-6-

6.4K 267 166
                                    

Medyaya çıldırıyor ve düşüyorum...

İyi okumalar...
___________
Sabah gözlerimi açmamla karşımda Savaş'ı görünce korkudan çığlık attım. Savaş hemen yanıma gelip eliyle ağzımı kapatırken ben hala olayı algılamaya çalışıyordum.

Savaş sinirle "Sessiz ol!" diye uyarıda bulunduğunda sakinleşmeye çalıştım. Ardından çatık kaşlarımla Savaş'a bakmaya başladım. Varlığını unuttuğum elinin dudaklarımda olduğunu hatırladığımda bakışlarım oraya kaydı. Dudaklarımda anlamsız bir yanma hissi oluşurken Savaş elini geri çekerek uzaklaştı.

O sıra odaya annem ve babam geldi. Önce Savaş'a sonra bana baktıktan sonra annem "Savaş evladım senin ne işin var burada? Ne zaman geldin?" diye sordu meraklı sesiyle.

Savaş'la birbirimize bakıp ne diyeceğimizi düşünürken ne ara geldiğini bilmediğim Anıl "Çok olmadı anneciğim ben aldım içeri. Biraz erkenciymiş de. Okula erken gitmeleri gerekiyormuş, o yüzden ben de ablamın odasına getirdim uyandırsın diye." dedi.

Annemler inanmışa benziyordu. Bu sefer babam "Sen niye çığlık attın kızım?" diye sorduğunda Savaş'a ters bir bakış atıp "Arkadaşı bir an karşımda görünce korktum, o yüzden." dedim. Daha fazla sorgulamadan odadan çıktıklarında hemen Savaş' dönüp "Yaptığını beğendin mi?" dedim sinirle. Ama Savaş oralı bile olmadı.

Daha sonra kapıda sırıtarak bakan Anıl'a "Hayırdır Anıl? Ne sinsi sinsi gülüyorsun yine? Sen karşılıksız iyilik yapmazsın ne istiyorsun?" diye sordum. Anıl daha da çok sırıtarak "Beni tanımana sevindim ablacığım. Çok bir şey istemiyorum bir yüzlük versen yeter." dediğinde gözlerimi büyüttüm.

Arada bir anlaşsak bile, Anıl bana sakatlığım konusunda destek ve yardımcı olsa bile biz yine de çok tartışırdık her kardeş gibi. Sinirle "Anıl yüz lira nedir ya? Bankamatik miyim ben?" dedim. O sıra Savaş da sessizce bizi izliyordu.

Anıl "Onu bunu bilmem parayı ver yoksa anneme gidip gerçeği anlatırım." diye tehdit etti. Tam bir şey diyecektim ki Savaş'ın, Anıl'a para uzatmasıyla susmak zorunda kaldım. Anıl elindeki beş yüzlüğe hayranlıkla bakarken kaşlarımı çatarak Savaş'a döndüm.

Ardından Anıl'a dönerek "Anıl o parayı geri ver." diye uyarıda bulundum. Savaş'ın ona yüz vermemesi gerekirken hepten başımıza çıkarıyordu. Ama gel görelim ki, ikisi de beni takmıyordu.

Anıl oldukça mutlu bir şekilde Savaş'a bakarak "Savaş abi sen hep bize gel. Ben sana kapıyı açarım." dedi ve hemen ardından sırıtarak odadan çıktı. Dudaklarımın arasından sinirle "Aptal." diye mırıldandım.

Bakışlarım Savaş'a dönerken "On yüz vermemen gerekirdi." diye sinirle söylendiğimde "Düşmanın değil o senin, kardeşin Masal. Kıymetini bil." dedi. 'Kıymetini bil' derken neyi kast ettiğini anlamasam da sorgulamadım.

Konuyu değiştirerek "Sen ne zamandır beri buradasın? Ve niye geldin?" dedim sorgularcasına. Umursamazca tekli koltuğa geri otururken "Geceden beri buradayım." diye cevap verdi.

Kafamdaki soruyu "Nasıl o koltukta uyudun?" diyerek dile getirdiğimde "Uyuduğumu kim söyledi?" diyerek zekice bir cevap verdi. Gece boyu uyumadan ne yaptığını merak etmeye başladım bu sefer.

Ardından bunu da dile getirmeye karar vererek "Ne yaptın gece boyunca?" diye sordum şüpheyle. Sonuçta uyuyordum ve ne yaptığını bilmiyordum. Onu çok tanımadığım için bir yorum da yapamıyordum.

Derin bir nefes alarak yerinden kalkarak kapıya ilerledi. Aynı zamanda sorumu umursamayarak "Bana bir daha trip atmaman gerektiğini öğrenmiş oldun. Aşağıda bekliyorum." diyerek odadan çıktı.

Siyaha TutkunWhere stories live. Discover now