Kılık Değiştirme

744 96 52
                                    

Hande koşarak yanımıza geldiğinde merakla ona döndük.

"Tarık Akhan'ın yerini bulduk. Hızlı olursanız onu yakalayabiliriz." 

Onurlar ayağa kalkarken Akşın, "Emin miyiz?" diye sordu. 

"Evet. Yurtdışından gelen şüpheli bir grup insanı takip etmemiz istenmişti. Tarık Akhan'ın çiftliğine gittiklerini öğrendik." 

Onur, "Akşın diğerlerine haber ver, çıkıyoruz." dediğinde Akşın onu onaylayarak gitti.

Ayağa kalkacaktım ki Buğra omzumdan tutup kalkmamı engelledi.

"Otur oturduğun yerde."

"Arabada beklerim." 

"Onun yerine burada bekle." diyen Buğra'ya itiraz edecektim ki Onur, "Ertan da burada bak. Onunla oturup uslu uslu durun." dedi.

"Sizden nefret ediyorum." 

"Biz de seni seviyoruz." diyerek giden Bernalar ile Ertan'a döndüm.

"Baş başa kaldık."

"Ameliyattan yeni çıkmamış olsan güzel aktiviteler yapabilirdik."

Ertan'ın bu dediğine gülerek "Maalesef bir süre olmayacak." dedim.

Ertan sandalye çekip yanıma oturduğunda "Anne ve babam nasıldı?" diye sordum.

"Muhteşem insanlardı. Sonuçta onlar doğmanı sağlayan kişiler."

"Ya Ertan."

Ertan dediğime gülümsedikten sonra "Annen; sen ve abinle ilgili konuları duyduğu için biraz yıprandı ama baban ayakta kalmayı başardı. Birazdan onları ziyaret edeceğim." dedi.

"Neden?" diye sordum, şaşkınlıkla.

"Amir, Levent'in katilinin öldüğünü söylememi istedi."

"Bunu genelde telefonla yaparız." 

"Evet, bunu amir söyledi ama onlar senin ailen. Ayrıca bu haberi onlara telefonla söylersem ileride baban da seni telefondan vermeyi reddedebilir." 

"Ben de gelebilir miyim acaba?" diye mırıldandığımda Ertan, "Birinci ve ikinci yediğimiz haltlara sustular ama bu sefer cidden bizi şirketten kovabilirler." dedi.

"Abartma Ertan."

"Ailene gidip ne demeyi planlıyorsun? Ben aslında ben değilim, abim de abim değil. Onun katilini bulup öldürdük, falan mı?"

"Kılık değiştiririm."

"Bu çok tehlikeli."

"Kılık değiştirdikten sonra eğer tatmin edici olmazsa gelmem."

"Buna izin verme yetkim yok."

"Haklısın. Ben senden kıdemliyim. Beni durduramazsın." dedikten sonra hızla ayağa kalkıp yürümeye başladım.

Ertan arkamdan "Ani hareket yapsana!" diye bağırırken onu umursamadım.

Hazırlanıp geri döndüğümde Ertan şaşkınlıkla bana bakıyor. 

İstediğim sonuç bu değildi.

"Nasıl tanıdın?"

"Senin yürüyüşünü tanıyorum ben."

"Yine de olmaz."

Aynada kendime baktım ve "Benzemediğimi sanmıştım." dedim.

Sarı renkteki kıvırdığım saçlarımda pençem olduğum için yüzüme bukle bukle saç düşüyordu. 

Taktığım numarasız gözlük, makyaj yaparak kemer eklediğim burnuma dayanıyordu.

"Seni benden başkası tanıyamaz." diyen Ertan'a "Sormadan inanmam." dedim. 

Çalışan Hande'nin yanına gittim ve bir şey demeden karşısında durdum. 

"Nasıl yardımcı olabilirim?" diye soran Hande'ye "Sence birinci dereceden bir akrabam beni böyle tanıyabilir mi?" diye sordum.

Hande tek kaşını kaldırıp bana bakarken "Yine ne haltlar karıştırıyorsun Lavanta?" diye sordu.

"Sadece tanınmamam lazım."

"Lens olduğu belli oluyor. Renk değiştirmek yerine daha açık ton bulup tak."

"Annem ya da babam beni böyle tanır mıydı sence?"

"Tanımazlar ama ne karıştıracağını söylemezsen seni amire bildiririm." 

"Sadece onları uzak bir mesafeden göreceğim."

"İlla başımıza dert açacaksın." 

Kendimi tutamayarak sırıttığımda Hande, "Yüz hatlarını keskinleştirecek bir makyaj yap." dedi.

"Hallediyorum." dedim ve arkamı döndüm. 

Ertan, "Tanıdı mı?" diye sorunca "Tanımadı ama iyileştirmem için birkaç şey söyledi. Onları yapacağım." dedim.

"Peki. Sonra çıkacak mıyız?" 

"Çıkarız."

Hande'nin dediklerini yapmaya giderken Ertan peşime takıldı.

"Heyecanlı mısın?"

"Fazlasıyla."

"Orada yine de konuşmaları yaparım. Sen arada katılırsın. Böylece yakalanma ihtimalini en aza indiririz." dediğinde onu kafamla onayladım.

"Anne ve babanın gözüne girmem gerekiyor. İleride beni gördüklerinde "Aa sen o ajansın, iyi ki sen olmuşsun." demeleri gerekiyor."

"Ertan görev amaçlı gidiyoruz. Seni damat olarak götürmüyorum."

"O günler de gelecek."

"Daha var." 

"Bak bunu demişken aklıma ne geldi?"

"Ne geldi?"

"Yolda anlatırım."

"Ama merak ettim."

"Amirin senden bir isteği var ama biraz şey... İstemeyebilirsin."

"Bak bu beni daha da meraklandırdı."

"Öyleyse yola çıkalım da anlatayım."

"Peki, çıkalım."

Kelebeğin YemiTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon