-10-

3.8K 303 329
                                    

Merhaba!

Bölüm Şarkıları: Jehan Barbur - Güzel Adam / Skylar Grey - Words

Bölümü okuduğunuz tarih ve saat?

Karakterlere sorularınız varsa buraya alabiliriz, kendileri yorumlarda sizlere cevap verecekler.

İthafları yorumlardan seçiyorum!

190 oyu görünce yeni bölümü salarım.😎

Keyifli Okumalar!

🍃

Eyşan'ın içinde hiç günahı olmadan yargılanmış, hüküm giymiş, infaz edilmiş sekiz yaşında bir kız çocuğunun huzur bulamamış ruhu gömülüydü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eyşan'ın içinde hiç günahı olmadan yargılanmış, hüküm giymiş, infaz edilmiş sekiz yaşında bir kız çocuğunun huzur bulamamış ruhu gömülüydü. O kızın boynuna suçunun ve cezasının yazılı olduğu bir idam yaftası yerine rengârenk kuyruğu tutuşturulup kül edilmiş bir uçurtma asılmıştı.

Bir çocuğun ruhunu, masumiyetini, içindeki cenneti öldürmek için umutlarını paramparça etmek kâfiydi. Eyşan'ın içinde uyanacağı ve kendiyle birlikte herkesi tutuşturacağı, tarumar edeceği o günü kollayan cehennemin bu kadar ıssız, bu kadar karanlık ve bu kadar tehlikeli olmasının en büyük sebebi buydu. Eyşan'ın içindeki cehennem çocukluğunun boynuna idam yaftası gibi asılmış o paramparça uçurtmanın gölgesinde umutlarının belini kıranlarla hesaplaşma vaktini bekliyordu, dinleniyordu, hazırlanıyordu, her geçen gün daha da güçleniyordu.

Ve belki de Eyşan en çok da bu yüzden Mızrap'tan çok daha tehlikeli ve zalimdi. Çünkü o henüz içine gömdüğü çocukluğuyla bir kez bile yüzleşmemişti, bir kez bile onun siyah tabutunun karanlığında ağlayan sesine kulak vermemişti, bir kez bile onun hesap sormasına müsaade etmemişti. Eyşan, Mızrap'ın aksine çocukluğunu susturmayı, örselemeyi, onun öfkesiyle kendini bilememeyi, ona intikam alma şansı vermemeyi seçmişti. Fakat bu yaptığı en büyük hatasıydı, çünkü her ne kadar aksi için çabalıyor olursa olsun içindeki yeşil ormanın içine bir kez kıvılcım düşmüştü, Eyşan'ın tutuşup alev almaktan başka çaresi yoktu. Çünkü kaçmak çare değildi.

Mızrap'ın içine gömdüğü çocuğun öfkesi henüz bileylenmiş bir bıçak gibi keskindi. Fakat bıçak yarası iyileşebilir, tedavi edilebilirdi.

Eyşan'ın içine gömdüğü çocuğun öfkesi ise kendi kendini körükleyen, hudut bilmez, ayak bastığı yeri kül eden bir ateş gibi yok ediciydi. Ateşle dokunulanın dermanı, yeniden diriliş ihtimali yoktu.

Dalgın, baktığı yeri görmeyen bakışlarla etrafına bakındı. Mızrap'ın yatak odasındaydı. Mutlaka yanıtlaması gereken bir telefon alan Mızrap, görüşmesini yapmak için bilardo masasının olduğu camekânlı odaya geçerken Eyşan'a isterse üst kattaki odaları gezebileceğini söylemişti. Doğrusu Eyşan merakından değil, komut almış bir robot gibi çıkmıştı bu odaya. Nihayetinde aklı alt katta gördüğü o uçurtmayla o kadar meşguldü ki, odanın içinde gördüğü hiçbir şeyi tam olarak zihninde yorumlamayı beceremiyordu.

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin