-35-

4.1K 209 85
                                    

Nefesleri tutun. Uzun soluklu bir bölüm bekliyor sizi :)

Ve bir şey daha:

Kitapla ilgili duyuruları genellikle profilimdeki panoda yayınlıyorum. Beni takip ederek gelişmeleri görebilirsiniz.
______________
Kapı zilinin çalmasıyla yerimden kalkıp kapıya ilerledim. Sabah kahvaltısının ardından buraya gelmiştim. Hafif gülümseyen Damla ve onun aksine sırıtan Ayça'yı gördüğümde "Hoş geldiniz." dedim sakince. Kızların -özellikle Ayça'nın- ısrarıyla nikah alışverişine çıkacaktık.

Nikahta giymek için düzgün bir elbise almalıydım. Gelinlik giymeyecek olsam bile ailemin durumu fark etmemesi için özenli olmalıydım. Bu görevi Ayça memnuniyetle üstlenmiş ve beni nikaha hazırlayacağını söylemişti.

Dün Savaş beni eve bırakmıştı. Anneme Savaş'ın yüzük takmasını teklif gibi anlatarak aşkımıza daha da çok inandırmıştım. Daha sonra babamla duygusal bir konuşma yaşamıştık. Hatta Anıl da bu konuşmaya dahil olmuştu.

Onlarla konuştuktan sonra Ayça ve Damla ile görüntülü konuşarak utana sıkıla yüzük meselesini anlatmıştım. Ve bu yüzden Savaş, Ayça'nın gözünde 10 kat daha yükselmişti. Damla ise çok fazla şaşırmamıştı. Savaş'la yakın olduklarından az çok onun hareketlerini tahmin edebiliyordu.

Ayça heyecanla "Hadi çantanı al çıkalım." dediği sıra ne ara geldiğini anlayamadığım Savaş "Nereye?" diye sordu. Ona döndüğümde gözlerimiz buluştu. Dün bana dediği cümle aklımda yankı yaparken içimin titrediğini hissettim.

Dudaklarımı aralamayı becerdiğimde "Alışverişe." diye kısaca cevap verdim. Karşımdaki gözler bana sözcükleri unutturuyordu. Mantığım bunun doğru olmadığını bilse de kendime engel olmam oldukça zordu.

Benim cevabımın ardından Ayça heyecanla "Alışverişe değil, nikah alışverişine gidiyoruz." diye düzeltti beni. Bakışlarım ona çevrilirken ters bir bakış atıp Savaş'a döndüm.

Savaş başıyla onayladıktan sonra beni şaşırtarak "Ben götürürüm sizi." dedi. Dudaklarım şaşkınlıkla hafifçe aralanırken itiraz etmeden "Tamam, çantamı alıp geliyorum." diyerek yukarı çıkmaya başladım.

Çantamı aldıktan sonra aynadan üzerime baktım. Saçlarım salıktı. Üzerimde beyaz kısa kol ve onun üzerinde de siyah bir tulum vardı. Kolumun ağrısı olmadığı için yine takmadım kolluğumu. Zaten elimden geldiğince sol kolumu zorlamıyordum. Boynumdaki çiziği yine kapatıcıyla kapatmıştım ama kolumdakileri umursamıyordum.

 Boynumdaki çiziği yine kapatıcıyla kapatmıştım ama kolumdakileri umursamıyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gözüm son olarak sol elimdeki yüzüğe kaydı. Bir iki güne evleneceğimiz için sağa takmaya gerek duymamıştık. Yüzüğün parmağıma yaptığı ağırlık bile içimde mutluluk oluşmasını sağlıyordu. Tamam belki gerçek bir evlilik değildi. Yine de Savaş bilmese bile ben sevdiğim adamla evleniyordum. Bunun anlamı özeldi benim için.

Siyaha TutkunWhere stories live. Discover now