-49-

3.2K 146 227
                                    

Medya: Savaş Kayahan aurası diye bir gerçek var :D

Ha bu arada; 22K için teşekkür ederim size :") Çok seviyorum sizi♡

📣BÖLÜM SONUNDAKİ AÇIKLAMAYI MUTLAKA OKUYUN📣

___________
Stres bütün vücudumu esir almıştı. Tüylerimin diken diken olduğunu hissedebiliyordum. Bir yay gibi gerilmiştim. Kalbim ise tam anlamıyla göğüs kafesimi zorluyordu.

Gülümsemeye çalışarak içeri girdiğimde masada çay içen ailemle karşılaştım. Ben yavaşça yutkunurken annem gülümseyerek "Hoş geldin." dedi.

Başımı aşağı yukarı sallayarak koltuğa doğru yürüdüm. "Hoş bulduk." Savaş, benim ona seslenmemi bekleyecekti. Bir anda pat diye onu karşısında görürlerse kalpten gidebilirlerdi.

"Niye geldin sen?" Anıl'ın gıcık bir tavırla sorduğu soruyu duyduğumda ona döndüm. İlk zamanlar daha ilgiliydi ama ben iyileşmeye başladıkça onlarda normal davranmaya başlamışlardı.

Onunla uğraşmamak için sorusunu yanıtsız bıraktım. Annemle babama dönerken sakince "Size bir şey söylemeye geldim. Ama öncelikle sakin olmanızı istiyorum." dedim.

Eş zamanlı olarak üçünün de kaşları çatılırken "Torunuma mı bir şey oldu?" diye sordu annem. Başımı anında olumsuzca sallarken "Yok, o gayet iyi. Hatta fazla iyi." dedim gülümseyerek. Bebeğim, babasına kavuşmuştu.

"Ee, ne oldu o zaman?" Babamın sabırsız sesini duyduğumda derin bir nefes aldım. Kaçamak bakışlarım odanın her yerinde dolanırken "Savaş..." diye mırıldandım. Babamın daha çok kaşlarını çattığını gördüm.

"Masal..."

Annemin yorgun bir tınıyla söylediği ismimle ona baktım. Yine acı çekip üzüldüğümü zannediyorlardı. Ama durum çok başkaydı. Bir anda söylemezsem, hiç söyleyemeyecektim.

"Savaş, yaşıyor."

Ağzımdan çıkan iki sözcük ortamda bomba etkisi yaratırken  annem ağır adımlarla yanıma gelip oturdu. Ellerimi avuç içlerine alırken "Masal, yapma böyle. Gayet iyiydin, ne oldu şimdi birden?" dedi hüzünle.

Başımı iki yana sallarken "Ben gayet iyiyim. Savaş yaşıyor. Hatta şu an salonda." dediğimde Anıl "Yok artık. Şizofreniye mi bağladın?" diyerek abartı bir tepki verdi.

"Saçmalama istersen Anıl!" diye kızdım. Bir şizofreni olmadığım kalmıştı, o da olmuştum. Babam hafifçe öksürdükten sonra "Masal, bir doktora mı görünsek?" dedi mahcup bir ifadeyle.

Gözlerimi şokla büyütürken babama kırgın bakışlar attım. Beni deli yerine koyuyorlardı. Hormonlarım zaten altüstken böyle davranmaları iyi olmamıştı çünkü sinirlenmiştim.

Sakinleşmek adına derin bir nefes alıp ayağa kalktım. "Nereye gidiyorsun?" Anneme yandan bir bakış attıktan sonra "Savaş'ın ölmediğini ve deli olmadığımı size kanıtlamaya." diyerek cevap verdim.

Ardından bir şey demesine firsat vermeden girişe ilerledim. Savaş kapının dibindeki duvara yaslanmış bir şekilde buraya bakıyordu. Onu görünce bütün sinirim istemsizce uçup gitti.

Yanına ilerlediğimde yaslandığı duvardan doğruldu. Parmaklarımızı birbirine kilitleyerek bir şey demeden tekrar içeri ilerledim.

Savaş ciddi bir ifadeyle annemlere bakarken onlar ise tek düzeydi. Şaşırmamaları beni şaşırtırken "İyi misiniz?" diye sordum. Ama ses gelmedi.

Siyaha TutkunWhere stories live. Discover now