Hayallerimizi Çalıyor

743 109 26
                                    

Teşkilata geldiğimizde bizimkilerin benim için kutlama hazırladığını gördüm.

"Kağan yakalandı mı?" diye sordum, direkt.

"Maalesef."

"Öyleyse kutlamaya gerek yok. Ben odama çıkacağız."

"Kızım yaşıyorsun. Kutlama için daha iyi bir sebep olamaz." diyen Buğra'ya "Üzgünüm. Sanırım son olanlar beni yordu. Yatıp uyumak istiyorum." dedim.

"Sen nasıl istersen öyle olsun."

Buğra bir şey olduğundan şüphelenmişti ama bilerek ses etmemişti.

"Yatmaya gitmeden önce seni cesaretin ve işe dönmek için acele etmenden dolayı kutluyorum." dedi amir.

"Teşekkür ederim."

Amir, "Başkası olsa iş yapmamak için kaçırıldığı yerden kurtulmaya tenezzül etmez." diyerek Onur'a gönderme yaptığında Onur sanki kendisine söylendiğini anlamamış gibi bize döndü.

"Bakın bu size bir ders olsun. Bir daha işten kaçmak yok."

"Bazı zamanlarda sadece susmak gerekir Onur." diyerek onu durduran Berna ile gülümsedim.

Sonrasında Ertan'a döndüm ve "Ben odamıza çıkacağım. Sen istersen burada kal ve diğerleri ile eğlen." dedim.

"Tabii ki seni yalnız bırakmayacağım." diyen Ertan'ı onaylayarak yürümeye başladım.

Yanımda olmasına rağmen ona durumu söylememek kendimi yalancı gibi hissetmeme neden oluyordu.

Odamıza geldiğimde hiçbir şey yapmadan yatıp arkamı döndüm.

Ertan da yanıma uzanırken yüzümü yastığa gömdüm.

Hastanedeki ağlamak rahatlatmamıştı.

Uyuyakalana kadar ağlamak ve kendimi uykudan kaldırmamak istiyordum.

Ertan yüzüme düşen saçları çektikten sonra "Sorun ne sevgilim?" diye sordu.

"Sadece ailemi görüp onlara sarılamamak, Kağan'ın hala dışarıda geziyor oluşu canımı sıkıyor. Her şeyin düzene girmesini istiyorum."

"Bunlar canını sıkıyor olabilir ama senin derdin başka. Tanırım ben seni." dediğinde daha fazla ağlamak istedim.

"Bana döner misin, Lavanta Kokulum?"

İstemeyerek ona döndüğümde fark etmeden gözümden akan yaşları sildi.

"Senin canını sıkan şey ne? Kağan kavga esnasında sana bir şey mi söyledi? Üzülmenin sebebi ne?"

"Ertan..."

"Seni böyle görmek içimi acıtmıyormuş gibi sadece izlemek... Bana ne olduğunu söyle. Sorunların, sorunlarım olsun. Birlikte çözelim."

"Doktor..."

"Ne olmuş doktora?"

"Kurşunun geldiği yer yüzünden çocuk sahibi olamayacağımı söyledi."

Ertan ne diyeceğini şaşırırken "Baba olmayı çok istiyordun." dedim.

"Gel buraya Lavanta'm." diyen Ertan'a sarıldım ve titreyen sesimle konuşmaya başladım.

"Ben de anne olmak istiyordun. Hamile kalmak, aşermek, senin ben hamileyken telaşlamanı izlemek istiyordum. Birlikte doğuma giderken yaşayacaklarımızı hayal etmiştim."

"Şışş, sakin ol."

"Senden çocuğum olsun istiyordum ama imkansızmış. Doktora ihtimal bile mi yok, diye sordum. Yok, dedi."

Ertan yüzümü elleri arasına aldıktan sonra "Baba olmayı çok istiyordum ama senin hayatta olman daha önemli. Eğer çelik yeleğin ya da kaskın olmasaydı ne olurdu? Seni kaybederdim." dedi.

"Ama şimdi de çocuk doğuramayacağım. Senden çocuğum olmasını çok istiyordun. Bu fırsatı kaybettin."

Ertan alnımdan öptükten sonra "Tıp gelişen bir dal. En iyi doktorlara gideriz, bir çözüm buluruz." dedi.

"Bulamayabiliriz de."

"Bulmayalım."

"Ama..."

Ertan beni susturduktan sonra "Şu an sadece seni kaybetmediğim için şükrediyorum." dedi.

"Önce evimizi yağmaladı. Şimdi gelecekteki çocuklarımız... Hayallerimizi çalıyor."

"Daha güzel bir evde mutlu bir aile kuracağız. Hiçbir şeye geç değil."

Kafamı Ertan'ın göğsüne yaslarken "Sadece seninle o telaşı yaşamak için çok hevesliydim. Hamile kaldığımı öğrenmek, cinsiyeti, aşermelerim, annelik duygusu, doğum... Sonra o büyüyecekti. Bizim torunlarımız bile olacaktı." dedim.

Ertan bana sarılırken "Bunları uzman doktorlara danışırız. Sakın sen üzülme." dedi.

"Ama sen üzülüyorsun."

"Kocalar bazen üzülür. Üzülürken tek istedikleri eşlerinin mutlu olmasıdır. Şimdi tek isteğimi yerine getirmeye çalış ve gözlerini yum."

Ertan'ı başımla onaylayarak uyumaya çalışırken kalp atış sesini dinledim.

Kelebeğin YemiWhere stories live. Discover now