-19-

4.8K 196 69
                                    

Medya: SavMas🍃

Bölüm dün gelecekti. Atmayı unutmuşum. Iyi okumalar...

Yeni Bölümler: Pazartesi ve Perşembe
__________
Savaşın dudaklarıma kapanmasıyla yaşadığım şok anlatılamazdı. Gözlerim benden bağımsız kapanmışken vücudum bu ritme uyum sağlamak, karşılık vermek istiyordu.

Bütün vücudum uyuşmuş gibiydi. Beynim ve kalbim çaresizken dudaklarım Savaşın dudaklarına karşı koyamıyordu.

Savaşın öpüşü derinleşmişti. O an beynim olayları idrak etmeye başladı. Ve aklıma sadece bir kişi geldi.

Ellerimi zorla kontrol ederek Savaşı kendimden uzaklaştırdım. Bunu yapmamalıydık. Bu çok yanlıştı.

Savaş çatık kaşlarıyla bana bakarken bana yaklaşmaya çalıştı.

Titreyen ellerimle ona durması gerektiğini söylerken gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Savaş sinirli bir şekilde "Masal! Niye ağlıyorsun? Ağlama!" dedi.

Bu öpüşle bu kadar dağılacağımı bilmezdim. Ellerim titremeye devam ederken kısık sesimle "Sezen..." dedim.

Savaş anlamayan bakışlarla bana bakarken "Sezen ne alaka Masal?!" dedi sabırsızca.

Aklımdan binlerce düşünce geçerken "Hiçbir kız veya kadın bunu hak etmez. Onu aldattın, Savaş! Ve bende buna sebep oldum! Kahretsin ki buna sebep oldum!" diye bağırdım.

Savaş gür sesiyle "Sen hiçbir şeye sebep olmadın!"dediğinde hayır anlamında başımı iki yana salladım.

Daha fazla bir şey demeye gücüm yoktu. Dudaklarımı zorla açarken "Git... Git Savaş..." dedim. En iyisi onun buradan gitmesiydi.

Bakışları buz kesmişti. Her insanı kolaylıkla korkutacak cinsten bakarken iki adım ötesindeki tenekeye sinirle tekme savurdu.

Sinirle uzaklaşırken buğulu gözlerle arkasından baktım. Elim dudaklarıma giderken hala daha hissettiğim sıcaklık canımı yaktı.

Bi' an bulutların üstündeyken bi' anda yere çakılmıştım. Kırılan şey ise kemiklerim değil kalbimdi. Hemde küçük bir çatlak veya kırık değildi bu. Paramparça olmuştu kalbim. Yaptığım hatanın altında ezilmişti. Bu hatanın hayatımda yaptığım en güzel hata olması ise beni yıkan diğer şeydi.

Sezenden ölüme nefret etsemde hiçbir kız veya kadın haketmezdi ki bunu... Böylesine bir yanlışı... Böyle bir şeye sebep olduğum için kendimden nefret ediyordum.

Sarsak adımlarla cafenin oraya kadar yürüdüğümde ne yapacağımı bilemez bir haldeydim. Bu halde içeri giremezdim. Telefonumu çıkarıp Buğraya kısa bir mesaj attım. Şuanda en çok ona ihtiyacım vardı.

Buğra yanıma geldiğinde endişeyle yüzümü avuçlarının içine alarak "Prenses ne oldu? Iyi misin? Biri bir şey mi yaptı?" diye ard arda sorular sordu.

Canımın acısı bir yük gibi omuzlarımdayken "Hiçbir şey sorma... Lütfen, sadece gidelim." dedim güçsüzce.

Buğra anlayışla karşılayarak beni kolunun altına alıp yürümeye başladı.

Belki bazı insanlar şuanki durumumu görse abarttığımı düşünürdü. Ama kimse nasıl hissettiğimi yerimde olmadan anlayamazdı.

Eve vardığımızda kimsenin olmaması bugünkü tek şansımdı. Buğrayı geride bırakıp odama girdim ve kapıyı kilitledim.

Kendimi yatağa bıraktığımda gözyaşlarım tekrardan yanaklarımdan süzülmeye başladı.

Saatlerce ağladım. Yaptığım hataya, Sezenin maruz kaldığı bu duruma, saatlerdir beni aramasına rağmen telefonlarını açmadığım Savaşa... Belkide başka birçok şeye.

Siyaha TutkunWhere stories live. Discover now