Yemek

1.4K 152 136
                                    

Ertan ile eve geldiğimizde "Aç mısın?" diye sordu.

"Yani."

Ertan mutfağa yöneldiğinde peşinden gittim.

Ertan dolabı açtığında şok içinde onu kenara ittirdim.

"Bu ne Ertan?"

"Ne var?"

"Burada hep hazır yiyecekler var. Sen bunlardan nefret edersin."

"Yemek yapmayı bilmiyorum Lavanta. Bunları yapmak kolay oluyor."

Ertan'a döndüm ve ellerimi omuzlarına koyduktan sonra "Sen zenginsin Ertan." dedim.

"Ee?"

"Yemek yapacak birini tutabilirdin."

Ertan da benim omuzlarıma ellerini koydu ve "Birisi sayesinde insanlardan kendimi soyutlamayı tercih etmiştim." dedi.

Suçlu olduğumdan dolayı ellerimi indirirken Ertan, "Seninle bir anlaşma yapalım." dedi.

Merakla ona baktım.

"Ne anlaşması?"

"Ben sana ev temin edeceğim, sen de yemek yapacaksın. Böylece bana borçlu kalmayacaksın."

Şaşkınlıkla "Evden kastın burası mı?" diye sordum.

"Birkaç saat önce evsizdin. Bence burayı beğenmeyi denemelisin."

"Ondan değil. Sadece benimle yaşamak istemene şaşırdım. Geçmişimizden ötürü beni istemezsin sanmıştım."

"Seni başka bir yere göndereyim de Kağan sana zarar versin. Ben seni..."

"Kendinden başkasına emanet etmezsin. Biliyorum."

"Lafımı kesecek kadar cesaretlisin madem sözlerimi düzgün tamamla." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Doğru tamamladım bir kere. Üç seneden uzun bir süre bu lafı duydum."

Ertan omzumdaki elleri indirerek belimden tuttuğunda anlamayarak ona baktım.

Tuttuğu belimden beni kendine çektikten sonra "Etmem değil, edemem." diye fısıldadı.

Ne yapacağımı bilemeyerek Ertan'a baktım.

Beni kendine yakınlaştıran oydu ama o da ne yapacağını bilmiyordu.

"Evde birkaç şey yine var. Akşam yemeğini bugünlük hazırla. İlk fırsatta alışveriş yaparım." dedikten sonra benden uzaklaşan Ertan'a "Özel olarak istediğin bir şey var mı?" diye sordu.

Ertan heyecanla bir şey söyleyecekti ki kendini durdurdu.

"Sadece karnımız doysun, yeter."

"Emin misin? İstediğin bir şey varsa yapabilirim."

"Pek özlemedim zaten yemeklerini. Genelde hatır için yiyordum." diyerek mutfaktan çıktığında güldüm.

Hatır için yemiş beyefendi.

Pabucumun hatrı.

Yemek yapmak için malzemeleri dolaptan çıkarırken Ertan'ın yavru kedi gibi kapıya pısmış, beni izlediğini gördüm.

"Hayırdır?"

"İhanet edip içine zehir katarsın. O yüzden izliyorum."

"Öldürmek isteseydim bu kadar zahmete girmezdim."

"Yani daha önce nasıl öldürebileceğini düşündün."

Ertan'a cevap vermeden işime koyulmuştum ki Ertan ada tezgahın önündeki sandalyeye oturdu.

Ada tezgahta iş yaptığımı göz önünde bulundurursak Ertan'ın dibime girdiğini söyleyebiliriz.

"Ne yapıyorsun yemeğe?"

"En son görürsün."

"Ama ben merak ediyorum."

"Etmeye devam edebilirsin."

"Ne zamana hazır olur?"

"Eskiden akşam yemeğini kaçta yiyorsak o zaman hazır olur."

"Peki."

Sustuğu için rahatladım ve yemek yapmaya devam ettim.

Aynı küçük çocuk gibi ayağımın altında dolanıyordu.

"Bezelye..."

Sözünü kestim ve konuşmaya başladım.

"Bezelye, nohut gibi yiyecekleri sadece kendi yemeklerinde seversin. Başka bir yemeğe karışmasını sevmezsin. Biliyorum. Her şey sade ve lezzetli olacak."

"Yemekler de birbirine karışmayacak, değil mi?"

"Karışmayacak."

Ertan susarak beni izlemeye başladığında tebessüm ettim.

Eski günlerde olduğu gibi olmuştu.

"Bir de spor yapıyorum ya o yüzden daha sağlıklı yiyecekler olursa daha iyi olur. Boşuna..."

Yakınımdaki bıçağı aldım ve Ertan'a doğrulttum.

"Mutfağımdan defol git."

"Teknik olarak burası benim mutfağım."

"Bak hala konuşuyor. Seni bıçaklarım."

"Bunu yapmayacağını bilsem de..."

Ayağa kalktı ve "İşim olduğu aklıma geldi. Gitsem iyi olacak." dedi.

"Bence de iyi olacak."

"O zaman ben çalışma odasındayım."

"Hazır olunca çağırırım ben seni."

"Peki. Kolay gelsin."

Ertan mutfaktan çıkınca kendimi tutamayarak güldüm.

Hiç büyümeyecek.

Kelebeğin YemiWhere stories live. Discover now