BÖLÜM - 3

130 7 0
                                    


ZEYNEP ANLATIYOR:

Bu gidiş iyi gelmemişti bana. Annemin evinde yine sorun, kavga kıyamet... Sevim de yoktu bu hafta, bu küçücük ahşap barakada ilk kez yalnız kalacaktım. Yer yatağıma uzanmış, küçücük odanın alçak tavanına dikmiştim gözlerimi. Tavandaki siyahlı yeşilli küfleri bildik şekillere benzetiyor, bulduğum bu oyunla karanlığı ve içime dolmaya başlayan ürpertiyi kendimce yenmeye çalışıyordum.

Sevim yokken ne kadar da boş bu ev...

Sevim, kısa sürede bir ev arkadaşından da öte, biricik dostum olmuştu benim. Yirmili yaşlarının sonlarına yaklaşmış bu kısacık saçlı genç kadınla dostluğumuz benim Devlet Tiyatroları'nın kapısını çalmamla başlamıştı. Yetenekli ve istekli bulmuştu beni, beni birçok tiyatro oyuncusuyla tanıştırmış, bir topluluğa dahil olmamı sağlamıştı. Gönül verdiğim tiyatro çalışmaları nedeniyle yurda hep geç saatte dönüyordum. İkinci ay atıldım yurttan. Ne yapacaktım! Cebimde beş kuruş para yoktu. Bana evini açmıştı Sevim. Belki bunu başta biraz da mecbur hissettiği için yapmışsa da, iyi ki de yapmıştı. Evde senelerdir bir başınaydı. Ev de ne ev ama, ahşap bir baraka!.. O pek anlatmaz ya, çok sarhoş olduğu bir gece ağzından kaçırmıştı "Varlığın sekiz senelik yalnızlığıma iyi geldi!" diye. Sevim çok küçük yaşta ailesini kaybetmiş, ilkokul ve orta okulu amcasının ailesinin yanında okumuştu. Orada pek de iyi zamanlar geçirmediğini biliyorum. Ankara macerası liseyi yatılı olarak okumak üzere buraya gelmesiyle başlamış. Sekiz senedir de bu ahşap barakada bir başına yaşarmış...

Sevim yokken ne kadar da ürkütücüydü bu ev...

"Yalnız kalmaktan korkmam" demiştim ya, korkmamak elde değildi. Odanın tavanından ara sıra damlayan su sesine bir türlü alışamamıştım, bu sesi ne zaman duysam irkiliyor, yatağın içinde iyice büzülüyordum. Ahşap evin tahtaları her rüzgar estiğinde gıcırdıyor, o gıcırtılar sanki bir ayak sesine dönüşüyordu. Biri evde yürüyor, zemin gıcırdıyor... Sonra kafamda o sesler daha da yaklaşıyordu yer yatağına. Kaskatı kesilmiş, bacağımı bile kıpırdatamaz olmuştum. Kıpırdasam yerler gıcırdıyor, kendi varlığımdan korkuyordum bu kez. Gözlerimi açsam tepemde bir gölgenin dikildiğini görecektim, neredeyse emindim bundan. Rüzgar sesi fısıltı gibi geliyordu yattığım yerden. Yorganın altına girdim iyice. Mayıs sıcağında yorganın altında ter içinde kalmıştım, öte yandan başımı dışarı çıkarmaya cesaret edemiyordum.

Gece boyunca kabuslarla uyandım. Bir ara uyandım, saat sabahın üçüne geliyordu. Dışarıda ayaz vardı, kadife perdeler kıpırdıyordu. Boğazım kupkuru olmuştu, nefes alamıyordum sanki. Uykum da bitmişti. Kalktım yataktan, su içtim. Saate baktım yeniden, saat sabahın beşiydi! Nasıl olmuştu bu? Az önce üç değil miydi? Perdeler de kıpırtısız duruyordu. Aklımı kaçıracağını sanmıştım. Saatin üç olduğuna emindim. Tanrım, sen aklımı koru!

Korku içinde yeniden yatağa girdim. Uyuyakalmışım...

Ertesi akşam da çok farklı başlamadı. Hava karardı mı tüm korkularım başlıyordu yeniden. Oysaki gündüz evde yalnız otururken gülmüştüm geceki halime. Nasıl da uyku bastırmıştı şimdi. Hava daha yeni kararmıştı ve odaya çöken karanlıkla birlikte üstüme bir ağırlık çökmüştü benim de. Düşüncelerimle kendimi daha fazla korkutmamak için yattım.

Yine sesler duyuyordum, tık, tık, tık... Önce tavandan damlayan su sesi sandım. Kulak kesildim, hayır, başka bir şeydi bu. Sonra kesildi sesler. Tam rahatlamıştım ki aynı sesler kesik kesik bu kez, tık... tık... tık... Gaz lambasını açık bırakarak yatmayı düşündüm ama hem yataktan kalkmaya cesaret edemiyor, hem de gaz lambasının gazını bitirmekten korkuyordum. Elektrik desen dünya para. Bugün hava çok güzeldi, rüzgar da yoktu. Çıkıp sokakta sabahlasam... Sanki sokaklar daha mı güvenli? Evine gidebileceğim bir arkadaş? Yok! Tekrar tık! Bu kez tok bir ses çıkmıştı, artık cama bir şeylerin vurduğuna emindim. 'Ne olacaksa olsun' diye düşünerek kalktım yataktan. Bir yandan da "Belki de cama vuran bir kuştur." diye kendi kendimi teskin ediyor, ardından içimdeki şeytan usulca fısıldıyordu: Bu saatte kuş ne gezsin pencerede?

SEPYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin