Bölüm 9

24.7K 1.2K 99
                                    

~~~~~Ethan~~~~~~

Akşam yemeğine Teresa'nın zoruyla götürülmüş olsam da yemekten sonra beni azat etmişti. Claire'e yiyecek bir şeyler götürüyordum ama yemek istemeyeceğinden o kadar emindim ki. Kapısını çalmadan içeri girdim. Şehri izliyordu.

" Yorgun görünüyorsun. " dedim yanına giderken. Elimdekilere baktı. Yemek istemiyordu. Bana cevap vermiyordu. Biliyordum ki öpüştüğümüzü düşünüyordu. Üzerinde durmamıştım çünkü hata etmiştim. Erkenci davranmıştım. Hoşuna gitmemişti. Biliyordum.

" Dün bir kaplanın üzerime saldırmasından dolayı olabilir mi? Ne dersin? " dedi gözleri hala şehrin ışıkları üzerinde gezinirken. " Teresa'nın yaptığını biliyorum. " dedi iç çekerek. Bu konuda diyecek hiçbir şeyim yoktu. Tabağı bir kenara bırakarak onun karşısına oturdum.

" Yaptığı şeyden dolayı çok pişman. Eminim ki gelip bir noktada senden özür dileyecektir. " dedim elimi kolunun üzerinde gezdirirken. Sadece yorgun değildi. Üzgündü de. Ait olmadığını yine güçlü bir şekilde hissediyordu. Başımı ağrıtıyordu. " Hadi gel. Biraz odanızdan çıkın prenses. "

" Nereye? " diye sordu onu ayaklarının üzerine çekerken. Hala güçsüzdü yürümekte zorlanıyordu. Onun daha da içine kapanmasına sebep olacağımı bilmesem onu taşıyacaktım. " Ethan çekmeye devam edersen kolum sende kalacak. " dedi, onu odama neredeyse sürüklediğimin farkında değildim. Yine de gelmiştik. " Burası senin odan mı? "

" Hmm. Hadi gel bir şeyler izleyelim. " dedim, oturması için koltuğu işaret ettim kapıyı kapatırken. Birkaç saniye tereddüt ettikten sonra oturdu. Kitaplıktan filmlerin olduğu bölümlerden bir çip alıp televizyonun arkasına yerleştirdim. Koltuğun diğer ucuna oturup filmi başlattım.

Claire, filmin ilk bir saati boyunca filme odaklanmıştı. Başını koltuğun koluna koyup kıvrılmıştı. Hoşuna gitmişti. Gülümsemeden edemedim. Sonra doğruldu. Bir anda fikir değiştirmişti. Bana doğru kaydı.

" Ne yapıyorsun? " diye sordum gülerek. Başını göğsüme koydu ayaklarını yukarı topladı.

" Orası yüzümü acıtıyor çünkü kemiğe denk geliyor. Sen göreceli olarak daha yumuşaksın. " dedi gülümseyerek, yüzünde oluşmaya başlayan kasların nasıl gerildiğini görebiliyordum. Güldüm. Ama o bu vaziyetteyken filme odaklanamıyordum. Kolumu onun omzuna koydum. Film yerine onu izliyordum resmen. Saçlarının rengini; kestane, kehribar... Sonra filmi izlemekten sıkıldı ve bana döndü. Dikkatim dağılmıştı. " Dünkü olaydan hiç konuşmadık. " dedi gözlerimin içine bakarak.

" Dedim ya Teresa senden er ya da geç özür dileyecek. "

" Onu demiyorum salak. Beni öpüp bunun hakkında tek kelime etmemeni diyorum. "

"Sinyalleri yanlış almış olmalıyım. Aramızda-"

"Seni öylesine itmem hataydı. " 

"Hayır, izinsizce o şekilde üzerine gelmem, bir fırsattan yararlandım ama açıkça hoşlanmadın. Özür dilerim. Bir daha olmayacak."

"Özrünü kabul ediyorum. " dedi doğrularak. "Ama bana hiç ne istediğimi sormadın ne daha önce ne de beni öptükten sonra. " Kalbim birkaç saniyeliğine atmayı bıraksa yeriydi. Gri gözleri benimkilere dikilmişti.

Derin bir nefes aldım. Teresa'nın bütün bu rezaletinden sonra... Olabilir miydi gerçekten? " Ne istiyorsun Claire? " diye sordum bıkkın bir şekilde. Ne istediğini o da bilmiyordu bence. Cevap vermedi. Onun yerine dudaklarıma uzandı. Henüz birleşmemişti dudaklarımız ama bir şey söylemem için bana baktığını biliyordum. Hafifçe onayladım başımda ani bir hareket yaparsam onu kaçıracağımdan korkuyordum resmen.

Atlantis'in Beş Kurucusu (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now