-29-

4.3K 189 76
                                    

Endişe ve korku...

Savaş Kayahan'ın yabancı olduğu duygular...

Çok uzun zamandır kıyısından bile geçmediği o duygular şimdi esir altına almışlardı Savaş Kayahan'ı...

Her bir hücresinde hissettiği bu iki duygu onu harekete geçirdi.

Boraya telefonla haber verirken beklemeden Masal'a sürdü. Ona iyi gelen tek insana...

Hız ivmesinin sınırlarını zorladı çekinmeden. Masal'a bir şey olduğu düşüncesi aklını ele geçirmişti. Belki kalbini de...

Bir saatlik yolu, yarım saatte bitirdiğinde arabayı eve biraz uzak mesafede durdurdu.

Belindeki silahı çıkarıp eline aldığında şarjörü kontrol etti. Ardından torpido gözüne uzabarak yedek şarjörlerden birini alıp cebine yerleştirdi.

Arabadan indiğinde kendinden emin adımlarla ilerlemeye başladı.

Eve iyice yaklaştığında kendini gizledi. Saklandığı yerden evin etrafını kolaçan etti. Koruma sayısı çok fazlaydı. Onları halletmek fazla tehlikeliydi.

Başka bir zamanda başka bir yerde olsa bu tehlikeyi umursamazdı. Ama bu sefer söz konusu olan Masal'dı. Her hareketini iki kere düşünüyordu bu yüzden.

Daha az tehlikeli yolu seçti: içeri gizlice girmeyi. Korumaların hepsini dikkatlice süzdü. Tek tek analiz etmek istercesine.

Planı, basit yoldan korumaların dikkatini dağıtmaktı. Etrafına bakındığında işine yaracak büyüklükteki taşı eline aldı. Silahı beline yerleştirdikten sonra temkinli adımlarla eve yaklaştı.

En yakın olabileceği mesafeye geldiğinde kendisine uzak olan ama taşın yetişebileceği mesafede olan camı hedef aldı. Ve taşı fırlattı.

Kırılan camın sesi korumaları harekete geçirirken Savaş, hızlıca evin arkasına dolandı. Tahmin ettiği gibi açık olan alt camlardan birine tırmandı ve içeri atladı. Artık içerideydi.

Silahı belinden çıkarıp hazır hale getirdi. Temkinli adımlarla ilerlerken önüne çıkan her odayı kontrol ediyordu.

Masal'ın nerede olduğunu tahmin edebiliyordu. Bu yüzden üst katları es geçip alt kata inen merdivenlere yöneldi.

O an dışarıdan gelen çatışma sesleriyle duraksadı. Kaşları çatılırken arkasına dönüp kontrol etti.

Koridordan gelen sesi duyduğunda sessizce indiği merdivenleri geri çıktı. Koridora çıktığı an ensesine dayanan silahla olduğu yerde kaldı.

Derin bir nefes aldı ne yapacağını düşünürken. Arkasına dönüp elindeki silahı almak için hamle yapacağı sıra gelen silah sesiyle durdu.

Önce ensesindeki silahın soğukluğu gitti, ardından arkasında yere yığılan bedeni hissetti.

Arkasına döndüğünde karşısında görmeyi beklemediği birini gördü. Buğra Ozansoy'u...

Başını "eyvallah" anlamında salladıktan sonra gözleriyle yukarıyı isaret etti. Buğra başıyla onu onaylarken sıkıca silahını kavradı. Ardından temkinli adımlarla yukarı çıkmaya başladı.

Savaş ise tekrar aşağı inmeye başladı. Merdivenlerin biraz ilerisindeki kapıya ilerlediğinde buranın geniş bir depo olduğunu gördü.

Gözleri etrafı tararken adım adım ilerledi.

Ve onu gördü...

Masal'ı...

Yerde yatan bedeni cansız gibiydi.

Siyaha TutkunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin