Bölüm 21

16.3K 920 66
                                    

Claire

Havluyu saçıma sardığım sırada Teresa'nın mesajı telefonumu titretti. Odaya girmesini beklediysem de gelmedi onun yerine bir mesaj daha geldi. Önceki gün Tom'un acımasız antrenmanı yüzünden yatağımı zar zor bulmuş üzerime sinen iğrenç kokuyla birlikte uyuya kalmıştım. Ardından bir tane daha mesaj gelince iç geçirip telefonu elime aldım.

Umarım hala uyumuyorsundur. Rahatsız etmek istemem.

Aslında umurumda değil artık uyan!

Çatı katının anahtarını aldım.

Göstermek için ne kadar sabırsızlandığımı tahmin edemezsin!!!!! :)

Aslında cevaplamadığım halde mesajlarının ardı ardına gelmesinden kabaca bir tahminde bulunabiliyordum. Aynadaki yansımamda yüzümdeki aptal gülümsemeyi fark edince telefonu yatağın üzerine fırlattım. O anda bir mesaj daha geldi. Teresa'nın ısrarlı mesajlarını arkamda bırakarak dolabıma doğru yürüdüm. Havluyu sesi bastırır umuduyla telefonun üzerine fırlatsam da ardından gelen bir mesaj bana pek işe yarar bir yöntem olmadığını gösterdi.

Üzerimi giyindikten sonra tekrardan telefonu aldım. Terasa'dan üç yeni mesaj vardı.

Kahvaltı için Ahşap Ev'e gidebiliriz.

Ya da sana bir şeyler getirebilirim.

Öldün mü? Mesaj atmaktan vazgeçtiğini düşündüğüm anda bir mesaj daha geldi.

Sadece bir şey yazarsan ölmediğini bileceğim.

Ethan'ı görmek istediğimi sanmıyordum. Ahşap Ev'de büyük ihtimalle hem o hem de Tom olacaktı. Tom'un bana dünkü bakışını zihnimden uzaklaştıramıyordum. Bana güvenmediğini biliyordum -en azından şüpheleniyordum ama- bunun yüzüme vurulması gerçeği daha kırıcı bir hale getirmişti.

İhtiyacım olan şey sanırım biraz temiz havaydı. Yemek ya da suçlayıcı sohbetler değil. Bir mesaj daha gelince telefonu tamamen sessize aldım. Teresa'nın teklifini kabul ettiğimde bu konuda bu kadar hevesli olacağını düşünmemiştim. Ellerimin ısınmaya başladığını hissediyordum. Gerçekten bir şeyleri yakmadan önce dışarı çıkmalıydım.

Koridora çıktığımda Ethan'ı gördüm. Kapıyı kapatıp geri dönmek için artık çok geçti. Yanındaki Tom'la birlikte geldiğimi görmüşlerdi. Bu kadar kötü bir tesadüf olamazdı.

"Claire!" Teresa'nın adımı seslenen sesi arkamdan geliyordu. Chris'in odasının önünde Chris'in ikiz kardeşi Christina'yla beraberdi. Saçlarının rengi solmuş gibi duruyorduysa da hala çok güzeldi. Teresa bana doğru yürüdü. Şükürler olsun ki beni Ethan'ın yanına gitmekten kurtarmıştı. Elindeki anahtarı bana doğru salladı. İşin açığı anahtar konseptinden haberdar olduklarını görmek bile beni duygulandırmıştı. Ethan'ın ensemde hissettiğim bakışlarını yoksayarak gülümsemeye çalıştım. Elimden tuttu ve beni koridorun sonuna doğru sürüklemeye başladı. Christina bir bana bir de Ethan'a baktıktan sonra bakışlarını kardeşinde sabitledi. Teresa ikisinin arasından bizi geçirerek bir kapının önünde durdu.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Atlantis'in Beş Kurucusu (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now