-16-

8.5K 503 44
                                    

İyi Yıllar!

Bölüm Şarkısı: Ruelle - Find You

Keyifli Okumalar!

Katlanan, insanın birbirine yapışan yaralarından bir yuva inşa etmektir aşk da, varla yok arasından Ve ahşabı kemiren de ahşaba dahildir, değil dışarıdan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Katlanan, insanın birbirine yapışan yaralarından
bir yuva inşa etmektir aşk da, varla yok arasından
Ve ahşabı kemiren de ahşaba dahildir,
değil dışarıdan.

/BirhanKeskin.

Eyşan gözlerini yumdu ve rüzgârıyla tenini yalayıp geçen denizin kokusunu derince içine soludu. Hemen yanında ve onun gibi arabanın kaputuna yaslanmış bir halde duran adamın yakıcı bakışlarını üzerinde hissediyordu ancak dönüp bakmaya cesareti yoktu. Eyşan uzun zaman sonra ilk kez kendisini bu kadar güçsüz hissediyordu.

"Teşekkür ederim..."

Kadının sakin mırıldanışı, onu izleyen Mızrap'ın kaşlarının merakla çatılmasına sebep oldu. "Neden?"

Eyşan gözlerini açmadan yanıtladı. "Burası tam olarak olmak istediğim yerdi."

Mızrap dudaklarının iki yanını sahiplenen gülümsemesine mani olmadı. Bulutlu ve serin gecenin karanlığına inat birer elmas misali parlayan mavi bakışlarını kadının narin çehresinden çekmeden onun gibi derin bir soluk armağan etti içine. Ciğerleri, denizin keskin kokusundan öte, bir hayal misali yanıbaşında duran kadının saçlarından süzülen o efsunlu kokuyla doldu. Buna hiç itirazı olmadı. Bir süredir, hayatının büyük bir kısmını bu kokuyu soluyarak geçirebileceğini hissediyordu.

"Kalabalık yerlerden hoşlanmıyorsun değil mi?"

Kadının, Mızrap'ınkilerin aksine gecenin koynunda rengi biraz daha koyulaşıp yoğunlaşan gözleri kirpiklerinin titreyişinin hemen akabinde usulca aralandı. "Pek bana göre değil. Kafa dağıtmak için bir kulübe gitmektense deniz kenarına gelmeyi tercih ederim."

"Çok klişe olsa da doğru," diye mırıldandı Mızrap, bakışlarını sakince dalgalanan suya çevirerek. "Deniz insana anlamsız bir huzur veriyor."

"Sanki tüm dertlerini dalgalarına katıp götürüyor."

Mızrap'ın yakışıklı sureti muzip bir gülüşle hareketlendiğinde Eyşan ona bakma ihtiyacı hissederek başını adama çevirdi. "Küçükken ne olmak isterdim biliyor musun?" diye sordu Mızrap, aralanmış dudaklarının ardından göz kırpan beyaz dişleri kadının bakışlarını oyalarken. Eyşan konuşmaktansa soran gözlerle baktığında ona, genç adam gülüşünü daha da genişleterek devam etti. "Korsan!"

Eyşan'ın dudaklarından pervasız bir kahkaha koptuğunda, Mızrap kalbinin kafesinde çırpındığını hissetti. Hiç böylesine gülerken görmemişti onu. Hiç kahkahasının o benzersiz ezgisiyle kulaklarını şereflendirme şansı yakalayamamıştı o ana dek. Deniz ne kadar sakinse, Eyşan'ın gülüşü bir o kadar coşkuluydu. Mızrap'ın harap olmuş kalbine saplanıyor, adamı yerle yeksan ediyordu. Eyşan gülüyordu ya, Mızrap'ın kalbi içine çektiği derin nefesle çatlıyordu. Mızrap, Eyşan'ın gülüşünün titrek melodisini kalbine silah kılıyordu. Bu kadının böylesine güzel gülmesi yasaklanmalıydı.

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin