Bölüm 40

11.5K 659 39
                                    

Teresa

"Sana söylemedim mi bir kere yersen sonsuza dek bağımlısı olacaksın diye?" dedim Claire'in koluna girerken.

"Sen birçok şey için aynı iddiada bulunduğun için açıkçası çok kredi vermemiştim. " dedi elindeki berlinerden bir ısırık daha alırken. "Ama gerçekten güzel. Şaşırtıcı derecede."

"Beş tane yiyebilirim." dedim elimdeki kese kağıdını havaya kaldırarak. Ben de kendiminkinden bir ısırık aldığım sırada. Bir aydır ikinci kez dışarı çıkmaya ikna olmuştu. Onunla gurur duyuyordum ama utanarak kendimle de gurur duymuyor değildim.

Cam Bina'nın önüne geldiğimizde Claire'in omuzlarının kasıldığını ve gözlerini kapıdan ayıramadığını fark ettim. Yine de yürümeye devam etti. Adımları yavaşlamış olsa bile. İşte buna söyleyecek bir şeyim yoktu. Birinin yarı cansız bedeni üzerinize yığıldığında kolay kolay atlatamazdınız.

Ben bile hala rüyalarımdan kovmayı başarmış değildim.

Hiçbirini.

Asansör sırası beklediğimiz sırada kese kağıdına elimi daldırıp bir tane daha aldım. Claire hafifçe kıkırdadı, geri kalan herkes etrafa yayılan taze hamur işi kokusunu daha beter ettiğim için bana ters ters baktı. Telefonum ardı ardına mesajlarla titreyince söylenerek kese kağıdını Claire'e uzattım. Olduğundan daha kırılgan bir şeymiş gibi tutuyordu. Tom ardı ardına mesajlar göndermeye devam ediyordu.

Acil olmalıydı. Ne zaman bir şeyleri acil olarak yaftalamamıştı ki.

Neredesin?!!!!

Odanda değildin.

Claire'i dışarı çıkmaya nasıl ikna ettin?

Claire'le çok uzaklaşmış olamazsın. Hepsini tek baloncukta atmayıp beni taciz etmeye devam ediyordu.

"Bir şey mi oldu?" diye sordu Claire kaşları çatılmış bir halde bana bakarken. Her an bir şeylerin ters gitmesini bekliyor gibi etrafına bakınıyordu. Kese kağıdını tutan eli kasıldı.

"Hayır, Tom. Odada bizi bulamayınca nerede olduğumuzu merak etmiş."

Odama uğraman gerekiyor. Acil.

"Ah, sonunda kaçtım sanmış olabilir. "

"Hiçbir yere gitmiyorsun. " dedim sarkastik bir şekilde söylemeye çalışsam da odasından zar zor dışarı çıkan birinin kaçması mümkün değildi. Eh, en azından bir süredir bunu dert etmemize gerek kalmamıştı.

Ya da Demir Saray'a gelsen daha iyi olur aslında. Demir Saray'dayım.

Kendisi yürümek zorunda olmadığı için bir anda yer değiştirmeye karar verme lüksü vardı tabii. Bir ısırık aldıktan sonra tek elimle onu cevapladım.

Bekleyemez mi?

Beklememesini tercih ederim.

İç organların vücudundan dışarı mı sarkıyor? Kan kaybediyor musun?

Komiksin. Dedi bu sefer zihnimde. Tom telepatiden hoşlanmazdı. Hoşlanmamak az bile kalırdı. Bu yönteme geçtiğine göre cidden bir problem vardı. Elimdekinden bir ısırık daha aldım.

Ciddiyim, iyi misin?

Fiziksel olarak.... Sanırım.

Claire bana döndü insanlardan birkaç adım uzaklaştıktan hemen sonra. "Önemli bir şey mi?"

Atlantis'in Beş Kurucusu (Düzenleniyor)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن