-25- I

5.6K 440 101
                                    

Merhaba!

Bölüm Şarkısı: Ruelle - Secrets and Lies

Keyifli Okumalar!

Mızrap hemen yanında sessizliğine gömülmüş bir halde oturan, görmeden önlerinde uzanan yolu izleyen kadına göz ucuyla baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mızrap hemen yanında sessizliğine gömülmüş bir halde oturan, görmeden önlerinde uzanan yolu izleyen kadına göz ucuyla baktı. Aklını kurcalayan, düne ve bugüne dair onlarca sorusu vardı ancak tek birini bile dile getirmeye cesareti yoktu. Kelimelerin bıçak gibi Eyşan'a saplanmasından onu kanatmasından tedirgin oluyordu.

"Dün ki toplantıların nasıl geçti?"

Genç kadının sorusu hiç beklemediği o anda, onunla konuşup konuşmamak arasında kararsız kaldığı anda geldiğinde afalladı Mızrap.

"Toplantı?" diye sordu Ali'nin ondan bağımsız söylediği yalana ayak uyduramadan.

Eyşan dikkatli bakışlarını Mızrap'a çevirdi ve gözlerini kısarak ona baktı. "Ali toplantın olduğu için beni almaya gelemediğini söyledi. Özel toplantılarmış."

Mızrap Eyşan'ın kinayeli kelimelerine ve bunun sebebine odaklanamadan dişlerini sıkıp içinden Ali için sağlam bir küfür savurdu. O günün ve akşamın anıları gökyüzünden yağan küller gibi aklının üzerine döküldü.

Ayaklarını masasına koymuş, başını koltuğuna yaslamış ve gözlerini sımsıkı kapatmış bir halde Uçurum'dan yükselen gürültüleri dinliyordu Mızrap. Çocuk gibi davranıp Eyşan'ın karşısına çıkmadığı için ne kadar küçük düştüğünü hissediyor, genç kadının onun arkasından neler düşünmüş olabileceğini tahmin ediyor ve aklından geçen her üç düşünceden birinde kendine bir güzel sövüyordu.

Eyşan'ın kuşkusuz ki Mızrap'ın aklıyla zoru olmalıydı. Yoksa genç adamın böyle ergen hamleler yapması mümkün değildi. Kimseden kaçmamıştı bunca zaman, bir köpekten bile. Ama şimdi Eyşan'dan kaçtığını hatta saklanacak delik aradığını hissederek öfkeleniyordu.

Avın kokusunun avcıya zevk vermesi gerekirdi ki Eyşan'ın her zerresini kontrol edilemez bir tutkuyla keşfetme arzusundaydı Mızrap. Nitekim bu işin içine avcı olarak girmiş, Eyşan'ı da av olarak görmüştü en başta. Fakat gün geçtikçe, Eyşan içine işledikçe ve Mızrap'ın göğsünden sızıp kaburgalarına kefen gibi dolanan bu kara sevda önü alınamaz bir hızla büyümeye devam ettikçe sıfatların yer değiştirdiğini hissediyordu. Eyşan yerinden kıpırdamadan pusuya yatmış bir avcıydı şimdi, Mızrap ise her şeyden habersiz ondan kaçtığını sanırken tuzağa yürüyen av gibiydi.

Mızrap hayatı boyunca, çocukluğunda bile hiç av olmamıştı. Av olduğu sanılırken bile çevresindeki vahşi insanları birer birer avlamıştı. Otuz iki yıllık ömründe bir ilki yaşıyordu.

Eyşan artık onu korkutmaya başlamıştı.

Odasının kapısı açıldığında bir an için müziğin sesi yükselir gibi oldu ama kapı aynı hızla kapandığında yeniden eski volümüne ulaştı. Mızrap ağırca gözlerini aralayıp böyle destursuz içeri girene baktı ve Ali olduğunu görünce keyifsizce ağzının içinde homurdanarak tekrar gözlerini yumdu.

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin