-28- II

6.1K 451 221
                                    

Merhaba!

Bölüm Şarkısı: Mattia Cupelli - Emptiness

Keyifli Okumalar!

"Hadi sen ateşin başına geç," dedi Mızrap sandalyesini geriye doğru itip ayaklanırken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hadi sen ateşin başına geç," dedi Mızrap sandalyesini geriye doğru itip ayaklanırken. "Ben de battaniyeyle yeni bir şişe getireyim."

Eyşan kadehin dibindeki şarabının son yudumunu da içip ayağa kalktı. Aslında başını döndürecek kadar çakırkeyif olduğunu hissediyordu ama uyumak istemiyordu. Sabaha kadar doğanın kokusunu içine çekip Mızrap'la sohbet etmeyi uyumaya kesinlikle açık ara tercih ederdi. Bu yüzden Mızrap içeri girerken adımlarını göl manzaralı o ateş kuyusuna çevirdi ve manzarayı en iyi gören koltuğa yerleşip dizlerini göğsüne doğru çekti. Çok geçmeden Mızrap üzerine montunu geçirip omzuna bir battaniye atmış halde ve elinde yine bir şişe şarap ile iki temiz kadehle birlikte Eyşan'ın yanına geri döndü. Kadehi ve şarabı Eyşan'ın zaman geçtikçe daha çok sevdiği kuyunun geniş taş korkuluğuna bıraktı ve elindeki battaniyeyle genç kadına döndü. Battaniyeyi gülümseyerek Eyşan'ın üzerine örttükten sonra geçip kadının çaprazındaki koltuğa yerleşti ve bir bacağını diğerinin üzerine attı.

"Sen üşümeyecek misin öyle?"

Mızrap serseri bir edayla göz kırptı Eyşan'a. "Üşümem ben."

"Bastonun yok bu aralar," dedi Eyşan adamın oturduğu yerde kadehleri dolduruşunu izlerken. "Bacağın nasıl?"

Mızrap kadehlerden birisini Eyşan'a uzatırken, "İyiyim bu aralar." diye mırıldandı. "Sorun çıkarmıyor.

Eyşan bağdaş kurarak kadehi iki elinin arasına sıkıştırdı. "Nasıl olduğunu sorabilir miyim peki?"

Anlatabilirdi aslında bunu Mızrap, en azından bir yere kadar. Çocuktum, birini kurtarmaya çalışıyordum ama yakalandım. Kurtarmak istediğim çocuğu öldürdüler, ben de vuruldum. Kurşun dizimin bir kenarından girip kemiğime saplandı, hissettim diyebilirdi. Ama sonra ne olduğunu soracak olursa Eyşan, ona ilk cinayetini nasıl işlediğini anlatamazdı işte.

"Kazada oldu." diye mırıldandı bu yüzden, gözlerini hiç kaçırmadan. Zira gözlerini kaçırırsa, Eyşan onun yalan söylediğini anlar diye korkuyordu. "Trafik kazasında bacağım sıkıştı, küçüktüm."

Genç kadının gözleri bir an için Mızrap'ın aksayan bacağına kaysa da hemen bakışlarını adamın yüzüne çevirdi. "Çok ağrıyor mu?"

"Bazen," dedi Mızrap, kadehi dudaklarına yaslayıp şarabından küçük bir yudum aldı. Şarap içmekten pek hoşlanmazdı ancak Eyşan'ın tercihinin bu yönde olacağını bildiği için ona eşlik ediyordu. "Ama alıştım."

"Başka yaraların da var mı?"

Mızrap bilinçsizce kaşlarını çattı Eyşan'a bakarken. Birden bire neden bunları sorduğunu anlamaya çalışarak izledi kadının gözlerinde dalgalanan ateşin gölgesini. Onun bu soruları sormaktan kaçındığının en başından beri farkındaydı, belki de alkolün etkisiyle cesarete gelmişti. Yine de doğruyu söylemeye yanaşmadı Mızrap. Dudaklarını gülümsemeye zorladı, ardından sargılı elini önce Eyşan'ın zorla hastaneye götürüp pansuman yaptırdığı koluna götürdü ardından aynı elini kaldırıp sargısını gösterdi, sadece bunlar der gibi. Lakin daha fazlası vardı hem bedeninde, hem ruhunda.

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin