Bölüm 35

11.9K 691 16
                                    

Ethan

Sabah Teresa'nın aramalarıyla uyandım. Lanet olsun. Meclis'e geç kalmış olmalıydım. Ama gözlerimi odaklamayı başarıp saate baktığımda hala zamanım olduğunu gördüm. Neden arıyordu ki öyleyse? Diğer tarafıma dönüp telefonu kulağımın üzerine yerleştirdim bir yandan uyumaya devam ediyordum. Teresa'nın ilk söylediklerini algılamamıştım bile.

"Claire, gelmeyi reddediyor. " dediğinde ancak kendime gelip bir anda oturur pozisyona geçtim.

"Ne demek gelmiyor? "

"Basbayağı gelmeyi reddediyor. Hecelememi ister misin? Gel-mi-"

"Tamam kes. Anladım. " Diğer taraftan homurdanmasını duydum. Ama cevap vermedi. "Niye saçmalıyor peki?"

"Hiçbir fikrim yok. Gelmese bile altıya altı değil miyiz?" diye sordu Teresa derin bir nefes verişten sonra.

"Carl sırf Miles'a olan inadından ötürü bizim tarafımızda. Claire olmadan altıya altı olamamız imkansız toplam on bir kişi oluyoruz. "

"Ah, doğru. Kimi ikna edebilirsin? "

"Yarım saatte mi? Sen meclise çıplak girip birkaç kişiyi bayıltmadığın sürece Claire'e ihtiyacımız var. "

"Komiksin. " dedi ben bu sefer de diğer tarafıma yuvarlanıp komodinin üzerinde bıraktığım saatimi alırken. 

"Ciddiyim. "

"Claire'e ihtiyacımız olduğu konusunda mı? "

"Eh, hadi öyle diyelim. Diğer kozumuzu Miles için harcamayacak olduğumuzu varsayalım. "

"O dediğin asla olmayacak. "

"Tess, ne zaman ekstrem bir olay gerekeceğini bilemezsin. " Tatlı bir ses tonuyla ona tamamen zıt bir küfür savurup telefonu suratıma kapattı.

Söylene söylene banyoya gittim. Bir kerecik de güzel bir güne uyansam ne olurdu? Duş almaya vaktim yoktu yataktan kalkmadan önce koluma taktığım saate göre. Yüzümü yıkadıktan sonra Tess'den aşırdığım serumlardan birini sürdüm yüzüme, ardından da nemlendiriciyle bakışarak doğrudan güneş kremini aldım. 

Yarım saat sonra Teresa nasıl yaptıysa Claire'i odadan çıkarmayı başarmıştı. Ama Claire şimdi koridorda dururken bile ajite haldeydi. Altında hafif morluklar olan gözleri etrafı tarıyordu. 

Teresa geç kaldığım hakkında biraz söylendi kıyafetimi gözleriyle taradıktan sonra. Henüz Christina ortada yokken hem de. 

Nasıl ikna ettin? Ne ile tehdit ettin?

Tehdit etmedim mankafa. Bir bana bakar mısın? Herhangi bir insan bana nasıl hayır diyebilir?

Harika fikrimi onun üzerinde mi kullandın? Dirseğini karnıma geçirdi.

Bu konuyu bırakır mısın artık?

Sonunda Christina da odasından çıkmıştı ve asansöre doğru yürümeye başlamıştık. Claire'in beline elimi koyduğumda irkilse de geri çekilmedi. Bana doğru hafifçe sokuldu. Meclise girene kadar yanımdan fazla uzaklaşmasa da hafifçe titrediğini hissedebiliyordum. Ters giden bir şeyler olmamasını ummaktan başka çarem yoktu.

"Miles'ın kapalı oylama için zorladığına inanamıyorum. Herkesin dokunduğu ekranı ben de parmaklamak zorunda mıyım?" dedi Teresa. 

Bugün toplantıyı es geçmişlerdi yalnızca oylama öncesi gerekli briefingi yapmıştık. Miles ve ben birbirimize kötü bakışlar atsak da birbirimizin boğazına yapışmamayı başarmıştık. 

Atlantis'in Beş Kurucusu (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin