İyi Değil

946 113 56
                                    

"Dört saat geçti, niye kimse gelmiyor?" diye soran Ertan ile bilmediğimi vücut diliyle gösterdim.

"Bizimkilerin bizi bulmaması imkansız." dedi Berna.

"Öyleyse n'apacağız?" diye sordu Nazlı.

"Gidip çevreyi kurcalayalım." diyen Onur ile ayağa kalktım. 

"Akşın ve Ertan siz burada Buğra ile kalın. Diğerleri de iki gruba ayrılsın. Kapıyı açtıktan sonra ayrılıp çevreyi kolaçan ederiz." dedim.

Onur'un ellerini beline koyarak bana baktığını fark ettiğimde masumca sırıttım.

"Tabii bu benim fikrim ekip başkanının dediğini yapmalıyız." 

"Buğra ne kadar iyiyim dese de sakatlandı. Bu yüzden Akşın ve Ertan onunla burada kalsın. Berna, Taha ve Nazlı bir grup olsun. Lavanta ile de ben ilerleyeceğim."

"Bu Lavanta'nın dediği ile aynı." diyen Taha ile Onur, "Taha da burada kalsın." dedi.

"Beni saha görevinden alamazsın!"

"Çoktan aldım!"

"Amirin kaşesini sırf ona gidip raporları okutturmadan onay almak için çaldığını amire söylerim!"

"Adam en ufak beğenmediği yer için tekrar yazdırıyor. Böyle işler hem daha hızlı ilerliyor hem de amirimizin iş yükü azalıyor."

"Ona da bunu söylersin." diyen Taha ile Onur, "Sen de gel. Yeter ki sus." dedi.

Taha sırıtarak onu onaylarken Berna kilitli kapıyı açmak için anahtar kısmıyla oynuyordu.

Berna kilidi açtığında kapıyı yavaşça araladı.

Hepimiz saldırıya hazırlanırken karşımızda bir sandalyeye oturmuş amir ve yanında ayakta duran Hakan'ı gördük.

"Bizimkilerin bizi bulmamasının imkansız olduğunu biliyorduk." diyen Nazlı ile "Sus sus." dedim.

"Amirim sorması ayıp ne zamandır oradasınız?" diye soran Onur ile amir, "Ayıpsa susmalısın." dedi.

"Peki amirciğim."

Hakan'a döndü Onur ve "Ne zamandır buradasınız?" diye sordu.

"Tüm boklarınızı öğrendik. Dert etmeyin." 

"Sırf işten kaytarmak için kaçırıldığınız yerden kaçmamak mı? Ben size bu dört saati misliyle ödeteceğim." dedi amir.

"Ekip başkanı Onur ve biz onun dediklerini uyguladık." dedim hızlıca.

"Ekip başkanının sözünden çıkamazdık." diye bana katıldı Nazlı.

Berna, "Bence hepimizin suçunu ekip başkanı üstlenmeli." dediğinde Onur, "Sen yapmasaydın bari." dedi.

Berna omuz silkerken amir, "Mantıklı geldi. bence bir hafta boyunca raporlarınızı Onur yazıp bana getirebilir." dedi.

"Mesaileri de mi alsa?" diye mırıldanan Taha ile amir, "Siz isteyin yeter." dedi.

"Ulan hala ekip başkanınız benim. Sizi sıkı bir eğitimden geçireceğim."

Amir, Hakan'a "Buğra ile ilgilenin. Diğerleri teşkilata yolla." dedi.

"Emredersiniz amirim."

Amir gidince Hakan, "Size diyecek laf bulamıyorum." dedi.

"Onu bunu bırak. Kağan'ı yakalayabildiniz mi?" diye sordum.

"Kaçmış." dediğinde moralim bozulmuştu.

"Ama size iyi bir haberim var. Diğer mafyalar ve Ertan'ın bize söylediği tüm isimlere eşzamanlı baskın yapıldı. Sadece Kağan ve Tarık kaldı." 

"Tarık Akhan mı?" diye şaşkınlıkla sordu Ertan. 

"Evet."

"Bu iyi değil." diyen Ertan'a "Niye?" diye sordum.

"Tarık Akhan, Kağan ile beni eğiten adam. Eğer piyasada sadece ikisi kaldıysa işbirliği yapacaklardır."

"Peki bu adam neyin nesi?" diye sordu Onur.

"Benim tüm bağlantılarımı yakalamış olabilirsiniz ama onun bağlantıları sadece bu ülkeyle sınırlı kalmıyor."

"Eğer Kağan onunla çalışırsa eline büyük bir güç geçecek." dedi Berna.

"Bunu önlemenin bir yolu yok mu?" diye sordu Nazlı.

"Hapiste bile iş görür o adam. Üzgünüm aklıma bir çözüm yolu gelmiyor." dedi Ertan.

Hakan, "Siz teşkilata geçin. Devamını düşünürüz." dedi.

"Peki ekip başkanı."

Hep birlikte çıkarken Ertan elimi tuttu.

Kelebeğin YemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin