Siyaha Tutkun

-16-

Medya: Buğra, Ayça ve Sezen
_______________
Buğraya sıkıca sarılırken "Buradasın... Buradasın..." diye fısıldıyordum. Gözyaşlarım yanaklarımdan aşağı süzülüyordu.

Birbirimizinden ayrıldıktan sonra Buğra ellerini yüzümün iki yanına koyup gözyaşlarımı silmeye başladı. Ama sildiği her gözyaşının yerine yenisi akıyordu.

Buğra sahte bir sinirle "Prenses biraz daha ağlarsan gideceğim." dedi çocuk tehdit eder gibi. Kaşlarımı çatıp burnumu çektim. Ardından sahte bir sinirle "Bırakırsam gidersin. Bundan sonra dibimden ayrılmak yok." dediğimde "Gel buraya." dedi ve kollarını açtı.

Anında kollarının arasına girerken üzerimizdeki gözleri umursamaksızın "Çok özledim seni Buğra." diye mırıldandım.

Buğra saçlarımı okşarken "Bende seni özledim." dedi. Biraz daha sarıldıktan sonra geri çekilip kızarmış gözlerimle ona baktım. Yüzümde küçük bir gülümseme oluşurken "Seni bizimkilerle tanıştırayım." dedim ve elinden tutup çardağa çekiştirmeye başladım.

Çardağa geldiğimizde gülümseyerek Buğraya döndüm. Ardından bakışlarım önce Ayçayı "Bu Ayça, kendisi sıra arkadaşım." dedim. Ardından "Geri kalan beş kişilik grup çete. Bu konuyu sonra ben sana anlatırım." dedim Buğraya bakıp.

Daha sonra tekrar bakışlarım çete dönünce "Bu Damla, kendisi çetenin soğuk ve dövmeli kızı olsada beni çok sever." diyip Damlaya güldüm. Damlada hafiften gülerken başıyla onayladı.

Daha sonra "Bu Kerem, benim best kankam. Kendisi çetenin eğlence makinasıdır." dediğimde Kerem elleriylr bana kalp yaptı.

Ona güldükten sonra "Bu Alp, çetenin soğuk ve dövmeli erkeği. Damlayla bu yönleri benziyor. Kendisi bana çok iyi abilik yapıyor." dediğimde Alp göz kırptı.

Ona samimi bir gülümseme gönderdikten sonra devam ettim. "Bu Bora, kendisi çetenin sağ kolu gibi bir şey. Ne soğuk ne çok sıcak tam kararında bir insandır." dediğimde Bora yandan bir şekilde güldü.

Gözlerim Savaşa kaydığında oldukça soğuk bir ifadeylr baktığını gördüm. Yüzümdeki gülümseme düşerken kendimi toparladım. Bakışları bir insanı ürpertecek cinstendi.

Ardından "Bu Savaş, çetenin lideri. Soğuk buz kütlesidir kendisi. Fazla konuşmaz, hiç gülmez. Ama çok güvenilirdir." dediğimde Savaş sinirli sinirli bakıyordu. Umursamayıp omuz silktim.

Bakışlarım Sezene döndüğünde yüzümü buruşturarak "Şu da Sezen. Çeteden değil. Savaşın sevgilisi. Kendisi bir cins yılan. Uzak dur ondan. Yaklaştığını görürsem canına okurum." dediğimde Buğra güldü.

Hemen sonra şirince sırıtıp bizimkilere dönüp "Bu yanımdaki de Buğra. Kendileri benim prensim olur." dedim. Buğra gülerek beni kolunun altına aldığında başımı göğsüne yasladım.

Aynur şaşkın bakışlar atmaya devam ederken gülerek "Şoka mı girdin kızım?" diye sordum.

Aynur kocaman gözleriyle "Yanında bir meteor olduğunun farkında mısın şuanda?" dediğinde Buğraya iyice sokularak "Göz dikmeyin benim prensime. Vermem onu kimselere." dedim.

Buğranın güldüğünü hissettim. Ardından "Ben gelene kadar koşmaya bile başlamışsın. Hep böyle güçlü ol." dediğinde başımı kaldırıp ona baktım.

Mutlulukla gülümserken "Aynı sınıftayız değil mi?" diye sordum konudan alakasız bir şekilde.

Buğra başıyla beni onayladığında Ayça "Aa iki dakikada satıldık." dedi sahte bir hüzünle.

Buğranın kolunun altından çıkıp Ayçanın yanına gidip kolumu omzuna attım. Diğer elimle yanağından makas alırken "Aşk olsun. Satar mıyım seni hiç?" dediğimde Ayça omuz silkti.