Bölüm 31

13.4K 776 44
                                    

Küvetteki su soğuyana ve Ethan beşinci kez kapıya vurup çıkmamı söyleyene kadar banyoda kalmıştım. Sargılarla banyo yapacak kadar aptal olduğum için hepsi sırılsıklam olmuş ve şekillerini kaybetmiş olsalar da Ethan'ın altıncı kez gelmesinden sonra öylece giyip dışarı çıkmıştım. Ethan aptallığımı hesaba katmış olacak ki yatağımın üzerinde pansuman malzemeleriyle beni bekliyor olduğunu görmüştüm.

İlk önce kolayca ulaşabileceği yerlerdeki sargıları değiştirmişti- elimin üzerindeki kesiği, boynumun yan tarafından köprücük kemiğime kadar olanı, kollarımdaki bir düzine kesiği. Neredeyse dokunmakatan korkarak. Tabi bunda antiseptiği her cildime dokundurduğunda yerimden sıçramamın da etksi olmuş olabilirdi.  Ama asıl kötü olan şey karnımdaki ve göğsümdekileri değiştirmesi için üzerimi çıkarmam gerektiği zaman olmuştu. Utançla sadece sütyenimle yanaklarım alev alırken karşısında oturmak berbat bir histi. Daha önce de beni görmüştü ama orada öylece durmak bu sefer çok tuhaf gelmişti. Şansıma ne o ne de ben işleri daha tuhaflaştırır korkusuyla tek kelime etmemiştik.

Şimdi tekrar üzerimi giyinirken nereye bakacağını şaşırıyordu, gerçi bluzumu yeteri kadar hızla üzerime geçirememiştim. Komik. Teresa büyük ihtimalle geçen benim yanımda giyindiği gibi onun yanında da giyiniyordu. Sadece bana karşı böyle bir tavır takınıyor olması gerçekten komikti. Giyindikten sonra paravanın arkasından çıkıp banyoya gittim. Saçımı hızla tarayıp kuruttum. Ethan'ın malzemelerini üçüncü kez kutusundan çıkarıp tekrar kutuya dizdiğini duyuyordum. Odaya geri döndüğümde bana bakakaldı. Bir an için giyinmeyi unuttuğumdan şüphe etmiştim. Hayır, hayır kesinlikle siyah tayt ve bluz giyiyordum.

"Ne oldu?" dedim kızardığımı hissederek. Bugün ikinci kez ağlamak istememe neden oluyordu.

"Saçını açık görmek tuhaf geliyor. " Elim hızla saçlarıma gitti. Bir sorun mu vardı? Anlayamamıştım. "Hayır, Claire sadece saçlarını hep topluyorsun ya saçların açıkken nasıl göründüğünü unutuyorum. " dedi bana doğru yürürken. "Her seferinde ilk defa görmüşüm gibi nefesim kesiliyor. " İşaret parmağıyla yüzümü okşadı. Çok yakındaydı. Aiden'ın bıçağı sapla-

Çarpan kapı beni yerimden sıçrattı. Ethan'ın adımı söylediğini çok uzaklardan bir yerlerden duydum. Korkuyordum. Niye korkuyordum? Aiden'ın yüzü gözümün önünden gitmiyordu.

"Bir şeyi bölmüyorum değil mi?" dedi Teresa bize doğru gelerek. Kalbim hala ağzımdaydı.

Nefes al. dedi Ethan zihnimde. Al. Ver. Haydi Claire. Nefes al.

İyiyim. dedim yutkunarak. İyiyim. Ethan'ın eli belime dolandı. Güzel. Her an dizlerim beni taşımaktan vazgeçebilirdi.

"Hayır, hayır. Senin de odan sonuçta. "

"Ethan, normalde gelmezdim. Biliyorsun ama ikinize en az yüz mesaj bıraktık. Telepatiyi bile duymadın. Christina hepimizle konuşmak istiyor. " dedi bir bana bir de ona bakarak.

"Ben gelmesem olur mu? " diye sordum ikisi bakışırken.

"Hepimizle." diye vurguladı Teresa. Ethan'ın beni tutan eli kasıldı.

Ethan, lütfen.

Bir sorun mu var?

Hayır ya da bilmiyorum. Bayılacak gibi hissediyorum.

Dinlenmek ister misin? Yarım saat dinlenmek iyi gelebilir.

Hayır, sanmıyorum.

O zaman gelmen lazım Tess önemli olduğunu söylüyor. Seni zorlamak istemiyorum ama.

Tamam, peki, geleceğim. Dedim kalp atışlarım tekrardan hızlandı. Ethan başını salladı.

Atlantis'in Beş Kurucusu (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin