-41-

4.5K 195 228
                                    

Bölüm şarkısı: Believer- Imagine Dragons (yazar bu şarkıya taktı kafayı :D)

___________
Savaş'ın isteğiyle minik bir şok yaşadıktan sonra "Savaş sen ciddi misin?" diye sordum heyecanla. Savaş başıyla onayladığında şaşkınlıkla ellerimle ağzımı kapatıp çocuk gibi yerimde zıpladım.

Hemen ardından kollarımı Savaş'ın boynuna dolarken "Savaş bu çok güzel bir fikir." dedim mutlulukla. Savaş kollarını belime dolarken başını boyun girintime koydu.

Gerçekten Paris'e gideceğimize inanamıyordum. Bu mükemmel bir şeydi. Şu anlık balayı kısmını düşünmek istemiyordum çünkü düşünürsem utancımdan kıpkırmızı olabilirdim.

Kollarımı gevşetip Savaş'tan uzaklaştım. Mutlulukla gözlerine bakarken "Ne zaman gideceğiz?" diye sorduğumda "Birkaç gün sonra." diye cevap verdi.

O an aklıma gelen şeyle gözlerimi kısarak "Bu tatil işinin altında bir şey yatmıyor değil mi?" diye sordum. Savaş bir anlık duraksamadan sonra "Altında bir iş yok. Sadece gitmemiz başka bir şeyi kolaylaştıracak o kadar." dedi. Kaşlarım merakla çatılırken "Neyi?" diye sorduğumda Savaş derin bir nefes alıp "Biz burada yokken Harun'u yakalamak daha kolay olacak. Sen tehlikede olmayacaksın." dedi.

Başımı hafifçe sallarken "Annemler de iyi olacak mı?" diye sorduğumda "Merak etme, evinizin etrafında fazlasıyla koruma var. Güvenlikleri arttırdım. Babanın çalıştığı yerde ve Anıl'ın okulunda da korumalar var. Gittikleri her yerde gizlice takip ediliyorlar. Yani güvendeler." diye açıklama yaptı.

Her şeyi detayına kadar düşünmesi yüzümde bir gülümseme oluştururken "Teşekkür ederim." dedim. Savaş dudaklarını araladığı sıra duyduğumuz seslerle geriye baktık. Siyah arabalardan inen yaklaşık 8 takım elbiseli adamın bakışları üzerimizeydi.

Bakışlarım Savaş'a döndüğünde sinirle "Harun!" diye tısladı. Kolumdan tutup beni arkasına alırken "Sen geri de kal." dedi. Öne çıkmak için harekette bulunmasam bile "Savaş, artık iyi dövüşebildiğimi biliyorsun. Hem de senden öğrendim." dedim.

Savaş anlık olarak bakışlarını bana çevirirken "Tamam ama kendine dikkat edeceksin. Bir şey olursa durma ve kaç." dediğinde başımla onayladım. Tabii bu yalandı. Asla onu bırakıp kaçmazdım.

Adamlar bize doğru gelirken biz de onlara doğru ilerleyerek düz alana geçiş yaptık. 8 kişiye karşı 2 kişi olmamız beni korkutmuyordu. Bize, özellikle de Savaş'a çok güveniyordum.

Adamlardan biri Savaş'a biri bana atak yaptı. Adamın yüzüme savurduğu yumruktan eğilerek kaçtıktan sonra sırtına güçlü bir tekme attım. Adam yere yığıldığında kafasına vurduğum tekmeyle bayıldı.

Kolumdan çeken başka bir adamın kolunu tutup ters çevirirken bacak arasına tekme attım ve hemen ardından yüzüklü elimle yaptığım yumruğu suratına geçirdim.

Hızlı hızlı nefes alırken adam acıyla inleyerek yere yığıldı. Savaş'a baktığımda arkasından gelen adamı görmediğini fark ettim. Koşar adımlarla oraya ilerlerken yaklaştığımda zıpladım ve havada dönerek yumruğu kafasına geçirdim.

Bu adam da yere yığılırken Savaş bana doğru döndü. Ellerini yanaklarıma koyarken "Iyi misin?" diye sorduğunda "Şunlarıda hallettiğimizde iyi olacağım." dedim bize doğru gelen iki adamı gösterirken. Savaş başıyla beni onaylarken geri çekildi.

Derin bir nefes aldıktan sonra koşarak adama doğru ilerledim ve karnına tekmeyi savurdum. Adam iki büklüm olsa da hemen toparlanarak atak yaptı. Savurduğu yumruktan kaçtığımda sıra ayağıma taktığı çelmeyle yere kapaklandım.

Siyaha TutkunWhere stories live. Discover now