Atlantis'in Beş Kurucusu (Düzenleniyor)

Bölüm 4.5

Bu ara bölümdür hikayeye çok katkısı olmasa da bir sonraki bölümle bağlantılı. Ethan'ın davranışlarına hafiften açıklık getiriyor. Ayrıca biraz da Claire'in gözünden olmadan ilişkilerini görmenizi de istedim.

Bugün YKS vardı değil mi umarım girenlerin hepsinin iyi geçmiştir sevgiler, yazarınız.

Teresa'nın telefonu beni uyandıran şey olmuştu. Dünden beri Claire ile uğraşmak beni oldukça yormuştu. Teresa'ya onun kalmasına izin vermek için dil döktükten sonra bir de aynısını Tom'a yapmıştım. Tom laboratuara gitmemiş olsa kesinlikle Gölgeler tarafından saldırıya uğradığımızı polise bildirmeye mecbur bırakacaktı beni. İyi ki de laboratuarda acil bir durum olmuştu. 

Claire ile vakit geçirmek istiyordum. O gün onu bulmamı sağlayan şeyin ne olduğunu öğrenmek için hiç olmazsa. Ama ismini öğrendiğimden beri her yere liseli gibi adını yazmak istiyordum sadece, odağımı koruyamıyordum. O yüzden biraz yorgunluğa itiraz edemiyordum. 

Ama bu farklıydı Tess tarafından bu saatte uyandırılmak... Telefonu açıp kulağımın üstüne koydum, yarı uyumaya devam ederken.

"Ethan..."

"Hıh?"

"Bu saatte aradığım için... aslında üzgün falan değilim. Sözümü geri aldım. "

"Tess uyuyorum. "

"Uyanman gerek. " Keskin bir nefes aldı. "Bana ağrı kesici bulmalısın... bir de tampon. " Bu söyledikleri üzerine yorganı üzerimden attım. Soğuk hava beni uyandırır umuduyla. Kendimi yataktan sökmem gerekse de giyinme odasına gidebilmiştim bir şekilde. Gözlerim hala kapalı bir biçimde giyecek bir şeyler çıkardım kendime.

 "Çikolatalı kurabiyeli dondurma istiyorum bir de. " dedi ben üzerimi giyindiğim sırada hoparlörden konuşmayı sürdürüyordu.

"Tamam, tamam anladım. Başka bir şey istiyor musun?"

"Hayır. Teşekkür ederim. "

Teresa'nın istediklerini almam iki saat sürdü. Yarısını Yerleşke'den oldukça uzakta olan favori dondurmacısına giderek harcamıştım. Sahibi bile bu saatte neden dükkana dayandığımı merak etmişti. Arabaya geri bindiğim sırada Teresa aradı.

"Nerede kaldın?"

"Dondurma alıyordum. Sahibi dükkana dayanıp açması için rica etmemi pek hoş karşılamadı. " Sabah altıda benim kapıma dayansalar ben de hoşnut olmazdım. Neyse ki yeteneğimi kullanarak çikolatalı-kurabiyeli ve naneli olmak üzere iki paket dondurma almıştım.

"Hızlı ol." dedi tekrar bir inleme sesi yükselirken diğer uçtan. "Senin kendini parçalayan bir organın olmadığına dua et. Ölüyorum sanırım. "

"Abartma. Geliyorum işte yoldayım. "

"Peki." diyip yüzüme kapattı. Normalde de fazla kibar olmayan Tess, regl döneminde kafamı koparacak hale geliyordu. Yolların bu saatte boş olmasından da yararlanıp biraz hız sınırını aşarak da olsa kısa sürede Yerleşke'ye dönmüştüm.

Teresa'nın odasına girdiğimde onu banyo zemininde buldum. Kusuyordu. Kendine battaniyelerden yaptığı yere bakılırsa geceyi burada geçirmişti. Beni aramak için beklemiş olmalıydı. Yanında diz çöktüm elimdekileri bir kenara koyarak. Terli başını kaldırarak bana baktı. "Gece neden uyandırmadın beni?" diye sordum ağrı kesici paketinden bir tanesini çıkararak.

"Dünkü maceranızdan sonra yorgun olursun diye düşündüm. "

"Tom'dan isteyebilirdin daha hızlı olurdu. " dedim cam şişenin kapağını açıp ona uzattığım sırada.