-42-

4.2K 180 238
                                    

Medya: Emre Aydın- Ve Gülümse Şimdi
____________

Gözlerime vuran ışık ve burnuma dolan o mükemmel kokuyla gözlerimi araladım. Bakışlarım Savaş'ın gözleriyle buluştuğunda gülümseyerek kafamı Savaş'ın boynuna gömdüm.

Kokusunu derin derin içime çekerken aklıma dün olanlar gelince kızarmaya başladım. "Masal..." Savaş'ın adımı söylemesiyle başımı kaldırmadan "Hı?" diye mırıldandım. Kızaran yanaklarımı görsün istemiyordum.

Eğlenen sesiyle "Utandın mı sen?" dediğinde "Savaş!" dedim boğuk sesimle. Galiba ölene kadar kafamı kaldırmayacaktım. Savaş'ın kahkahası kulaklarıma dolduğunda iyice yanaklarımın alev alev olduğunu hissettim.

Gömüldüğüm yerde oldukça memnunken Savaş'ın kendini geri çekmesiyle yüzüm açığa çıktı. Bakışlarımı kaçırarak etrafta dolandırırken Savaş'ın ellerini yanaklarımda hissettim. Başımı kaldırıp gözlerine bakmamı sağladığında "Benden utanma." dedi şefkatli sesiyle.

Dudaklarımı birbirine bastırdıktan sonra gülümsedim. Beklemediğim bir anda dudaklarını dudaklarımda hissettim. Kısa bir süre sonra geri çekildiğinde kulağıma eğilerek "Hayatımda yaşadığım en güzel geceydi." diye fısıldadığında omzuna vurdum.

Savaş kahkaha arttığında "Sus! Gülme!" diye uyardım. Arkamı dönüp ona trip atmaya başlayacağım sıra belimden tutup kendine çevirdi ve bir anda gıdıklamaya başladı.

Kahkahalarımın arasından durmasını söylesem de beni dinlemiyordu. Sonunda durduğunda şakağıma ve boynuma bir öpücük kondurdu. Ardından eğlenen suratıyla bana bakarken "Beraber, duş almalıyız bence." dediğinde elimle yüzümü kapatarak "Savaş, defol!" diye bağırdım.

Gülerek yataktan kalktıktan sonra banyonun açılma sesiyle gittiğini anladım. Ellerimi yüzümden çekerek gittiğine emin olunca hızlıca yerimden kalkıp Savaş'ın dün akşamki tişörtünü üzerime geçirdim.

Kendi kendime bile utandığımı fark ettiğimde başımı sallayarak etraftaki çamaşırları toplamaya başladım. Ardından yatak çarşaflarını çıkardıktan sonra hepsini kirli sepetine attım. Tam arkama döndüğüm sıra altındaki havluyla duştan çıkan Savaş'la karşılaştım.

Bakışlarım, su damlaların kaydığı kaslarına döndüğünde dudaklarımı birbirine bastırdım. Zar zor bakışlarımı oradan çekip Savaş'ın yüzüne baktım. Yandan bir şekilde güldüğünü gördüğümde bakışlarımı kaçırdım. Tabii Savaş Kayahan'ın gözünden kaçmamıştı.

"Etkilendin galiba..." diyerek imada bulunduğunda ona baktım. Aklıma gelen şeytani fikre uyup uymama konusunda kalsam da uymaya karar verdim.

Yavaş adımlarla ona yaklaştığımda kafamı kaldırarak gözlerine baktım. Tek elimi boynuna, diğer elimi de kaslarının üzerine koydum. Savaş'ın gerilen bedenini hissederken parmak uçlarıma yükselip yüzlerimizi yaklaştırdım. Aramızda milisantimler kala duraksadım ve sessizce fısıldayarak "Etkilendin galiba..." dedim onu taklit ederek.

Daha sonra cevap vermesini beklemeden uzaklaşarak doğruca banyoya giderek kapıyı kilitledim. Arkamdan çatık kaşlarıyla baktığına emindim. Kendi kendime gülerken cesaretimi tebrik ederek banyoya girdim.
__

Rahatlatıcı bir duşun ardından bornozuma sarındığımda acı gerçekle yüzleştim. Eşyalarımı almayı unutmuştum. Derin bir nefes alarak banyodan çıktığımda temkinlikle etrafa baktım. Savaş burada değildi. Yavaş adımlarla kenara gidip aşağı baktığımda alt katta da olmadığını gördüm.

Rahat bir nefes alarak valize ilerledim. Içinden eşyalarımı çıkardıktan sonra yatağın üzerine koydum. Tam o sıra belime dolanan kollarla çığlık attığımda Savaş'ın "Benim, sakin ol." diyen sesiyle duraksadım.

Siyaha TutkunWhere stories live. Discover now