Abim

1.3K 150 263
                                    

Yemekler hazır olduğunda "Ertan!" diye bağırdım.

Cevap vermediğinde elimdeki spatula ile çalışma odasına gittim.

Kapıyı çalmadan içeri girdiğimde Ertan bana baktı.

Spatulayı ona sallarken "Sen beni duymuyor musun? Yemek hazır." dedim.

"İşe dalmışım güzelim. Geliyorum şimdi." diyerek ayağa kalkıyordu ki bana ne dediğini fark etti.

"İş olan güzel. Dur! Güzel olan iş. İşim güzel. Güzelim işime dalmışım. Çok güzel işim var."

"Ertan."

"Güzelim güzelim, güzel işim."

"Konuştukça batıyorsun."

"Bence bir yerde kurtarır gibi oldum."

"Güzelim iş kısmını başta söylesen belki."

"Bence bu konuyu kapatıp yemeğe gidebiliriz." dediğinde gülerek "Olur." dedim.

Ertan sandalyesinden kalkarken merakla masasının üzerindeki dosyaya baktım.

Ertan dosyayı kapatırken "Kelebek ile düşman olduğum ilk zamandaki yaptıklarını inceliyordum." dedi.

"Ben de inceleyeyim."

"Şimdi yemek yiyelim." diyerek beni sürükleyen Ertan'ı umursamadan dosyayı masadan aldım.

"Yemek yerken inceleyebilirim."

"İlla inceleyeceksin yani."

"Tabii ki." 

Ertan daha fazla uğraşmak yerine yemek odasına gidince gülümsedim. 

Ertan sadece karnını doyurmak için olan yemeği hatrım için arkasından atlı kovalıyormuş gibi yerken karşısına oturdum ve dosyayı merakla açtım. 

Dosyanın kimin hakkında olduğunu görünce dosya elimden kayıp düşmüştü.

"İyi misin?" diye soran Ertan'a döndüm. 

"Levent Şimşek'i nereden tanıyorsun?"

"Bu işlere yeni başladığım zaman onun kardeşini öldürmem için emir almıştım."

Su bardağımı alıp sinirle Ertan'ın suratına fırlattım.

Sadece bir bardaktan kaçabilirdi.

Ertan refleksi kuvvetli olduğu için kafasını yana çekerek bardaktan kurtulurken ayağa kalktım.

"Lavanta ne oluyor?"

"Levent benim abim!"

"İşte bu beklenmedik bir durum." 

"Şimdi sana iki şey söyleyeceğim. Birisinin yalan söyleyip söylemediğini anlarım ve yalandan nefret ederim. Şimdi cevap ver, abimi sen mi öldürdün?"

"Hayır, o benim yakın dostumdu."

"Abim beni öldürmek isteyen biriyle arkadaş mı oldu yani?"

"Benim felsefemi bilirsin. Hak edene zarar veririm. Sen hak etmemiştin ve ben görevi reddettim."

"Her şeyi en baştan anlat."

"Sen de gelip otur." diyerek yanındaki sandalyeyi çeken Ertan'ın yanına gidip oturdum.

"İşe ilk başladığımızda herkesin lakabı olmaz. Hak edince alırız ve benim bir lakabım vardı. Kelebek..."

"Ama Kağan'ın lakabı da Kelebek."

"Onunla aynı anda işe başladığımız için rekabet içindeydik ve yine öyle olan bir zamanda bana Levent Şimşek'in kardeşini öldürme emri geldi."

"Ama neden? Abim onurlu bir insandı."

"Abin bir polisti ve çatışma esnasında Kağan'ın kardeşini öldürdü."

"Kağan bana bu yüzden mi ulaştı?"

"Sizin teşkilata giren herkes gerçek hayatta ölmüş olarak gösteriliyor. Kağan'ın bu teşkilat işini tahmin etmediğine eminim. Bence seni benim sayemde buldu." 

"Nasıl?"

"İzin ver anlatmaya devam edeyim."

"Peki."

"Ben görevi reddettim ama Kağan intikam istiyordu. Bu yüzden bana verilen görevi kendi halletmek istedi. Ben ise biraz ona inattan biraz da bunun doğru olmadığını bildiğim için Levent Şimşek'e ulaştım." 

"Kendi tarafından birine ihanet ederek abime benim öldürüleceğimi mi söyledin?"

"Tam olarak öyle."

"Peki sonra?"

"Abin seni korumayı başardı ama kendisi..."

"Beni korumak için mi öldü yani?"

Ertan bir şey söylemezken gözümden yaş aktı.

Abim benim için ölmüştü.

"Benim ihanet ettiğim de öğrenilmişti. Kağan ödüllendirilmeli, ben cezalandırılmalıydım. O an Kağan mükemmel bir fikir ortaya döktü."

"Senin lakabını kendisine mi istedi?"

"Birinin lakabını almak çok nadir olur ve lakabı alınan kişi için bu çok utanç verici. Birisi bana neden lakabın yok diye soruyor ve bunun cevabı güvenilmez biri olmam." 

Ertan'ın elini tereddüt ederek tuttum ve "Lakabını geri almanın bir yolu yok mu?" diye sordum. 

"Kağan'ın yaptığı büyük bir hatayı düzeltirsem bu istekte bulunabilirim... Ya da onu öldürüp geri alabilirim."

"Gerçek Kelebek sensin ve o lakabı geri alacağız."

"Sen de başta Kelebeğ'in yemiydin."

"Senin yemin." 

"Sana ben varken kimsenin dokunamayacağını söylerken şaka yapmıyordum. Daha seni tanımadan seni korumaya başlamışım." 

Gülümseyerek "Başlamışsın." diye fısıldadım.

Kelebeğin YemiWhere stories live. Discover now