-5-

6.9K 272 159
                                    

Yarı düzenlenmiştir. İlerleyen zamanlarda düzenlenmeye devam edilecektir.
_______
Annem odaya girdiğinde kapıyı kapatıp yanıma yaklaştı. Yüzünde yarı kızgın yarı imalı bir ifade vardı. Derin bir nefes bırakmamla konuşmaya başladı.

"Bu delikanlı gerçekten sizin okulda mı?"

Başımı onaylarcasına salladığımda gülerek "Moda programlarından fırlamış gibi." dediğinde "Anne!" dedim uyarırcasına.

"Tamam, demedim bir şey. Ama yine de bize kaza geçirdiğini söylemedin. Ayrıca pat diye de bu çocukla geldin eve. Neyse ki karakteri çok hoş çocuğun. Baban sevmeseydi, olay çıkardı."

Son cümlesine hak verirken hoş olma kısmına gözlerimi devirmiştim. "Basit bir şey için sizi endişelendirmek istemedim. Ayrıca Savaş... İyidir."

Son cümlemde samimiydim. Savaş soğuk nevalenin teki, siyahın ta kendisi olan biri olsa da bana birden fazla yardım etmişti. Sezen'in yaptıkları onunla alakalı değildi. Onlar Sezen'in zırvalıklarıydı. Savaş'ın hatası, bana inanmamasıydı. Onu da kendi bilirdi.

"İyi tabii iyi."

Annemin imasını görmezden gelirken "Şu haki yeşili elbisemi verir misin?" dediğimde annem elbiseyi çıkarttı. "Siyah boğazlı kalın badimi ve siyah külotlu çorabımı da çıkarır mısın?"

Annem bütün istediklerimi giyinmeme yardım etti. Kalın giyinmiştim, üşümezdim ama kısa da giyinmiştim. Böylece Savaş'ın dediğini hem yapmış hem yapmamış olacaktım. Bu da onu kızdıracaktı. Hep kendisi kızdıracak değildi ya?

Haki yeşili elbisemin yakası V şeklindeydi ve kalın askıları vardı. Dizlerimin hemen üzerinde bitiyordu. İçine siyah boğazlı, kalın badimi giymiştim. Saçlarımın sol tarafından bir tutam perçem bıraktım ve kalan saçların yarısını arkadan bağladım. Diğer yarısı da bu sayede salık kalmıştı.

Hızlıca kolay bir makyaj yaptıktan sonra anneme, Savaş'ı çağırabileceğini söyledim. Annem odadan çıkarken siyah deri ceketimi de üzerime giyinmiş ve telefonumu alıp birkaç fotoğraf çekilmiştim.

Odanın kapısı tıklatılmadan açıldığında bakışlarım oraya döndü. Savaş yavaş adımlarla bana yaklaşırken çoktan üzerimi süzmeye başlamıştı.

Sonunda karşıma geldiğinde çatık kaşlarıyla yüzüme baktı. Başka zaman olsa belki bu bakışları beni ürkütebilirdi ama şu anda siniri hoşuma gitmişti. Sürekli sinirlenenin ben olmaması güzeldi.

"Odadan çıkmadan önce bir şey dediğimi hatırlıyorum."

Tok sesiyle kurduğu cümleye karşılık gözlerimi gözlerine diktim.

"Evet, ben de hatırlıyorum."

"Ama hatırlıyormuş gibi davranmamışsın." diyerek inatlaştığında "Üzerindekilerle üşümeyeceğime eminim. Sorun ne o zaman?" diye sordum. O inatsa, ben de inattım.

"Hiç!"

Sinirlenmesini takmadığımı gördüğüne eğilerek kucağına aldı. Sinirden dolayı beni sertçe kaldırdığında yüzlerimiz birbirine yakınlaştı. Yüzüme çarpan nefesiyle başımı hızlıca yana doğru çevirdim. Adam akıllı alsaydı, böyle olmayacaktı!

Evden çıkmadan önce anne ve babamın, Savaş'a yönelik kibar uyarı cümlelerini dinlemiştik. Sonunda arabaya bindiğimizde derin bir nefes aldım. Stresli bu olayı atlatsak da sıra diğerindeydi. Okula Savaş'ın kolları arasında girmek...

Dedikodular ve Sezen Kara'nın kıskançlıkları.

Yolculuk sessiz sedasız bittiğinde okula giriş yaptık. Savaş arabadan inip benim kapımı açtığında ona sıkıntılı bir bakış attım.

Siyaha TutkunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin