Bölüm 19

17.3K 967 50
                                    

Teresa

Ethan'dan gelen onuncu aramayı da reddettim arabayı park ettiğim esnada. Bir kez daha ararsa headseti fırlatıp atacaktım. Ona meşgul olduğuma ve geri döneceğime dair mesaj atmıştım. On arama ve yirmi iki mesaj öncesinde. 

Yolcu koltuğundan çiçekleri aldım. O kadar uzun zaman olmuştu ki. Mosoleye giden kireç taşlı yolun önünde durduğumda arkamdan yükselen flaş seslerini duydum. Uzaktalardı, asla duyabileceğimi tahmin edemeyecekleri kadar. İyi basına ihtiyacım vardı şu an. Hepimizin vardı. Bu yüzden hepsine ortak parmak gösterme dürtümü bastırarak pirinç kapıları araladım. Kireç taşlarının aralarındaki geniş boşuklarından minik mor çiçekleri takip ettim, büyük mozolenin arkasına doğru olan patikayı takip ettim ta ki ufak bir süs havuzu olan arka bahçeye ulaşıncaya kadar. Süs havuzunun ortasında bir çift bacağı iki üst vücudu olan bir heykel vardı. Birbirinden kalça üstünde ayrılan iki kadın birer ay tutuyordu ellerinin arasında birinin sarmaşık ve dikenlerle birer bilezik gibi süslenmiş kollarından süs havuzuna insanı transa sokacak kadar eterik bir sesi olan parlak bir sıvı iniyordu yılan gibi. Diğerinden kırmızı lava benzeyen bir sıvı. Paylaştıkları bacakta kıvrılarak birbirleriyle birleşiyor süs havuzuna döküldüğünde alelade bir sudan başka bir şey olmuyordu. 

İki kardeşim de bundan her zaman büyülenmişti. Tom bir sıvının nasıl gerçek ışığa benzeyebileceği ve iki sıvının karıştığında nasıl su haline geldiği konsunda... Ethan ise heykelin yapıldığı taşın ne olduğu konusunda. Mermer heykeller görmüştü, tülü bile gerçekçi olarak yansıtabilen... Bu malzeme her neydiyse insanda bir duygu oluşturuyordu ince el işinin yanında. 

Ben kendi ağabeyimin -hayatımı kendi hayatıyla ödeyen ağabeyimin- cenazesine katılamayacak kadar yaralı olduğumdan bu heykeli çok sonra görmüştüm. Tom ve Ethan nasıl büyülendiklerini anlatırken ben bracelerim için onları yalnızca boğazlamak istemiştim. 

Çok sonradan anlamıştım sadece kendilerini tutamayacak kadar aptal olmadıklarını -kendilerini büyüleyen konularda tüm kişisel kontrollerinin yerle bir olduğu gerçeği göz ardı edilemeyecek kadar olsa da- ve benim dikkatimi dağıtmak için yaptıklarını. Peyzajıyla huzurlu bir köşe olması gereken bu kasvetli yerin havasının beni boğmasını engellemek için.

Tam bir enkazdım o zaman. Vücuduma çivilenmiş çivilenmemiş yüzlerce aparat olmadan dik bile duramıyordum. Tom ve Ethan olmadan bunca yolu gelememiştim bile tek başıma. Ağabeyimin kripti yetişemeyeceğim yükseklikte anne babamın hemen altındaydı. Yalnızca kendi kriptim olacak yere yetişebilmiştim. Ve oranın içinde olmayı o kadar çok istemiştim ki. 

ELLE. DARREN. 

JOHN. 

Rahat bir nefes verdim kırmızı topuklularım sayesinde kripte az da olsa yetişebildiğimi fark edince. Çiçekleri yanındaki tutacağa taktım. Ne olduklarını bile bilmiyordum. Yalnızca pembe oldukları için almıştım. 

"Selam. " dedim kimsenin beni bir yerlerde duyup duymadığını bilmeyerek. Sanırım... Sanırım inanıyordum varlığına bir ahiret yaşamının. Ağabeyimin bir şekilde ödüllendirildiğini bilmek karşıt fikre göre çok rahatlatıcı geliyordu. "Bu sefer güzel giyindim. Onaylayacağın gibi. " John'dı bana giyimin ne kadar önemli olduğunu öğreten. İnsanlara daha konuşmadan statümü bildirmem gerektiğini, kolaya alınacak biri olmadığımı göstermeyi öğreten. Bir zırh gibi etrafımı sarmayı öğreten. Ne kadar elegant, kültürlü olursan ol kıyafetlerin bunu göstermezse hedef haline gelirsin, demişti bir keresinde. Gölgelerin hala bir korku hikayesi olduğunu düşündüğüm zamanlarda. 

"Bana kızmadan önce sana yeni kızı anlatayım da neden gelmediğimi anla. " dedim gülerek. Sarhoş olmadan bunun bu kadar zor olacağını tahmin bile etmemiştim. Anlatmaya başladım ona... Boş mozoleye... Claire'i nasıl bulduğumuzu, Ethan'ın ölü gibi dolaşan halini. Aylarca doktorlar onu kovana kadar ya da birimiz zorla odadan sürükleyene kadar uyuyan güzelin başında oturduğunu. Biz sapıkça olduğuna ikna edip bir hemşireye yaptırmaya başlayana kadar nasıl saçlarını temizleyip ördüğünü. Diğer kurucularla olan pazarlıklarımızı... Hiç tanımadığımız bir kızı burada sırf sistemde adı var diye tutmak için yaptıklarımızı... 

Atlantis'in Beş Kurucusu (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now