-53-

2.4K 105 133
                                    

Medya: Kayahan Family🖤
__________

"Hamdi Akbaş. Bize hedefe ulaştıracak tek kişi ve tek yol."

Savaş'ın kurduğu cümleyi ben devam ettirdim.

"Hamdi'nin bir kızı varmış. Ama ne ismini ne de bir şeyini biliyoruz. Onun soyadıyla kayıtlı değil kimlikte."

Savaş'ın baş parmağı belimde hareket ederken "Hamdi, yeraltındakilerden çaldığı her şeyi bir kasada saklıyor. Ve o kasanın yerini bilen tek kişi de kızı. O kasanın şifresi de kız da saklı." diyerek devam etti.

Toplantıdan sonra çetenin gizli yerine gelmiştik. Yeraltındakilerin isteği belliydi. O kızı bulmamız lazımdı. O kızı bulup yeraltındakilere istedikleri şifreyi vermeliydik. Bunu kendimiz için değil, bebeklerimiz için yapmalıydık.

"O zaman bu herifi araştırmaya başlıyorum ben. Ölmeseydi işimiz kolaydı ya, neyse."

Bora'nın sözlerine karşılık Savaş başını salladı ağır ağır. "Her şeyi en ince ayrıntısına kadar istiyorum. Beraber olduğu her kadın tek tek araştırılacak. Herhangi bir çocukları var mı bakılacak. Düzenli olarak yaptığı bütün işler bir dosya haline getirilecek."

Bora başını sallarken Ayça huysuzca kaşlarını çattı. "Enişte dedik bağrımıza bastık. Müstakbel kocamı niye bu kadar yoruyorsun Savaş Kayahan?"

Savaş'tan önce davranarak gülerek konuştum. "Okula ilk geldiğim zamanlarda Ayça'nın en çok dediği şey 'Savaş Kayahan'a hesap soramazsın' oluyordu. Şimdi kendisi soruyor. Hayatin ironisi desenize."

Ayça gülerek "Ama şimdi ilk tanıdığımız Savaş'la, şu anki Savaş bir mi?" dediğinde Savaş'a döndüm. Tatlı tatlı sırıtırken "O Savaş Kayahandı. Bu ise Masal Kayahan'ın adamı." dedim.

Savaş dudaklarındaki memnun ifadeyle bana baktıktan sonra bakışlarını bizimkilere çevirdi. "O zaman..." Pamir'e baktığında Rüya başını olumsuzca salladı.

Alp'e baktığında da Damla aynı hareketi tekrarladı. Bakışları bu sefer Kerem'i bulduğunda Kerem anında sitem etti. "Olan var, olmayan var kardeşim. Şimdi sapız diye her işi ben mi yapacağım?"

Gülerek Buğra'ya bakarken fikrimi sundum. "Buğra ile birlikte-"

Buğra sözümü keserken "Hayır, hayır! Lütfen bizi takım falan yapmayın." dedi hızlıca. Biz gülerken Kerem, Buğra'ya burun kıvırarak baktı. "Sen olmasaydın şimdiye benim de bir sevgilim olacaktı."

"Lan atma! Kız sana tokat attı." Buğra da son cümlesinden sonra gülmeye başlamıştı. Bizim kahkahamız yankı yaparken Kerem omuz silkerek Savaş'a baktı. "Sen araştır."

Bir anda ortamda sessizlik olurken hepimiz Kerem'e baktık. Bunu cidden demiş miydi? Ölüm fermanını falan imzalamak istiyordu herhalde.

"Anlayamadım?" Savaş'ın tok sesiyle sorduğu soruyla Kerem yutkundu. Endişeyle gülümserken "E-e... Yani şey... İş bölümü mü yapsak? Tabii sen hariç canım. Hiç sana iş yaptırır mıyız?" dediğinde Savaş keyiflenerek arkasına yaslandı.

"En mantıklısı bu." Herkes başıyla onaylarken bakışlarımı Ayça'ya çevirdim. "Nikah ne zaman? Veya nasıl bir düğün düşünüyorsunuz?"

Herkesin bakışları onlara dönerken Ayça, Bora'ya baktıktan sonra tekrar bize döndü. "Evin bahçesi bize yeterli. Orada yapmayı düşünüyoruz. Siz, biz, okuldan bazıları. Küçük bir nikah yeter bize."

Ayça'nın sesindeki hüznü fark ettiğimde uzanıp elini tuttum. "Tabii ki biz bize yeteriz. Çok güzel olacak, inan bana." dediğimde diğerleri de bana destek çıktı.

Siyaha TutkunWhere stories live. Discover now