-15- II

7.9K 497 156
                                    

Güzel Akşamlar!

Bölüm Şarkısı: Deeperise - Raf ft. Jabbar

Keyifli Okumalar!

Keyifli Okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Beni kalbimin üzerine bir mühür gibi koy.
Kolunun üzerine bir mühür gibi.
Çünkü aşk, ölüm kadar kuvvetli.

/LaleMüldür 

Sanki sonsuza kadar yorulmayacakmışçasına, sanki hiç kıyamet kopmayacak da bir gün yok olmayacakmışçasına geçen onca zaman ve geride kalan kısacık bir günün ardından, hiç gündüze uzanmayacakmışçasına başlayan bir gecede Uçurum'a adım attı Eyşan. Tekrar...

Alabildiğine kalabalıktı mekân. Yüzünü saran siyah maskesi ve etrafı kolaçan eden yeşil bakışları eşliğinde ağırca merdivenlerden inen kadının şimdiden ruhu daralıyordu buradayken. Yaşamının her kısmını kalabalıklardan uzak tutan, az insanla birlikte doyumsuz bir huzuru yaşan Eyşan için alışılması imkânsız bir hayattı Uçurum'u hınca hınç dolduran bu insanların yaşadıkları.

Yine de bir şekilde, kaderin sonu gelmez bir oyununun içine düşmüş bir şekilde, kontrol edemediği adımları onu buraya sürüklemişti işte. Ömründe ilk kez kalbine yenik düşerek hislerine kulak vermiş ve onları dinleyerek bir karar almıştı. Daima tüm tercihlerine hükmeden aklı ilk defa mağlup olarak suskunluğa gömülmüş, kaburgalarının ardına tutsak düşmüş ve diline prangalar vurulmuş kalbi amansız bir ritim tutturarak zindanını inletmişti.

Eyşan ilk kez, kendi isteğiyle Mızrap'a gelmişti.

Bu Eyşan'ın kaderinde başlı başına bir yenilik değildi. Çünkü kader baştan yazılır ancak en baştan silinemezdi. Kader dönemeçleri, virajları olan uzun bir yoldu. Sonunda ne olduğunu bilemezdin ancak bıkmadan ve merakına gem vuramadan yürümeye devam ederdin. Kader en baştan yazılırdı alnına ancak sana seçme şansı da sunardı. Sen seçimlerin doğrultusunda, sana bahşedilmiş iraden ve aklın ufkunda şekillendirirdin kendi yaşamanı. Hangi yolda yürüyeceğine, hangi sapaktan sapacağına ya da hangi virajda yavaşlayacağına kendi nefsinle karar verirdin. Kader sana bir şans sunardı, o şansı kullanmayı sana bırakırdı. Kader sana ne kadarını sunduysa, sen o kadarıyla vardın. Eyşan yeşil gözlerinin ferahlığına, avcundaki çizgilere, parmak uçlarına işlenmiş kimliğine ne kadar yazıldıysa o kadarını yaşayacaktı ve gerisini kendi yazacaktı.

Ve Mızrap Kızıltan, Eyşan'ın kaderine aslında kadının hiç bilmediği bir zamanda yazılmıştı.

Kaderi ona Mızrap'ı getirmişti, adamı hayatına dâhil etmekse Eyşan'a kalmıştı. Nihayetinde kadın seçimini kendinden değil Mızrap'tan yana kullanmıştı. Eyşan bunu tek sefere mahsus sanıyordu. Ancak bir kere yıkmıştı aklının saltanatını. Bundan sonrasında söz hakkı yalnızca kalbine aitti.

Merdivenlerin son basamaklarını da arşınladığında, olduğu noktada durdurdu adımlarını. İki eliyle sardığı küçük çantasını daha sıkı kavrarken siyah bir maskenin ardında bile kendini belli eden yeşil bakışlarını Uçurum'un içinde, kalabalığın ortasında dolandırdı. Herkesin yüzünde şekil şekil, renk renk maskeler vardı ve kimin kim olduğunu ayırt etmek maskeler kadar, sürekli hareket edip ton değiştiren ışıklar yüzünden de neredeyse imkânsız haldeydi. Ancak Eyşan'ın içinde şahlanan bir ses dizginleyemediği bir şekilde Mızrap'ı bir maskenin ardından bile tanıyabileceğini fısıldıyordu.

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin