-3-

7.1K 282 115
                                    

Düzenlendi✔️

Medya: Çete🔥
___________
Savaşları gördüğümde bir an duraksadım. Ama sonrasında onu umursamayarak sohbetime devam edecektim ki duyduğum sesle sustum.

"Sana, buranın bize ait olduğundan bahsetmedi mi kimse?"

Bakışlarım Sezen'e döndüğünde birkaç saniye boş boş baktım yüzüne. Ardından dudaklarımda alaycı bir gülümseme peydah olurken "Bana çetenin sık zaman geçirdiği bir yer olduğu söylenildi, evet. Ancak birincisi, senin çeteye dahil olduğunu bilmiyordum. İkincisi, burası okula ait. Istiyorsanız diğer köşeye oturabilirsiniz." diye cevap verdim.

Sezen'in kaşları sinirle çatılırken "Haddini aşma! Ben Savaş'ın sevgilisiyim ve burada oturma hakkına sahibim. Peki sen kimsin ki, böyle konuşabiliyorsun?" dediğinde bir kez daha güldüm. Ağzından çıkanı duymuyordu herhalde. Çünkü gerçekten komik bir duruma düşüyordu.

"Tanıtayım kendimi. Ben Masal Karaca. Güçlü olabilmek için yanında bir erkeğe ihtiyaç duymayan bir kızım."

Ayça'nın kısık sesle "O-o..." dediğini duyduğumda keyifle sırıttım. Sezen'in suratı bozulurken çete de oldukça şaşkın görünüyordu. Buna rağmen Savaş da dahil kimse ağzını açıp bir şey demiyordu.

Sezen bana doğru bir adım atarken "Lafını bil yoksa elimde kalacaksın!" dedi dişlerinin arasından. İfadem ciddileşirken "Kolaysa yapsana. Çekinme." dedim kendimden emin bir sesle. Boş teneke çok tıkırdar misaliydi onunki. Bana bir şey yapamazdı.

Birkaç saniye sustuktan sonra alaycı bir şekilde gülerek "Tüh ama ya." dedi ve ekledi. "Sen sakattın değil mi? Olası bir kavgada eşit şartlar altında olmazsak vicdan azabı çekerim bak. Bir gün iyileşirsen ki pek inandırıcı değil, o zaman bakarız."

Tüylerimin bile sinirden diken diken olduğunu hissederken sertçe yutkundum. Bu aciz laf sokmalarına kulak asmamam gerektiğini biliyordum ama elimde değildi. İçimdeki hassas noktaya dokunmuş ve canımı yakmıştı. Yine de geri adım atmadım.

"Bir gün iyileştiğimi göreceksin. Şimdiden hazırlan çünkü ihtiyacın olacak."

Diğer hiç kimsenin yüzüne bile bakmadan çardağı terk ettim. Görmeyecekleri bir mesafeye geldiğimde olduğum yerde durup nefes aldım. Gözümden akan birkaç damla yaşı hızlıca silerken mırıldandım kendi kendime.

"Sen bunlara kulak asma Masal. Sen iyileşeceksin."

Gelen adım sesleriyle başımı kaldırdığımda Ayça'yı gördüm. Önümde eğilip boylarımızı birbirine hizalarken "İyi misin?" diye sordu sakince. Başımı onaylarcasına sallarken gülümsedim. "İyiyim, iyi olacağım."

"Senin için yapabileceğim bir şey var mı?"

"Teşekkür ederim ama yok. Tek isteğim Buğra'nın gelmesi."

Meraklı bakışlarla bakarken "Buğra kim? Yoksa sevgilin mi?" diye sorduğunda "Yok artık." dedim gülerek. "Buğra, benim en yakın arkadaşım hatta abim gibi."

Yüzü anladığını belirtircesine aydınlanırken "Anladım." diye mırıldandı. "Sınıfa mı gitsek?" diye sorduğumda başını sallayarak sandalyemin arkasına geçti ve gülerek konuştu.

"Siz istersiniz de gitmez miyiz laf sokma kraliçesi?"

Kahkaha atarken "Ya!" dediğimde "Abartmıyorum, helal olsun. Nasıl morardı ama?" diye cevap verdi. Keyifle güldüm. "Hak etti."

İkimiz de gülerken sınıfa gittik ve bu tatsız konuyu kapatarak başka sohbetlere başladık.
______

Dersin bitmesiyle derin bir nefes bıraktım. Zaman geçmek bilmemişti ve neredeyse sıkıntıdan ölecektim. Tabii bunda dersi dinlemek zorunda kalmam da etkiliydi.

Siyaha TutkunWhere stories live. Discover now