüp yürümeye devam etti. 

Buğra'ya "Plan C." diye fısıldadım. 

Yola düşen kitabımı almak için gittiğimde farklı bir ajanın sürdüğü araba üzerime doğru sürmeye başladı.

Korkmuş gibi bağırdım. 

Arabanın bana çarpması an meselesiyken beni kaldırıma çeken adamın kim olduğunu biliyordum. 

Hiç düşünmeden ona sıkıca sarıldım ve kafamı göğsüne gömdüm. 

Ertan küfür mırıldandıktan sonra "Kaldırımdaki kitaplarını topla. Ben yoldakini alıp seni nereye gideceksen bırakacağım." dedi.

Onu başımla onayladıktan sonra kitaplarımın yanına gittim. 

En sonunda harekete geçmişti.

Eğer adım atmasaydı Türk dizi ve filmlerindeki tüm klişeleri canlandırmak zorunda kalabilirdim.

"Lavanta!"

Buğra'nın bağırması ile ona baktım. 

"Niye bağırıyorsun manyak herif?" 

"Çünkü iki saattir sahte hamile göbeğine bakıyorsun."

"Dalmışız işte. Laf etme."

"Bu akşam yemeğine ben de geleyim. Oluşabilecek her türlü duruma tedbir almamız gerek."

"İyi olur." diye mırıldandım.

Kelebeğin YemiWhere stories live. Discover now