Kelebeğin Yemi

Otel

Fatma Teyze, Kağan'ın tabağına yemek koyduğunda Kağan'ın birbirinin içine girmiş yiyecekleri ayıkladığını fark ettim. 

Fatma Teyze bana da yemek koyacaktı ki "Ben alırım." dedim ve ayağa kalktım. 

Yemekleri tabakta birbirlerine temas etmeyecek şekilde koyduktan sonra tabağımı zorla birkaç çatal almış olan Kağan'ın tabağı ile değiştirdim.

Kağan şaşırarak bana bakarken "Kocam da yemeklerin birbirine karışmasından nefret ederdi." dedim.

Kağan bir şey demeden yemeğine döndüğünde Buğra'nın Kağan'a kaşlarını çatarak baktığını gördüm.

Dikkat çektiği için onu masanın altından dürttüm. 

"Ben su alıp geleceğim, isteyen var mı?" diye sordum.

"Sen otur kızım, ben getiririm." diyen Fatma Teyze'ye "Misafir miyim ben? Kendim alırım." dedim. 

Fatma Teyze bu dediğim ile ikna olurken Buğra'ya "Sen de benimle gelsene." dedim.

Buğra beni onaylayarak yerinden kalktığında birlikte mutfağa gittik.

"Şu beş ayda aldığın eğitimleri unuttun herhalde. Adama neden onu öldürecekmiş gibi bakıyorsun?" 

"Adam seninle oynuyor, farkında değil misin?" diye sorduğunda anlamayarak Buğra'ya baktım. 

"Ertan Yükselen ile tarzı, huyları ve tavırları aynı. Sence bu tesadüf mü?"

"Ne demeye çalışıyorsun?"

"Ertan yollamış bu iti. İntikamını da bu şekilde alıyor."

"Bana onu hatırlatacak ortamlar yaratıyor yani." 

"Yoksa dosyası arabasında olan bir adamı neden seninle yakınlaştırsın?"

Her şey otururken Buğra, "Asıl sorun sen nasıl bu duruma duygusal açıdan yaklaşabilirsin?" diye sordu.

"Ertan ile evliliğimi en iyi sen biliyorsun. Suçları olmasa onunla aşk evliliği yapmak isterdim." 

"Ciddi misin sen?"

"Bana çok güzel davranıyordu."

"Ve kendisi bir katildi. Diğer işlediği suçları saymıyorum bile."

Derin bir nefes aldım.

"Biliyorum Buğra."

"O adamla üç sene evli kaldın. Aylarca süren sevgililiğini saymıyorum bile. Neredeyse dört sene." 

"O hayatıma alışmıştım."

"Çok normal. Onunla gerçekten evliymiş gibi yaşadın ve her gün birlikteydin."

"Daha fazla oyalanıp dikkat çekmeyelim. Yanlarına dönelim."

Buğra beni onayladığında geri içeri geçtik.

Masaya oturduğumuzda Mahmut Abi, "Lavanta sen şu an eski kocanın soyadını kullanıyorsun, değil mi?" diye sordu.

"Evet, neden?" 

"Bugün bir şirketin sekreteri beni aradı. Şirketin sahibi buraya yakın bir yerde şirket açacakmış, bu yüzden patronlarının kalması için hangi otelin lüks olduğunu falan sordu."

"Adı neydi?" diye sordum, endişeyle.

"Ertan Yükselen."

"Geldi mi? Şu an köyde mi?"

"Gelmiş olmalı."

Hızla ayağa kalktım. 

"Hangi otelde?"

"Lavanta ne yapıyorsun?" diye soran Buğra beni durdurmaya çalışıyordu.

"Meydandaki."

"Sağ ol." dedikten sonra hiç düşünmeden bahçe kapısından dışarı çıktım.

Buğra arkamdan "Lavanta!" diye bağırırken onu umursamadım.

Ertan eğer buradaysa benim de burada olduğumu biliyordur.

Onu görmek istiyorum.

Meydana geldiğimde otele girdim ve resepsiyondaki görevlinin yanına gittim.

"Kolay gelsin." dedim gülümseyerek.

"Teşekkürler."

"Kocam bugün rezervasyon yaptırmış olmalı ama ona ulaşamıyorum. Siz odasını arayabilir misiniz?"

"Oda numarasını söyler misiniz?"

"Dediğim gibi kocam hallettiği için oda numarasını bilmiyorum. İsmini söylesem olmaz mı?"

"Peki öyle yapalım."

"Adı Ertan Yükselen."

"Sizin kimliğinizi alabilir miyim?"

"Tabii." dedikten sonra kimliğimi çıkarıp ona uzattım.

Lavanta Yükselen olmak işime yarayacak gibiydi.

Adam kimliğimi doğruladıktan sonra "Arayayım." dedi.

"Benim yarın geleceğimi sanıyordu. O yüzden geldiğimi söylemeden ararsanız memnun olurum."

Adam benden şüphelenirken tişörtümün üzerinden karnımı gösterdim.

"Babasını özledi, o yüzden erken geldim. Sizden isteğim sadece odasında olup olmadığını öğrenmeniz."

"Tabii."

Görevli odayı aradığında heyecandan kalbimin sesini duyuyordum.

"Aramaya kimse cevap vermedi."

"Öyleyse sizdeki anahtarını verebilir misiniz? Yol çok yordu, onu odada beklemek istiyorum." dedim.

Görevli bana oda anahtarını verdiğinde gülümseyip teşekkür ettim.

Küçük bir köy olduğu için güvenlik iyi değildi.

Oda anahtarını almak bu yüzden basit olmuştu.