-42- I

4.7K 399 85
                                    

Merhaba!

Bölüm Şarkısı: Halsey - Devil In Me

Keyifli Okumalar!

Ertesi sabah aynadaki aksine bakarken Eyşan, yeşil gözlerinde hüküm süren soğuk öfke kan dondurucuydu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ertesi sabah aynadaki aksine bakarken Eyşan, yeşil gözlerinde hüküm süren soğuk öfke kan dondurucuydu. Yüzünün böyle buz kestiği, dudaklarının zarif çizgilerinin böyle sertleştiği, bakışlarının bir kılıç gibi keskinleştiği son seferde Taner'in ayaklarının altına bir mayın yerleştirip onu hayatından geri dönüşü olmaksızın çıkartmıştı. O gün Taner'den kendi intikamını almıştı. Bugün ise Mümtaz Duranoğlu'nun ayaklarının altına bir mayın yerleştirecek ve adamın o mayına basışını izlerken bundan zevk alacaktı. Sıra Sabiha ve Ömer'in intikamındaydı.

Eyşan, aslında perde arkasında sanıldığı ya da göründüğü kadar parlak bir kadın olmadığını düşünüyordu. Son zamanlarda, oldukça sık aralıklarla, zihnindeki ışık görmez bir zindana kilitlediği karanlık tarafının prangalarını çözerken buluyordu kendini. O adaletli, kanunlara riayet eden kadını bir kenara öteliyor ve karanlık çehresini sahneye itiyordu. Çünkü daha fazlasını istiyordu. Birileri yaptıklarının bedelini ödeyecekse, çok daha fazlasını kaybetsinler istiyordu. Kimi zaman, bu aralar sık sık adaleti sorguluyordu. Bu da zihninde kilitli o karanlık çehresinin prangalarını zorlamasına sebep oluyordu.

Aynadaki aksine, aynadaki aksini izleyen gözlerine bakarken Eyşan, bir an için kendinden şüphe duydu. Varlığını, gayesini, yapabileceklerini ve yapmamayı tercih ettiklerini süratle sorguladı. Eyşan Dündar kimdi? Asker bir dedenin torunu, emniyet müdürü bir amcanın yeğeni, bir polisin kuzeni, hâkim bir baba ve savcı bir annenin avukat kızlarıydı. Özetle kanun ve nizamın ortasına doğmuş, disiplin ve otorite içinde büyütülmüştü ve yolunu da bu doğrultuda çizmişti. Peki, Eyşan Dündar kendini ne için yetiştirmiş, ne için hazırlamıştı? Hep hukuk sistemine, anayasaya, kanuna ve nizama sadakatini kendine hatırlatmıştı. Kendi kendine bunlara sadık olacağına dair yemin bile etmişti. Peki, şimdi tüm bunlara sadık mıydı yoksa yaptıkları aslında bir ihanetin fragmanı mıydı?

"Hayır," diye kendinden emin bir şekilde cevap verdi aynadaki aksine. Sanki karşısında kendi değil de bir başkası vardı. Daha karanlık, daha ürpertici bir Eyşan duruyordu karşısında ve daima adil olmak için nefes alan aydınlık Eyşan'a meydan okuyordu. "Hayır." dedi tekrar.

Aynadaki aksi ne kadar siyahsa ona bakan Eyşan'ın zihni o kadar aydınlıktı. Çünkü hâlâ adil, hâlâ kanunlara sadıktı. Kurduğu plan bile bunun hem şahidi, hem kanıtıydı. Mümtaz Duranoğlu'nun ayaklarının altına koyduğu mayın intikam değil adaletti.

Eyşan Dündar, tek bedende iki farklı ruhla yaşıyordu. Biri diğerinden karanlık, diğeri ötekinden aydınlık. Hep aydınlık olanın gözleriyle bakmaya çalışıyordu dünyaya, hep aydınlık yanının zihniyle veriyordu kararlarını. Karanlık tarafı zincirliydi içinde, onu serbest bırakmamakta kararlıydı. Ama farkındaydı; içinde zincirlerinden kurtulup azat edilmeyi bekleyen karanlık bir hayalet vardı.

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin