Bölüm 29

13.8K 793 53
                                    

Ethan

Claire'in dediklerinden sonra kalbim ezilmişti. Ne kadar süredir ona bakıyordum bilmiyordum ama beni kendime getirmek için elini yeniden yüzüme dokundurması gerekmişti. Bize ne söyleyecekti? Chris ya da John hakkında bildiği bir şeyler olmalıydı kesinlikle. Yoksa- Yoksa John ile yaptığı konuşmayı mı anlatacaktı. Eğer öyle olsaydı omuzlarımdan bu sorunun yükü kalkardı.

"Ne hakkında?" diye sordum ne kadar süre sonra bilmem. Claire iç çekti.

"Hepinize aynı anda söylemem daha iyi olur. Böylece hepiniz nefretinizi tek celsede atabilirsiniz." dedi örtüleri üzerinden atıp ayağa kalkmaya çalışırken. Sendeleyince kolunu yakalayıp elimi beline koydum.

"Bekleyebilir. Teresa-"

"Şok içinde olduğunu tahmin edebiliyorum. " dedi bir elini omzuma koyarken. "Ama- Bu yüzden söyleyeceklerimi duyması gerekiyor. " dedi ısrarla beceriksiz birkaç adım atmaya devam ederken. Acı içindeydi.

"Buraya gelmelerini söyleyeyim." dedim elimi telefonuma götürürken. Başını iki yana sallayarak bir adım daha attı. Canı yandığını belli ederek nefes verdi.

"Burada kalmak istemiyorum. " dedi ağırlığının birazını benim üstüme verirken.

Odaya döndüğümde Teresa ilk şoku atlatmış görünüyordu, onu daha iyi bulmuştum. Hemen Claire'in yanına koşmuştu. Tuhaf. Ardından da Claire'i üçümüzün ısrarları sonucu yatağına yerleştirmeyi başarmıştık. Hepimiz yatağının etrafında toplanmıştık. Teresa pencerelerden en uzak tarafta Claire'in yerde oturuyordu. Tom'un ve Claire'in tüm ısrarlarına rağmen Claire'in yatağının üzerine oturmayı reddetmişti. Tom yatağın ucunda duran bir pufta oturuyordu.

"Kendini iyi hissetmiyorsan şimdi anlatmak zorunda değilsin. " dedim yaslandığım yerden -yatağının başlığı- ona doğru eğilerek. Her an bayılacakmış gibi duruyordu hala. İnatla -ilk defa- uyumayı reddediyordu.

"Buna nereden başlasam bilemiyorum. " dedi sessizce. Bizim tepkimizden korktuğunu tek anlayan ben değildim. Sonra bir yere karar verip hikayenin dağınıklığı için baştan özür dileyerek anlatmaya başladı.

Claire

Hepsinin özellikle de Tom'un tepkisinden çekinerek anlatmaya başladım. Nefes aldıkça ağlamak istememe neden olan yaralarımı göz ardı etmeye çalışarak. İlk önce en başta beni nasıl kaçırdıklarını anlattım. Bir şekilde bayıltmayı başardıklarını.

"John'ın da güçlerinin seninkilerle aynı olduğunu söylemiştik." dedi Ethan. O anda ilk başta Aiden'ın adına açıklık getirmiş olmam gerektiğini anlayarak konuyu yarım bırakıp o tarafa geçtim. John'ın aslında Aiden olduğunu basit bir beyin yıkamayla hepsinin zihninde John olarak kazılı kaldığını anlattım. Teresa birkaç damla gözyaşı dökse de asıl tepki Tom'dan geldi.

"Yani bir anda sana adını ifşa etti öyle mi? Sana işkence ettiği hangi noktada adının gizemlerini seninle paylaştı?" dedi Tom neredeyse bağırarak. Ethan tekrar etmek istemeyeceğim yaratıcılıkta bir küfürle karşılık verdi arkadaşına.

Korktuğum şeyi şimdi anlıyor musun? Dedim Ethan'a teleaptiyle.

Sorun değil. Devam et. dedi elini sırtımda gezdirirken.

"Adının onu gördüğüm anda Aiden olduğunu biliyordum." dedi derin bir nefes aldıktan sonra. Tom'un o anda üstüme atlamaması için dua ederek. Tom sinirle yanında duran tepsiyi devirdi. Ethan bir şey söylemek üzereyken onu durdurdum. "Sinirlenmekte o kadar haklısın ki. İsmini nereden bildiğimi- "

"Nasıl oluyorsa sadece işe yarar bilgileri lazım olduğunda vahiyle alabiliyorsun ama nereden bildiğini bile bilmiyorsun!" diye çıkıştı Tom. Ethan'ın konuşmaya başlamak için nefes aldığını duydum ama Teresa ondan önce davrandı.

Atlantis'in Beş Kurucusu (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin