Bölüm 39

11.2K 673 22
                                    

Ellerimin derisinin kendi ellerine yapıştığını fark etmesi belli bir zaman aldı Claire'in. Utançla bana, ciğer kırmızısı olmuş ellerime baktı. Diğer elime ne olduğu konusunda benim de pek fikrim yoktu ama bir şekilde diğer elini de tutmuştum. Nedensizdi belki de. Belki de o an şu anda hatırlayamadığım bir şey düşünmüştüm. Yapışmış deriyi parmaklarının arasında sündürdü. Kollarındaki damarlardan lav geçiyormuş gibi görünmüyordu artık en azından.

"Çok özür dilerim. " dedi tekrardan

"Claire özür dilemeyi kes. " dedim Ethan'a duyduğum öfkenin bir kısmını bastırdığım yerden kaçırarak.

"Ona tokat attım. " dedi tekrar ellerine bakarak. Bu sefer birisini açıp kapıyordu. "Ona tokat attım. "

"Hak etmişti." Kahkaha attı. Benden -doğal olarak- daha histerikti. İyi. Ruhsuz gibi oturmasından daha iyiydi.

"Ona tokat attım. " Gözlerinden yaşlar saçılarak kahkaha atmayı sürdürdü.

"Evet, " dedim yavaşça omuzlarını sıvazlayarak, hala ıslak kıyafetlerimizin içindeydik ama en azından Claire artık yanmıyordu. "Hak etmişti çünkü. " Pişmanlığını görebiliyordum ama anlamsızdı. Ethan onu duvarlara fırlatmıştı ama Claire ona attığı bir tokatın etkisinden çıkamıyordu. Bu onluk bir şey değildi.

"Bunu nasıl yapar!" dedi ağzına bir yastığı bastırıp çığlık atmadan hemen önce. "Hem de Christina ile!" Yastığı kolonlardan birine fırlattı.

Tess, Tess! Ethan oraya geliyor!

Lanet olsun, durduramadın mı?

Kafaya koyunca- Ethan'la tanıştın mı hiç?

Kapıyı kilitleyeceğim.

Kapıyı kilitle. Barikat kur. Bilmiyorum bir şeyler yap! Şu anda ikisinin görüşmesi akılcı değil. Claire'in ne yapacağı belli değil.

Ethan'ın ne yapacağı belli değil asıl! Diye çıkıştım kapıya doğru koşar adımla yürürken. Kapıyı kilitleyip etrafıma bakındım. Kapıyı kırıp kırmayacağından emin değildim. Tek istediğim bu geceyi çıkarabilmekti. Sabah olduğunda ikisinin de daha mantıklı davranabileceğini düşünüyordum. Bir sandalyeyi kapı koluna dayadım.

Tekrar Claire'in yanına gitmeden önce hem onun için hem de benim için kıyafet aldım. Onu fazla yalnız bırakmaktan korkar olmuştum. Boş boş bakıyor sadece ağlıyordu. Kıyafetleri onun üzerine atacakken durdum. Onunkileri koltuğa atıp kendi üzerimdekileri titreyerek çıkardım. Yumuşak kazak tenime değince bile kendimi daha sıcak hissetmeye başlamıştım.

"Claire, hastalanma imkanın olup olmadığına emin değilim ama ıslak giysilerinle oturmamalısın. " dedim ona doğru eğilerek. Üzerindekileri başından sıyırdı bir kenara attı, ilk defa ona bakarken kızardığımı hissettim. Kollarındaki damarlar normale dönse de neredeyse saydam cildinin altında göğüslerinin arasından boynuna doğru yükselen damarlar hala içlerinden lava geçiyormuş gibiydi, dokunup sıcak olup olmadığna bakmak istiyordum. O anda göz göze geldik. Bakışlarımı kaçırdım.

"Teşekkür ederim." dedi üzerini değiştirmeyi bitirdiğinde. Bir anda kollarını bana sardığında kaskatı kesildim. Göğsünün sırtıma yaslanmıştı kaburgaları etime batıyordu. "Ethan'ı-" cümlesini tamamlamasına gerek yoktu bile. Ethan'ı değil onu seçmiştim. Bir gün öncesinde bana hipotez halinde bu olaylar sırasında ne yapacağımı sorsanız Ethan'la kalacağımı yüzde yüz güvenle söylerdim. Ama işte buradaydım, arkamı dönüp Claire'e sarılıyordum.

Kapı güçlüce vurulduğunda Claire yerinden sıçradı kalp atışlarının hızlandığını duydum. Kapı tekrar gümledi. "Claire! Lütfen! Göründüğü gibi değil!" Kendimi Claire'in kolları arasından kurtardım. Kapının ardından Ethan'la konuşmak için iyice yaklaştım. Claire sadece yumruklarını sıkmış orada duruyordu ama sakin kalmak için devasa bir çaba gösterdiğini görebiliyordum.

Atlantis'in Beş Kurucusu (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin