-40-

4.5K 205 201
                                    

"Sorumluluk duygusuyla değil, aşık olduğum kadını kaybetmenin endişesiyle buradayım ben!"

Duyduğu sözlerle dengesi şaşarken "A-aşık mı?" dedi Masal titreyen sesiyle. İnanmakta güçlük çekiyor gibiydi.

Savaş derin bir nefes alırken gözlerini kaçırdı. Söylediği sözleri yeni fark ederken umursamaz tutmaya çalıştığı sesiyle "Bunun bir önemi yok." dedi.

Adamın söylediği sözler kadının kalbini yaraladı. Nefesi kesilir gibi oldu kadının. Kuru dudaklarını zorlukla aralayıp "Önemi yok mu?" dedi acı içinde.

Özdemir Asaf'ın sözleri yankılandı sanki ortamda:
Ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi...

Adamın cevap vermediği her saniye kadının ruhu daha çok kanadı. Aşık olduğu adamın, kendisine aşık olduğu düşüncesiyle mutlu olurken adamın sözleri beyninde yankılandı, bunun bir önemi yok...

Gözünden akan yaşlarla beraber gözlerinin önü karardı. Ayakta durmaya gücü kalmamıştı. Yer sanki kayıyor gibiydi. Eliyle duvardan destek aldı. Ama bir işe yaramadı. Kadın daha fazla dayanamazken gözyaşları içinde yanına gelen adamın kollarına yığıldı.
_____

Masal yavaşça gözlerini araladığında başına giren ağrıyla tekrar gözlerini kapattı. En son olanlar film şeridi gibi gözünün önünden geçtiğinde tekrar gözlerini araladı. Yavaşça gözlerini odada gezdirdiğinde Savaş'ın odasında olduğunu gördü.

Bakışları yanı başındaki serumdayken odanın kapısı açıldı. Kapıya baktığında Savaş'ı görmesiyle yutkundu. Savaş, gözlerini Masal'dan ayırmadan yanına gidip yatağın kenarında durdu.

"Iyi misin?" diye sorduğunda başını salladı Masal. Ne diyeceğini bilemiyordu. Ne konuşulurdu ki bu olanlardan sonra? Ikisininde aklı da kalbi de karışıktı.

Savaş hafifçe öksürdükten sonra "Biraz konuşalım mı?" diye sorduğunda Masal "Olur." dedi kısık sesiyle. Ardından yerinde doğrulmaya çalıştı. Savaş, Masal'ın kolundan tutup kalkmasına yardımcı olduğunda göz göze geldiler.

Savaş hızla geri çekildikten sonra yatağın kenarına oturdu. Genç kadın hafif çatık kaşlarıyla karşısındaki adama bakarken sessiz bir nefes bıraktı. Adam dudaklarını araladığında, kadın ondan önce davranarak "Gerçekten önemsiz mi bana aşık olman?" diye sordu acı içinde.

Kadın acı içindeydi. Kalbine sanki cam parçaları batıyordu. Kalbindeki kanama durmak bilmezken yaşamaya devam ediyordu kadın. Zorla nefes alıyordu. Peki ya kelimeler? Onlarda cam parçaları gibiydi. Sustuğunda acıtıyor, konuştuğunda kanatıyordu...

Adam, kadının sözleriyle nefesini tuttu. Ardından dudaklarının arasından kesik bir nefes bırakarak "Ben onu kast etmek istemedim." dedi güçsüzce. Hiçbir şey karşısında güçsüz kalmayan adam, kadının karşısında güçsüz kalıyordu.

"Ne demek istedin?" dedi kadın titreyen dudaklarıyla. Birkaç saniye sessizlikten sonra adam "Aramızda bir ilişki olmayacağını..." dediğinde kadının gözünden bir damla yaş aktı.

"Biz... Ikimiz imkansızız."

Adamın sözleri ardından kadın dudaklarını aralayıp titrek sesiyle konuştu.

"Neden?"

Adam derin bir nefes aldıktan sonra dinç tutmaya çalıştığı sesiyle konuştu.

"Çünkü ben siyahım, sen ise beyaz..."

Adam, kadını kirletmek istemiyordu. Onu karanlığa sürüklemek istemiyordu. Kadın ise her şeyi göze almıştı çoktan. Kadın, adamın sözleri ardından kalbinden geçenleri söyledi.

Siyaha TutkunWhere stories live. Discover now