-37-

4.2K 203 84
                                    

🤤Bu kadar büyüleyici olmak zorunda mısın Kayahan...

Geçen bölümün vote sınırını doldurmadınız :(

Umarım bu bölümün sınırını doldurursunuz.

Okunma sınırı: 30
Vote sınırı: 5

______________
"Uyarı için yapılan bir saldırı olduğunu düşünüyoruz Savaş Bey. Kasten hiç kimseye bir zarar verilmedi. Evin camlarından birine bile kurşun gelmedi. Sadece duvarlara ateş ettiler. Adamları yakaladık, şuan depodalar. Ve..."

Korumalardan biri açıklama yaparken şimdi diyeceği şeyden emin değilmiş gibiydi. Savaş kaşlarını çatarken "Devam et." dedi.

Koruma "Ve tahmin ettiğimiz gibi Harun'un adamları." diye eklediğinde bütün vücudum titredi. Savaş'ın gözleri bana çevrildikten sonra elini belime koydu, destek vermek istercesine.

Onun bu hareketiyle hafifçe gülümsedim. Savaş, korumaya "Ben gelene kadar biraz eğlenebilirsiniz. Gelince diğerleriyle birlikte hepsine gerekeni yapacağım." diyerek beni eve yönlendirdi. Savaş'ı az çok tanıyordum ve gözü döndüğünde neler yapabileceğini tahmin ediyordum. Biraz eğlenmekten ve gerekeni yapmaktan kast ettiği şeyi hayal bile etmek istemiyordum.

Içeri geçtiğimizde salondaki koltuğa oturduk. Tereddütle ona bakarken "Ne yapacaksın onlara?" diye sordum dinç tutmaya çalıştığım sesimle. Savaş gözlerini bana sabitlerken "Önemli değil." dedi. Inat ederken "Bilmek istiyorum." dedim kararlılıkla.

"Neden? Bana yapma mı diyeceksin?"

Alayla güldüm. Yapma demek mi? Bu gülünçtü.

"Onlara acıyacağımı düşünüyorsan yanılıyorsun. Umrumda değiller. Bana yaptıklarının karşılığını almak zorundalar!"

Sinirimi belli etmemek çok zordu. Bana yaptıklarını düşündükçe içimdeki öfke çığ gibi büyüyordu. Bana acımayanlara acıyacak kadar aptal değildim. Vicdansız veya merhametsiz bir insan değildim, yalnızca hak edene gösterirdim bu duyguları.

Savaş'ın dudaklarında memnun bir ifade oluştu. Güçlü duruşum hoşuna gitmiş gibiydi. Konuşmadan gözlerime baktı.

Aklıma gelen fikirle dudaklarımı araladığımda "Ben de seninle geleceğim." dedim kesin bir sesle. Kaşları yavaşça çatılırken "Hayır. " dedi benimki gibi kesik bir sesle.

"Neden?"

Sorumla sert bir nefes bırakıp gözlerini kaçırdı. Ardından "Senin bu işe bulaşmanı istemiyorum." dediğinde "Ben zaten çoktan bu işe bulaşmadım mı?" dedim kendime engel olamayarak.

Bakışları bana döndüğünde sertçe baktı. Bu bakışları umursamadan "Hazırlanıp geliyorum." diyerek odama çıktım.

Hızlıce üzerimdeki elbiseyi çıkardıktan sonra siyah bir badi ve siyah bir pantolon giydim. Badimi, pantolonumun içine soktuktan sonra saçlarımı yukarıdan sıkı bir at kuyruğu yaptım. Aynadaki yansımama memnuniyetle baktıktan sonra telefonumu cebime koyup aşağı indim.

Koltukta oturan Savaş'ın karşısına geçtiğimde Savaş ayağa kalktı. Bakışları üzerimde dolaştığında utancımı umursamadım. Bakışlarımı sert tutarken "Umarım aradığım adamı yakalamışsınızdır Bay Kayahan." diyerek arkamı dönüp ilerlemeye başladım.
_________

Savaş önde ben de hemen arkasında depo benzeri bir yere girdik. Ya da terkedilmiş bir fabrika da olabilirdi, emin değildim.

Birkaç yerden geçtikten sonra geniş bir yere girdik. Ilerde sandalyelere bağlı adamları gördüğümde geldiğimizi anladım. Içimden kendime telkinlerde bulundum. Dik durmam gerekti, güçsüz olamazdım.

Siyaha TutkunWhere stories live. Discover now