-33- II

5.3K 435 163
                                    

Merhaba!

Bölüm Şarkısı: Şebnem Ferah - Yağmurlar

Keyifli Okumalar!

Keyifli Okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ve ben seni sevdiğim zaman
Bu şehre yağmurlar yağdı
Yani ben seni sevdiğim zaman
Ayrılık kurşun kadar ağır
Gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
Yine de bir adın kalmalı geriye

/AhmetHamdiTanpınar

Gidecek hiçbir yeri yoktu.

Saatlerdir oturduğu bankta, anbean buz tutmaya devam eden bedenine rağmen sessizlik içindeki denizi izlerken, bir kez daha bu gerçeğin bilincine vardı Eyşan. Kaçmak istediğinde gidebileceği bir tenha köşesi, haykıra haykıra ağlamak istediğinde kıyısına demir atabileceği bir limanı yoktu. Kendi zihninin sükûnetine bile sığınmaya cesareti yoktu zira zihni mahşer yeri gibi kalabalık ve karman çormandı.

Aslında gitmeyi hayal etmeyi bile beceremediği bir yer içinde, zaman geçtikçe büyüyen bir ukde gibiydi. Ama Eyşan, Mızrap'ın yanına dönebilecek kadar cesur bir kadın değildi. Ruhu; güçlü ve yıkılmaz gibi görünse bile, aslında sanıldığının aksine alabildiğine kırılgandı. Kalbi ise... Kalbi ise zaten paramparçaydı, ruhu bu kadar zayıfken onu tekrar bir araya getirip toparlayacak mecali kalmamıştı.

Daha şimdiden Mızrap'a gitmek, koşmak istiyordu. Daha saatler geçmişken onu görmeyeli, yüzünü görebilmek hasretinden darmaduman olmuş kalbi tutuşuyordu. Daha şimdiden özlemişti onun mavi gözlerine bakabilme özgürlüğünü. Eyşan, Mızrap'ın gözlerindeki mahkûmiyetinde bile özgürdü.

Mızrap'ın güzel sözleri, naif kelimeleri vardı Eyşan'a hitaben. Ama bir avuç kelimeden milyonlarca cümle biçse Mızrap, hiçbiri gözlerinin mavisi kadar hür hissettiremezdi Eyşan'a. Adamın gözleri özgürlüğe nişan olmuş maviydi, Eyşan'ın o gözlerde bir kuş misali kanat çırpmayı arzulamaması mümkün değildi ki. Hayatında ilk kez birin gözlerinde kendini sadece Eyşan olarak görebilmenin özlemini şimdiden iliklerine dek içindeydi.

Denizle göğün birleştiği noktadan doğan karabulutlara baktı, başını sağ omzuna eğerek. Yağmur yağacak, diye düşündü lakin yerinden bir an bile kıpırdamadı. Yüzüne birkaç damla sıra sıra damlarken bile kaçmak için meyil etmedi. Biraz arınmaya, biraz ıslanmaya ihtiyacı vardı. Gözlerini kapattı ve yağmurun onu ıslatmasını bekledi yalnızca. Gözlerini renklere kapattığı gibi kulaklarını da seslere kapattı, sadece yağmuru hissetti.

Hemen ardındaki caddede akan hayata araba sesleri eşlik ediyordu ama Eyşan duymuyordu, bu yüzden biraz ötesine park eden aracın sesini de işitemedi. Eyşan'ın bulunduğu bankın hemen ardına içinde bulunduğu Aston Martin'i park eden Mızrap, bir an için durup çiseleyen yağmurun usulca aktığı camlardan az ötesindeki Eyşan'a baktı. İnip yanına gitmek ve gitmemek arasında çok kısa bir süre bocalasa da Eyşan söz konusu olduğunda aklıyla değil kalbiyle adım atacağı en baştan aşikârdı. O anda gidip onun yüzüne bakmaya, gözlerini son bir kez için olsun kendi gözlerine kelepçelemeye ihtiyacı vardı. İlk ve son kez Eyşan'a karşı bencil olacak, kalbinin ihtiyaçlarına kulak verecekti.

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin