Bölüm 30

13.3K 798 87
                                    

Aşağı kattan gelen bağrışma sesleriyle uyandım. Bir süre nerede olduğumu anlayamadan panikle etrafa bakındım, kalp atışlarım ancak Ethan'ın yaptığı portreyi görüp hala yatağımda olduğumu anlayınca yavaşladı. Sesleri duyuyor olsam da kelimeleri seçemiyordum. Bir şeyler oluyor olmalıydı. Hemen merdivenlere yöneldim. Koridora inince seslerin Ethan'ın odasından geldiğini fark ettim.

Kalbim ağzımda kapıyı açtığımda bağrışmaların Christina ve Ethan'ın tartışmasından kaynaklandığını gördüm. Gözlerim Teresa'yı aradı, dün gece konuşmamızdan kaçıp Ethan'la kalacağını söylemişti.

"Kimi gördüğünü sandığın umurumda değil! Chris asla böyle bir şey yapmaz! Bi- Bir kere bunu- bunu yapmak için hiçbir nedeni yok!"

"Kimi gördüğümü sandığım mı? Üzerime çıkmış beni boğazlarken kardeşini başka biriyle karıştırabileceğimi sanmıyorum. " dedi Ethan en az Christina kadar yüksek sesle. Geldiğimi fark etmeleri için kapıyı açıp tekrar gürültülüce çarptım. Christina yerinden sıçrasada Ethan sadece yavaşça başını çevirdi. Ethan'ın gözleri sanki çıplakmışım gibi kocaman açıldı. İstemsizce üzerimde bir şeyler olup olmadığını kontrol ettim. Christina da Ethan'a bağırmayı kesip bana dönmüştü. Kesinlikle başka bir şey olmalıydı. Elim yüzüme gitti.

"Yine yüzümün yarısı falan mı yok? Niye bana öyle bakıyorsunuz? " dedim refleks olarak bir adım geri çekilirken.

"Yatağından çıkmışsın. " dedi Ethan gözlerini kırpıştırarak. Birkaç gündür yatağımı terk etmemiş olmam yatağa bağlı bir etkileşimli obje değildim ya. Ethan belli ki zihnimi okumuştu, gözlerini devirdi.

"Birileri ölüyor sandım. Yine bir şeyler olduğunu sandım. " dedim elimi kalbime koyarken. Teresa giyinme odasından açıkça Ethan'a ait olan bir tişörtle çıktı. Konuşmayı o kadar hızlı bir şekilde sonlandırıp aşağı kaçmıştı ki pijamaları olmadan buraya gelmesi normaldi.

"Yataktan çıkmışsın. " dedi Teresa al al olmuş yüzüne bir gülümseme yayılırken.

"Yatağa bağlı değilim ki!" dedim en sonunda dayanamayarak. Ethan başını öne eğip güldüğünü saklamaya çalıştı.

"Claire'e sor, işte." dedi Teresa bana doğru yürümeye başlayınca.

"Chris'ti. Aiden da Chris olduğunu söyledi. " dedim Christina'ya dönerek. Bu sırada Teresa geri dönmüş, giyinme odasına doğru yürüyordu.

"Yeniden zihninizle oynuyor! Gidip kardeşimi bulayım da görün! " diye bağırdı Christina histerik bir şekilde. "İsmini bile bilmiyorsunuz ama Claire'e işkence eden birinin sözüne güveniyorsunuz!" Bana omuz atıp çıkmadan önce son söyledikleri bunlar olmuştu.

Ethan'ın Christina'nın ardından şaşkın bakışları arasında kendimi bir koltuğa attım. Teresa giyinme odasından giyinik bir şekilde çıktı. Sonra da kendi kendine söylenerek kendisini yanıma bıraktı. Ethan hala ayakta kapıya doğru bakmayı sürdürüyordu.

"Gerçekten hala bizimle oynuyor olması mümkün mü?" diye sordum Ethan'a dönerek. Ethan duymuş gibi durmuyordu.

Teresa, "Umarım yine bayılmaz. " diyerek elindeki yastığı Ethan'a fırlattı. "Sana soruyor."

"Bilmiyorum. " dedi Ethan hipnotize olmuş gibi. "Y- Yani mümkün ama... Chris'in yeteneği değil miydi? O karanlık... Tess-"

Teresa'nın kaşları çatıldı. "Ağabeyim adı Aiden bile olmayabilir yani?" dedi Teresa, eli boynuna giderken.

Aiden. Aiden. İsmi kafamda yankılandı. İsmi Aiden'ın bundan emindim. Emindim. Emin olmasına emindim ama nereden biliyordum? Teresa'ya güven vermek için ağzımı açtım ama pencereden duyulan gürültüyle çığlığı basmamak için kendimi zor durdurdum. Ethan iki elini sıkıca omuzlarıma yerleştirmişti. Bir şey pencereye çarpmıştı. Siyah-kırmızı lekeyi ve aşağı süzülen tüyleri gördüm.

Atlantis'in Beş Kurucusu (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now