-57-

2.3K 87 135
                                    

Medya: Siyaha Tutkun boys and girls✌🏻🤘🏻

Bölüm öncesi sorusu:
Favori çiftiniz hangisi?
__________
"Ta kendisi."

Hilal olduğuna inanamadığım ama gerçekten Hilal olan kişinin sözleriyle biraz daha şok geçirdim.

"Sen... Yani... Bunca sene sonra... Kaderin işine bak."

Cümlemi zar zor toparlamıştım. Lisede Buğra'yı bırakıp gittiğinden beri görmemiştik onu. Ve inkar etmemeliyim ki o gittiğinde Buğra'yla birlikte ben de yıkılmıştım. Hilal benim o zamanlar en iyi arkadaşımdı.

Mahcup bir ifadeyle bakışlarını kaçırırken "Öyle oldu." diye mırıldandı.

Savaş sert bakışlarla Hilal'i süzerken anlam veremiyormuş gibi konuştu. "Bu kadar çabuk kabul etmesini beklemiyordum. Siz önceden tanışıyor muydunuz?"

Buğra hafifçe öksürdükten sonra başını salladı. "Merak etme, altında başka bir iş yok. Güvenebilirsin." Savaş benim de düşüncemi merak etmiş olmalı ki bana döndü. Onun bu hareketine gülümserken "Merak etme, Hilal bize zarar verecek biri değil." dedim. Bir yandan da Hilal'e güven verici bir bakış attım.

Savaş gözlerini benim aksime hiç onlara çevirmeyerek elini saçıma uzatıp önüme düşen saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı. Bunu yaparken kahverengi harelerini mavi harelerimden ayırmamıştı.

"Ne yapacağız şimdi?" Buğra'nın sorusuna karşılık ona döndüğümüz zaman Savaş dudaklarını araladı ancak çalan telefon sesiyle tekrar sustu.

Cebinden çıkardığı telefonu cevapladı ve sadece 'geliyoruz' diyerek aramayı sonlandırdı. Merakla ona bakarken içimi huzurla dolduran o cümleyi söyledi.

"Kerem uyanıyormuş."

Mutlulukla gülümserken Savaş elimden tutup kalkmama yardımcı oldu. Ardından elimi belime koyup hareket ettireceği sıra Hilal'in "Ben gelmeyeyim. Uygun olmaz." demesiyle ona döndük.

Savaş'ın gerekli cevabı vereceğini bildiğimden susmayı tercih ettik. "O herifin tuzağı yüzünden Kerem vuruldu. Senin yüzünden değil. Senin bir suçun değil, bir şanssızlığın var. O da o herifin kızı olmak. Bu yüzden kendini suçlu görme."

Savaş beklediğim cevabı verdiğinde gülümsedim. Hilal de benim gibi gülerken "Hem de bana güvenmediğinden yanınızdan ayrılmamı istemiyorsun değil mi?" dedi kendinden emin bir şekilde.

"Evet, kesinlikle."

Savaş Kayahan yine aynıydı. İtiraz etmeye tenezzül bile etmeden açıkça sebebini söylemişti. Hem de o soğuk ifadesiyle.

Hilal buna alınmak yerine güldüğünde hastanenin kapısına doğru ilerledik. Herhalde Hilal de az çok Savaş'ın nasıl biri olduğunu anlamıştı.

Kata çıkana kadar Savaş sürekli nasıl olduğumu sordu. Onun bu halleri o kadar hoşuma gidiyordu ki... İçimi titretiyordu. Öyle aşıktım, öyle seviyordum. Ve onun da öyle sevdiğini biliyordum.

Bizim kalabalığa doğru ilerledikten sonra heyecanla konuştum. Kerem'i normal oradaya almışlardı. "Uyandı mı?" Tam o sırada odadan çıkan doktorla dikkatimiz ona çevrildi.

"Durumu gayet iyi. Yarım saate kalmaz uyanır. Odaya girebilirsiniz ama uyandıktan sonra hastayı lütfen çok yormayınız."

Hepimiz aynı anda başımızla onayladığımızda doktor geçmiş olsun dileyerek yanımızdan uzaklaştı. Biz birbirimize bakarken Savaş hafifçe öksürüp kapıyı açtı ve beraber içeri girdik.

Siyaha TutkunWhere stories live. Discover now