-18-

4.9K 223 99
                                    

Medya: Savaş Kayahan&Masal Karaca
__________
Hastaneye vardığımızda Buğra ve Savaşı arkamda bırakarak hızlıca resepsiyona ilerledim.

"Merhaba, ben Ayça Sönmezin arkadaşıyım. Odası nerede acaba?"

Endişeyle sorduğum sorudan sonra bilgisayara göz atıp "Koridorun sonunda 147 numaralı oda." diye yanıt verdi.

Yine ben önde, Buğra ve Savaş arkada olmak üzere Ayçanın odasına ilerledik. Burası merdivenlerden düştüğümde geldiğim veya Savaş yaralandığında geldiği hastaneydi. Bildiğim kadarıyla oldukça iyi bir özel hastaneydi.

Kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde gözlerim önce hastane yatağında yatan Ayçayla buluştu. Koluna serum takılmıştı.

Bora ise odadaki koltuğa oturmuş kollarını dizine koyarak düşünceli bir hal almıştı.

Içeri girmemizle bakışları bize döndüğünde "Durumu nasıl?" diye sordum sakince.

Bora hafifçe kafasını sallarken "Iyi, serumu bitince çıkabilirmiş. İlaçlarını düzenli kullanırsa bir iki güne toparlarmış." dedi.

Başımı sallayarak Ayçanın yanına yanaştım. Hafifçe saçlarını okşarken Ayça gözlerini açmaya başladı.

Gözlerini tamamen açtığında "Masal... Neredeyiz biz?" dedi kısık sesle.

Gülümserken "Hastanedeyiz. Senin inatçılığın yüzünden daha kötü olacaktın neredeyse. Iyi misin şimdi?" diye sordum.

Başıyla onaylarken gözlerini odada dolaştırdı. Bakışları Borada durduğunda "Sen... Senin ne işin var burada?" dedi duygusuz bir sesle.

Bora bir an ne diyeceğini bilemez halde bakarken "Ben... Gidiyorum şimdi." dedi en sonunda. Ardından yerinden kalkarak odadan çıktı.

Ayça onun arkasından üzgün gözlerle bakarken susmayı tercih ettim.

Gözlerim Savaşa çevrilirken "Yalnız bırakma istersen." dedim Borayı kast ederek. Bir şey demek yerine sadece başıyla onaylanıp odadan çıktı.

Buğra sessiz ortamı dağıtmak adına "Iyi misin cadı?" diye sordu.

Ayça hafifçe kıkırdarken "Iyiyim iyi olmasına da. Cadı değilim ben." dedi. Buğra da gülerken "Ikinizde aynısınız. Cadı olduğunuzu kabul etmiyorsunuz." dedi bana da laf çarpıtarak.

Ayçayla birbirimize bakıp tek kaşımızı kaldırırken "Öyle mi? Peki." dedik trip atarak.

Buğra şaşkın bir ifadeyle bakarken "Ama bu haksızlık. Bildiğin iş birliği bu. Yazık değil mi bana?" dediğinde omuz silktik.

Biz Ayçayla sahte tribimize devam ederken Buğra yenilgiyle koltuğa yaslandı. Biricik prensim sanırım biraz daha bizim tribimizi çekecekti.
__________

Bütün ısrarlarımıza rağmen Ayça eve gitmek yerine okula gelmek istemişti.

Bahçeye girdiğimizde kimsenin olmayışıyla teneffüs olduğunu anladık. Sınıfa gitmek yerine çardağa yöneldik. Telefonumdan saate baktığımda yaklaşık 10 dakika sonra teneffüs olacağını gördüm.

Bakışlarım Ayçayla dönerken tereddütle "Iyi olduğuna emin misin?" diye sordum. Bıkkınlıkla başını sallarken "Bininciye soruyorsun Masal. Ve bende bininciye cevap veriyorum: iyiyim. Gerçekten bir şeyim yok. Sadece soğuk algınlığı." diye cevap verdiğinde elimle ağzıma fermuar çektim.

Ayça bu hareketime gülerken Buğraya dönüp "Eee yok mu senon sevgilin. Maşallah taş gibisin. " dedi. Biz gülerek ona bakarken ne dediğini fark edip  "Ay pardon." diyerek eliyle ağzını kapattı.

Siyaha TutkunWhere stories live. Discover now