Bölüm 6

28.1K 1.5K 426
                                    

       Sonunda sizlerden gelen çok hızlı yorumlarını dinleyerek olayları biraz daha yavaşlatmaya çalıştım. Bunu yaparken de olaylara ve karakterlere biraz daha derinlik ve kişilik eklemeye çalışıyorum. İlk 6 bölüm yeni ve güncellenmiş versiyondur ve diğerlerini de bu doğrultuda güncellemeye çalışıyorum. Sizden tek istediğim de benim emeklerimin karşılığı olarak ( çok snobby bir cümle oldu pardon bu konu hakkında) lütfen vote'layın ve lütfen ama lütfen yorum yapın. Bu hikayenin ölmesine izin vermeyin. Bu kadar çok konuştuğum için affınıza sığınıyorum umarım bu versiyonu daha çok beğenirsiniz.  

Size güzel bir hayat tavsiyesi vereyim, size güvenmeyen bir insanın odasının karışındaki odaya yerleşiyorsanız kulaklıkla yaşamaya alışmanız gerekiyor. Bunun tamamını tecrübelerime dayanarak söylüyorum. Çünkü Teresa ve Tom, kızın odasının önünde başlayan bir tartışmanın içine girdiğinde kulaklarımı kesip atmak istemiştim. Benim burada olduğumu bilmiyorlardı büyük ihtimalle bu yüzden de Teresa istediği gibi konuşma özgürlüğünü bulmuştu kendisinde. Ben de yapmam gerekenin tam tersini yapıp kulağımı kapıya dayadım. Alkış bana (!).

" Ona nasıl güvenebildiğinizi anlamıyorum. " diye çıkıştı Teresa. " Tamam Ethan'ın başka niyetleri var tercihen ikisinin de kıyafetlerinin olmadığı tarz şeyler ama Tom sen de mi? "

" Ethan'a haksızlık etmez misin? Ne yapmasını bekliyorsun kızla kim ilgilensin? Sen mi? "

" Gölgelerden olabilir farkında mısın? Ama erkeksiniz sonuçta beyniniz kafanızda değil ki! Hiç mi güzel kız görmediniz? "

" Teresa! İçeri girer misin? " dedi Tom, sonrasında konuşma sadece anlamsız seslere dönüşmüştü. Harika şimdi de beynimdeki her şeyi silmek istiyordum. Mutlu amneziak halime geri dönmek istiyordum. Kendimi tekrar yatağın üzerine bıraktım.

 Teresa hakkımda böyle şeyler söylerken neden bana bir oda ayarlamak gibi bir dert edinmişti ki kendine? Odaya kamera sakladıysa asla şaşırmazdım. Sonuçta benden nefret etmeye iki adım uzaktı. Belki de ediyordu emin değildim.

İki saat boyunca yüzümü yastığa gömmek havasızlıktan uykumun gelmesine falan yol açmamıştı. Sadece göğüslerim ağırlığımın altında ezilmişti ve inanılmaz bir acıyla işkence çekmiştim. Yine de Teresa'nın Ethan'ın niyeti hakkında söylediği şeyleri aklımdan çıkaramıyordum. Gerçekten bana iyi davranmasının tek nedeni bu muydu? Öyle birine benzemiyordu. Ama gerçekte herhangi biri hakkında ne kadar bilgi sahibiydim ki? Beynimdeki hepsinin yüzüne tükürüp kaçmamı isteyen ses dışında hiçbir şey bilmiyordum. İçten içe hepsi tanıdık ve neredeyse ailevi bir his veriyordu ama büyük ihtimalle sadece hayatımı kurtardıkları için basit bir sempati besliyordum.

" Uyuyor musun ağlıyor musun? " Ethan'ın sesini duyunca yerimden sıçramıştım ama yine de yüzümü ona dönmedim.

" Sence? "

" İkisi de. "

" Hiçbiri. "

" Öyle olsun. " dedi koltuğa değil de yatağa oturmayı tercih ederek. Ağırlığı ile ona doğru biraz yuvarlanmıştım. " Ellerin nasıl? " diye sordu onu görmezden gelerek yatmaya devam ettiğim gerçeğini görmezden gelerek.

" İyi. " diye cevapladım, bir an önce gitmesi umuduyla. Ellerim yastığın altında hala tuhaf şekillerini korumaya devam ediyorlardı aslında.

" Hala mı aç değilsin? " diye sordu biraz önce onu terslememişim gibi. Beni pek umursamıyordu sanırım.

" Evet, Ethan. Hala aç değilim. Artık gider misin? "

" Hayır. " dedi ve benim tepki veremeyeceğim bir hızla kollarımı yastığın altından çekip beni oturur pozisyona getirdi. Sağ elimin parmakları üzerine basınca bağırdım.

Atlantis'in Beş Kurucusu (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now