-17-

4.9K 209 35
                                    

Savaş beni boş bulduğu bir sınıfa sokup kapıyı sertçe kapattı.

Ne olduğunu anlamamanın verdiği sinirle "Ne yapıyorsun?!" diye bağırdım. Ama tabii ki bundan etkilenmedi.

Yüzü sertliğini korusada alaycı bir şekilde "Ne o? Prensin mi bekliyor?" dediğinde daha da sinirlenerek "Evet, Buğra bekliyor. Oldu mu? Gidiyorum ben!" diyerek kapıya uzandım.

Bileğimi saran el, sıkıca tutup beni kendine çevirdiğinde Savaşla burun buruna geldik.

Kahverengi gözlerini mavi gözlerime kilitlemişken "Gidemezsin." dedi bastırarak.

Kalp atışlarım hazırlanırken "Bırak beni! Biri görecek!" diye uyarıda bulunduğumda "Umrumda değil. Sorularıma cevap vereceksin!" dedi.

Dayanamayıp gözlerimi kaçırırken "Ne sorusundan bahsediyorsun?" dedim güçlükle.

"O, senin neyin oluyor?" dediğinde tekrar gözlerine baktım.

Buğradan bahsettiğini anladığımda "Neden umursuyorsun?" dedim inatla.

"Umursamıyorum." diye tek kelimelik bir cevap verdiğinde "Neden soruyorsun o zaman?" diye sordum.

Soruma aldırış etmeden "Cevap ver bana! Sevgili misiniz?" diye sordu.

Derin bir nefes almak istedim ama Savaşla olan yakınlığımız bunu yapmama engel oldu.

Benimle ilgileniyormuş gibi yapıp aklımı karıştırması bütün sinir sistemimi altüst etmişti.

Daha fazla zorlamamak adına tam cevap vereceğim sıra Buğranın koridorda yankılanan sesiyle Savaşın kolları arasından hızlıca çıktım. Yine boşluğuna denk geldiği için zorlanmamıştım.

Savaş çatık kaşlarıyla bana bakarken son kez ona bakıp hızlıca sınıftan çıktım.

Buğrayı tam karşımda bulduğumda "Hadi gidelim." dedim olanları belli etmeyerek.

Buğra bir şey demeden dediğime uyacağı sıra sınıftan Savaşında çıkmasıyla duraksadı.

Tek kaşını kaldırarak bana bakarken "Sizin ne işiniz vardı orada?" dedi. Koruma içgüdüleri anında devreye girmişti.

Savaş elleri ceplerinde bir şekilde umursuzca Buğraya bakarken "Hiiiç. Konuştuk sadece." dedim geçiştirerek.

Savaş sözlerimin üzerine bir anda "Sadece konuştuk mu?" diye sorduğunda tükürüğüm boğazıma kaçtı. Ne yapmaya çalışıyordu bu?

Kısa çaplı bir öksürük krizinin ardından Buğra "Bu ne demek Masal?" dedi tehditkârca.

Bi an ne diyeceğimi bilemesemde hemen ardından "Şey ya... Kavga da ettik. Yani kavga demişken, biraz tartıştık. Ondan bahsediyor. Neyse ne artık gidelim hadi." dedim.

Lafı çevirmeye çalışmıştım ve umarım işe yarardı.

Buğra tereddütlü gözlerle bana bakarken dudaklarımı büzüp şirinlik yapmaya çalıştım.

Ciddi yüz ifadesi yavaş yavaş bozulup gülümsediğinde bende kocaman gülümsedim. Bu hareketime asla dayanamıyordu.

Buğra pes edip "Tamam gidelim." dediğinde Savaşa bakma ihtiyacı hissettim.

Direkt gözlerine baktığımda sanki hüzünlü bir ifade görmüş gibi geldi. Ama Savaş anında ifadesiz haline büründüğü için emin olamamıştım.

Buğra beni kolunun altına alıp ilerlerken benim kafamın içi Savaş Kayahan ve onun davranışlarıyla doluydu.
_____________

Akşam yemeğinden sonra Anıl hevesle Buğraya dönerken "Oyun oynar mıyız?" diye sordu.

Siyaha TutkunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin