-36-

4.2K 240 140
                                    

Okunma sayısı düştü :(
Oysaki çok seviniyordum... Moralim ne kadar bozuk olsada okuyanlar için bölüm yazdım. Umarım beğenirsiniz :)

Ve sınır koymaya karar verdim, ne kadar istemesemde...

Okuma sınırı:30
Vote sınırı: 7
_______________
Arabadan inip ayaklarımın üzerine bastığım an hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum. Nikahtan sonra fotoğraf çekilme, aileyle görüşme derken akşam olmuştu. Ve bu günden en çok nasiplenen ayaklarım olmuştu.

Gelinliğime basmamaya dikkat ederek eve doğru yürümeye başladım. Savaş yanıma geldiğinde beraber yürümeye başladık. Artık evliydik. Kağıt üstünde olması yine de gerçeği değiştirmiyordu. O benim artık kocamdı.

Düşüncelerimden kurtulduğum an dengemi sağlayamayarak ayağımı burktum. Acıyla inlerken Savaş bir eliyle elimi tuttu, diğer elini de belime koyarak "Iyi misin?" diye sordu.

Ayağımın acısını göz ardı ederken bir de bileğimin acısı eklenmişti. Yine de iyi görünmeye çalışarak "Iyiyim." diye mırıldandım.

Savaş inanmadığını belirten bakışlar atarken beklemediğim bir hareket yaparak beni kucağına aldı. Çığlığımı son anda bastırırken "Ne yapıyorsun?" diye sordum hayret dolu sesimle.

Refleksle boynuna dolanan kollarım yüzlerimizi daha da yakınlaştırmıştı. Ve doğruyu söylemeliyim ki, Savaş Kayahan gecenin karanlığında nefes kesici görünüyordu. Gece mi daha güzeldi yoksa onun koyulaşan gözleri mi, kestiremiyordum.

Savaş soruma cevap vermedi. Sadece gözlerime odaklanmış gibiydi. Sanki daha çok bakarsa daha derinlere inecekmiş gibi. Bir şeyleri anlamak, sorgulamak, bilmek istiyordu sanki.

Titrek bir nefes dudaklarımın arasından çıktığında bakışlarını kaçırdı. Bir şey demeden eve doğru ilerledi. Kapıya geldiğimizde "Cebimdeki anahtarı al." dedi. Kaşlarım anlamamışlık ifadesiyle çatılırken "Ceketimin iç cebinde. Anahtarı al ve kapıyı aç." diye daha geniş bir açıklama yaptı.

Bakışlarım cekete indiğinde kaslı vücudunun ceketin altından bile kendini belli ettiğini anladım. Savaş'ın mükemmel bir vücudu vardı ve bu bende yutkunma isteği uyandırıyordu.

Tedirginlikle elimi cekete götürüp içine soktum. Vücudunun ısısını elimde hissederken hızlıca cebine ulaşıp anahtarı aldım. Elimi geri çektiğimde belli belirsiz rahat bir nefes aldım.

Kapıya dönerek anahtarı deliğe soktum ve kilitleri açtım. Kapı sonunda açıldığında Savaş'a döndüm. Bakışları direkt karşıdayken içeri girdi. Ve ben yeni hayatıma Savaş Kayahan'ın kucağında girmiş oldum.

Savaş salonun ışıklarını yakarak evi aydınlattı. Ardından merdivenlere ilerleyerek yukarı çıktı. Odamın önüne geldiğinde kapıyı açarak içeri girdi. Yatağıma ilerlerken içimdeki heyecan dalgasına engel olamadım.

Beni dikkatlice yatağa oturttuğu sıra gözlerimiz buluştu. Boynuna dolanan kollarım istemeye istemeye çözüldüğünde Savaş geri çekildi. Gözleri yüzümde dolanırken "Gelinliği tek başına çıkarabilecek misin?" diye sordu.

Bu ani soruyla bir anlık şaşkınlık dalgası vücudumu ele geçirse de hemen kurtuldum. Bu sıralar ipleri fazla elimden bırakarak, aslandan kediye dönmüştüm. Utancımı görmezden gelmeye çalışarak "Fermuarına ulaşamıyorum." dedim kısaca.

Başını sallayarak yanıma geldi. Bir dizini yatağa koyarak sırtıma yaklaştı. Nefesi çok yakınımdaydı. Bu diken üzerindeymiş gibi hissetmeme neden oluyordu.

Öncelikle boleromu çıkarmama yardım etti. Ona yardımcı olmak adına saçlarımı sağ omzumda topladığımda Savaş'ın sert nefesi, açık kalan sırtıma çarptı. Istemsizce nefesimi tuttum.

Siyaha TutkunWhere stories live. Discover now