-59-

2.2K 94 132
                                    

Medyadaki shopu geçende kolaj içinde kullanmıştım. Şimdi bir de böyle atayım dedim.

Biricik SavMas çiftimiz♡
_______

Buram buram Karadeniz kokan havayı huzurla ciğerlerime doldurdum. Güzel memleketimin, güzel havasıyla ciğerlerim tabiri caizse bayram etmişti.

Ahşap, geniş ve büyük eve giden taşlı hafif bayır yoldan aşağı inmeye başladık. Üzüm bağının altında oturan babaannemle dedemi şimdiden görebiliyordum.

Bizi fark ettiklerinde ikisi de yerinden kalktı. Babaannem başındaki tülbenti düzeltirken bize doğru birkaç adım attı. Anıl koşarak babaannemin yanına vardığında beklemeden ona sarıldı. "Yavaş koca oğlan, yavaş."

Babaannem Trabzon ağzıyla azarlarcasına konuştuğunda "Tamam Güllü sultan. Kızma." dedi Anıl gülerek. Anıl ardından dedeme sarıldığında "Hay maşallah benim dedeme. Hala kaya gibi, kaya!" diyerek sesli sesli konuştu. Dedem onun bu haline gülerken "Abartma kerata." dedi.

Annemle babam, dedemle babaannemin elini öptükten sonra sıra bana gelmişti. Özlem dolu gözlerle onlara bakarken "Ama ben sizi çok özledim." dedim titrek bir sesle.

"Uyh." dedi babaannem. "Bizim deli kız, olmuş sana sulu göz."

Dolu gözlerime inat gülerek yanına gidip elini öptüm ve kollarımı boynuna sardım. Babaannemin kendine has kokusu burnuma dolarken "Mis kokulu bu kadın, mis." dedim mırıldanarak.

Geri çekildiğimde dedeme yöneldim. "Hanimiş benim boncuk gözlüm?" Dedemin sözleriyle kendimi kollarına bıraktım. Uzun kollarıyla beni sararken "Benim pamuk kızım. Ne ara büyüdün sen?" dediğinde gülümsedim.

Biz sarılmayı bıraktığımızda Savaş'a baktı ikiside. "Damat sen misin?" diye sordu babaannem. Trabzon ağzıyla konuşması onu çok tatlı yapıyordu.

"Evet efendim. Ben Savaş Kayahan. Masal'ın kocasıyım."

'Kocasıyım' kelimesi içimde heyecan uyandırdığında güldüm. Evleneli uzun zaman olsa da hala beni heyecanlandırıyordu.

Babaannem elini uzatarak "Öp bakalım uşağım." dediğinde Savaş beklemeden elini öpüp alnına götürdü. Ne kadar belli etmese de onun stresli olduğunu anlayabiliyordum. Ve bu halleri çok tatlıydı.

"Kızımızı üzüyor musun diye soracağım da. Bizimki otuz iki dış sırıtıyor. Belli mutlu olduğu."

"Ya babaanne!"

Utanarak başımı öne eğdim. Mutluydum tabii, yanımda Savaş varken nasıl mutsuz olayım ki?

Savaş bu sefer dedeme yönelip onun elini öptü. Dedem Savaş'la bana bakarken "İkinize de kızgınız haberiniz olsun. Bebek doğacak, siz anca geliyorsunuz." diye azarladı bizi. Anıl lafa atılırken "Bebek değil, dede. Bebekler. İkiz olacak. Biri kız, biri erkek." dediğinde başımı salladım.

"Uyh nenem!"

Babaannemin hayretli nidası karşısında gülmeden edemedim. Babaannem çeteye döndüğünde "Bunlar da arkadaşlarınız olmalı." dedi. Kerem beklemeden babaannemin elini tutup öptükten sonra "Benim adım Kerem, babaanneciğim." dedi neşeyle. Hemen ardından dedemin de elini öptü heyecanla. Burayı şimdiden sevmiş gözüküyordu.

Kerem'den sonra Rüya bütün hanımefendiliğiyle kendini tanıttı. Pamir de sevgilisinin ardından kibarca kendini tanıttığında sıra Buğra'ya gelmişti. "Kız! Güllü Sultan! Ne edeysun da?"

Buğra son cümleyi gülerek Trabzon ağzıyla söylediğinde babaannem "Benim deli oğlanım da buradaymış da!" diyerek ona sarıldı. Buğra aynı çoşkuyla dedeme de sarılırken "Yasin dedeme bakın be! Bizden bile yakışıklı." diyerek dedemi övdü.

Siyaha TutkunWhere stories live. Discover now