-20-

4.8K 203 45
                                    

_________
Savaşa sorduğum soruya aldığım cevap koca bir sessizlikti. Ne bekliyordum ki zaten?

"Neyse artık merakta etmiyorum." dedim soğukkanlılıkla. Gözlerimi sert gözleriyle birleştirirken "Bundan sonra zorunda olmadıkça konuşmayalım. Hatta göz göze bile gelmeyelim. Birbirimizi hiç tanımıyormuş gibi davranalım. Aynı ortamlarda bulunabiliriz ama iletişim kurmak zorunda değiliz. Yaptığımız hataydı." dedikten sonra sessizce yutkundum. Bunları söylemek benim için hiç kolay değildi.

Savaş bütün soğukluğunu korumaya devam ederken "Bencede en iyisi bu. Bu hata hiç olmamış gibi yapalım." dedikten sonra atölyeden çıktı.

Kalbim büyük bir yükün altında ezilirken kendimi toparlayarak atölyeden çıktım. Lavaboya uğrayarak yüzümü yıkadım. Ardından Ayça ve Buğranın yanına gitmek üzere lavabodan çıkarak bahçeye gitmeye başladım.

Ayça ve Buğra bir ağacın altında dikilmişlerdi. Yanlarına gittiğimde Ayça "Çardağa gidelim mi?" diye sordu. Gözlerim çardağa kaydığında Savaşında orada olduğunu gördüm.

Gitmemek icin bahane üreteceğim sıra aklıma gelen şeyle "Buğra çardağa gitsin, biz seninle bir baş başa konuşalım Ayçacığım." dedim imalı imalı.

Ayça anlamamış gözlerle bana bakarken Buğra "O zaman ben gider. Sizde dikkat edin kendinize." diyerek çardağa ilerlemeye başladı.

Ayçayı kolundan tutup boş bir banka sürükledim. Banka oturduğumuzda "Şimdi kaç zamandır aklımda olan sorulara cevap vereceksin." dedim. Ayça "Tamam sor bakalım." dediğinde "Bora ile aranızda ne var?" diye sordum. Bu soruyu uzun zamandır sormak istiyordum.

Ayça bir anda duraksadı. Yüzündeki mutlu gülümseme yerini buruk bir gülümsemeye bıraktı. Gözlerini kaçırarak bakışlarını bahçede dolaştırdı.

Onu etkileyen bir şey olduğunu anladım. Rahatlamasını isterken uzanıp elini tuttum. Gözlerine bakmaya çalışırken "Anlatmak zorunda değilsin." dedim kısık sesle.

Ayça başını iki yana sallarken "Sorun değil anlatacağım." dedikten sonra bir iki saniye duraksadı. Ardından "Ben, Bora ve çeteyi liseden tanıyorum." diye eklendiğinde fazlasıyla şaşırmıştım. Ben bunu beklemiyordum.

"Borayı ilk lise 2 de tanıdım. Kantin sırasında okuldaki saygınlığından dolayı önüme geçtiğinde onunla kavga etmiştim." dedi ve güldü.

"Sonra bir şekilde sürekli karşılaştık. Iyi bir lise değildi ama yinede her lisedeki gibi bölüm tercihimizde aynı sınıfa düşmüştük. Onun gerçekten nasıl biri olduğunu beraber yaptığımız proje ödevinde anladım. Normalde kura ile eşlerimizi seçtiğimiz proje ödevinde benim eşim olan çocuk sırf sevdiği kızla beraber odev yapmak istemiş. Şansımıza onun sevdiği kız Boradaymış. O da bunu öğrenince Boraya gidip epey ısrar etmiş. Ve sonuc olarak biz Borayla eş olmuştuk."

Cümlesini tamamladığında derin bir nefes aldı. Ben çok daha farklı şeyler beklemiştim. Ama onların hikayesi çok daha farklı çıkmıştı.

"Borayı hep soğuk ve kibirli biri sanmıştım. Oysaki o çok farklıydı. O proje ödevinin üzerinden zaman geçtikçe Borayla bir şekilde daha yakın olduk. O uzaktan bile âşık olunabilecek biriyken, ona yakın olmaya kalbim daha fazla dayanamıştı. Ve kapılarını sonuna kadar Boraya açmıştı. Anlayacağın ben fena halde ona aşık olmuştum." dediğinde gülümseyerek baktım ona.

Bakışları bana döndüğünde "Çok uzun bir hikaye. Gerçekten dinlemek istiyor musun?" diye sorduğunda başımı sallarken "Tabii ki istiyorum. Hatta baya merak ediyorum. Lutfen devam et." diye cevap verdim. Ayça başıyla onayladıktan sonra devam etmeye başladı.

Siyaha TutkunWhere stories live. Discover now