Haydi Dertleşelim!

3.7K 198 50
                                    

Merhaba!

Bölüm geldi diye, belki de heyecanla, sayfayı açtınız ama baktınız ki bölüm yok. Evet, ne yazık ki bugün bölüm yok. Bugün sizinle bölüm paylaşmaya değil, dert paylaşmaya geldim çünkü. İçimi dökmek, size biraz kendimi anlatmak istedim. 

Umarım bu dertleşme faslımız, bölüm sonlarına eklediğim bölüm sonu dertleşmelerimiz kadar boynu bükük kalmaz.

Sitemkarım, üzgünüm ve biraz kırgınım. Ne yalan söyleyeyim, gerçekten çok kırgınım. 

En baştan söyleyeyim, çok ciddi ve içten yazacağım yazacaklarımı. Bu yüzden içtenlikle okuyacak ve beni anlayabilecekseniz okumanızı tercih ederim bunları. 

Sorunumuz, Uçurum'un alamadığı tepkiler ve tepkisizlik. Buraya gelip hikayemin hak ettiği şuydu buydu muhabbeti yapmayacağım. Hiçbir zaman şunu hak ediyorum düşüncesinde olmadım ama hiç hak etmediğim muamelelere de boyun eğip susmadım. 

Öncelikle size neden Wattpad'de yazdığımı, yazmak için neden bu kadar zorlu ve haksız rekabet dönen bir platformu seçtiğimi anlatacağım. 

Wattpad'i seçtim, Wattpad'de yazıyorum çünkü burada okuyuculardan aldığım anlık reaksiyonları takip edebiliyorum, okuyucuların okuduğu bölümle ilgili yorum ve düşüncelerini görebiliyorum. Wattpad zor bir platform ama okuyucuların reaksiyonlarını görebilmek için değer diye düşündüm hep. Bence bu bir şans, özellikle yazmış olmak için yazmıyorsanız.

Burada aktif olarak yazdığım, elimden geldiğince düzenli bölüm eklediğim iki tane etkileşimi yüksek hikayem var. Bir tane de basılı kitabım. Yani az ya da çok fark etmez, belli bir deneyimim olduğu söylenebilir. Kendimce... Kitap bastırmanın tadını da aldım, Wattpad'de yazmanın tadını da... Ama Wattpad'de yazmak hep daha heyecanlı oldu benim için. Sebebi sizden aldığım, tek bir bölüm için aldığım yorumlardı. Bir kitap ve güncel olarak paylaşılan hikaye arasındaki en güzel fark bu bence. 

Bir kitap yazarsınız, basılır ve yorumlar alır. Bu yorumlar kitabın geneline hitap eder. Sizin ince ince yazdığınız ya da acaba bu replik yahut paragrafla ilgili ne düşünecekler diye kafa yorma şansınız olmaz. Bunun için çok uzun muhabbetler içine girmeniz gerekir okuyucuyla, buna da genelde vaktiniz olmaz çünkü onlarla yalnızca imza günlerinin kalabalığında ya da sanalda iletişim kurabilirsiniz. Bu sırada da ne kadar uzun konuşabilir, ne kadar detaya inebilirsiniz ki... 

Ama Wattpad öyle değil. 3000-3500 kelimelik bir bölüme onlarca, yüzlerce yorum alırsınız. Anlık yorumlardır bunlar, okunduğu anda gelen ve o anda okuyucunun hissettiklerinin birebir yansımasıdır. Okuyucunun bunu paragraf aralarına yazmasının ya da bölüm sonunda paylaşmasının bir önemi yoktur, yalnızca paylaşmış olması bile kafidir. 

Bir kitap yazdım. Bir hikayem finale yaklaştı ve Uçurum'u aktif olarak yazıyorum, Katre-i Matem'e yazdıkça bölüm güncellemesi yapıyorum. Daha yazılacak koskoca bir seri var önümde, yazılacak çok fazla cümlem var. Anlatacak masallarım, hikayelerim, aşklarım var zihnimde. Ama size tüm samimiyetimle itiraf ediyorum, Uçurum bu zamana kadar yazdığım ve yazacağım tüm hikayelerimden çok daha ayrı bir yerdedir benim için. İşte bu yüzden bu dertleşmeyi özellikle Uçurum okuyucularıyla yapmak istedim. 

Bütün hikayelerimi incelikle tasarlarım, yazarım ve büyük bir özenle size sunarım. Bir bölümü yeri gelir defalarca kez baştan yazarım, tek bir replik ya da cümle için günlerimi kaybederim ama çabalarım. Ancak dediğim gibi, Uçurum kurgu itibariyle bu zamana kadar hiç deneyimlemediğim bir akışa sahip. Eğer aranızda Sessizlik Senfonisi ya da Hazan Rengi'ni okuyanlarınız varsa, Uçurum'la aralarındaki kocaman farkı anlayabilmişlerdir çoktan. 

Uçurum, bu zamana kadar alacağı yorumları ve tepkileri en çok merak ettiğim hikayem. Çünkü olay örgüsü itibariyle aksiyon ve gizem oranı daha yüksek, duygusal açıdan çok daha yoğun ve tutkulu. Öyle milyonlar okunsun, devasa kitlelere hitap etsin derdim de yok. Sadece okuyanlar bir tepki versin, orada olduklarını belli etsin istiyorum. Bir şeyler yapıyorum çünkü, bu zamana kadar hiçbir yazdığıma bu kadar kafa patlattığımı hatırlamıyorum. İnce ince düşünüyorum, araştırıyorum, çabalıyorum. İlmek ilmek işlemeye çalışıyorum kurguyu, size ipuçları bırakıyorum, naif nüanslar ekliyorum... Ve istediğim sadece bir tepki almak. Bana öyle methiyeler düzün, muazzam cümlelerle yorum yapın da demiyorum. Sadece etkilendiğiniz ya da bir ayrıntı fark ettiğiniz bir paragraf, bölüm olursa buna dair iki kelam edin diye bekliyorum kendimce. Çünkü düşüncelerinizi okumak istediğim için burada paylaşıyorum bu hikayeyi. Pek tabii kendime yazıp hiç paylaşmayadabilirdim. Bölüm sonuna yazdığınız iki cümle beni havalara uçurmaya yetiyor. Siz diyorsunuz ki, bu bölümde duyguları çok güzel yansıtmışsın ellerine sağlık... Ben anlıyorum ki size istediğim duyguyu geçirmişim, hissettirmek istediklerimi hissettirmişim. 

Bir şeyleri bu kadar özenle yazarken, üstünde saatlerce yahut günlerce uğraşıp çalışırken, yeri gelip kendimden ve sosyal hayatımdan feragat edip sizlere bir şeyler ulaştırmaya çabalarken istediğim bir tepki. Ben saatlerimi günlerimi feda ederken sizden istediğim birkaç dakikalık bir uğraş sadece. Çok bir şey beklediğimi, dilediğimi düşünmüyorum açıkçası. 

Verdiğiniz oylar kıymetli, tahmin edemeyeceğiniz kadar kıymetli. Ama düşüncelerinizi bana ulaştırmaya yeterli değil ne yazık ki... Lakin beni en çok üzen, uzun zamandır fark ettiğim başka bir detay. Önceden yorum yaptığını bildiğim okuyucuların şimdi sadece oy verip geçtiğini görüyorum, sessiz sedasız izliyorum. 

Sadece biraz empati kurmanızı rica ediyorum sizden. Kendinizi benim yerime koymanızı ve emeğinize beklediğiniz ufacık karşılığı bulamadığınızı düşünmenizi istiyorum. Bölümlerden herhangi birini açıp oy ve yorum rakamları arasındaki dağlar gibi farkı görmenizi istiyorum, ki baktığınız her bölümdeki yorumların yarısı benim sizlere cevaplarım. 

Siz yorum yapıyorsunuz, hatta bazen sadece bir emoji atıyorsunuz ve ben buna bile cevap veriyorum. Çünkü onun bile bir kıymeti var, o bile bir duygunun emaresi. Kendimi kimseyle kıyas etmiyorum ama yazdığı hikayeye gelen yorumlara cevap bile vermeyen yazarlar varken bu sitede, benim ve benim gibi emoji yorumlara bile cevap veren yazarlara gösterilen bu tepkisizlik açıkçası zoruma gidiyor. Özellikle ben, canımın en sıkkın olduğu anlarda, ağladığım üzüldüğüm zamanlarda gelip sizin yorumlarınıza göz atarak moral toplamaya çalışırken her geçen gün kendini geriye çekerek sadece oy verip giden okuyucular görmekten açıkça söylüyorum ki yoruldum. Güceniyorum...

Yine ve yeniden sizleri hiçbir şeye zorlamıyorum. Sizi bir şeye zorlayacak olsam, buraya gelip hikayeye oy ve yorum sınırı getirdiğimi söyler ve çeker giderdim. Ama inatla bunu yapmıyorum ve yapmak zorunda kalmamak için çok çabalıyorum. Çünkü sizin sırf bölüm gelsin diye zorla yazdığınız yapay yorumları okumaktansa gönlünüzün ve aklınızın fısıldadıklarını okumayı tercih ederim

Yine de bilin, sırf tepkilerinizi merak ederek heyecanla paylaştığım bölümlere tepkisiz kalışınız benim bir sonraki bölüme olan heyecanımı da köreltiyor. Çünkü sayfayı açıp iki kelam yazmaya başladığımda aklıma sizin tepkisizliğiniz geliyor. Kimi zaman soruyorum kendime, neden kendime yazmıyorum ki Uçurum'u, ha kendine yazmışsın ha yayımlamışsın. Aldığı tepki çok daha sade ve basit kurgularından bile daha zayıf, daha az... 

Bu yazıyı bir bölümün sonuna ya da başına da ekleyebilirdim. Yapmadım çünkü belki bölüm gelmiş heyecanıyla okuyup bir tepki verirsiniz diye umdum. Çünkü bölüm sonlarında sizler için yazdığım iki kelamı bile okumuyorsunuz belki. Bunu, size sorduğum ufak tefek sorulara vermediğiniz yanıtlardan anlıyorum ben. Oysaki sizinle bir iletişimimiz olsun istiyorum, konuşalım istiyorum, sohbet edelim istiyorum, kritik yapalım istiyorum. Siz düşüncelerinizi bana yansıtın, ben elimden geldiğince sizlere cevaplar vereyim istiyorum. Çok şey beklediğimi de düşünmüyorum...

Açıkçası bu yazıyı buraya yazdım, sizinle düşüncelerimi ve derdimi paylaştım  ama kaçınız okur bilmiyorum. Yalnızca denemekten zarar çıkmaz diyorum. Umarım kendimi anlatabildim, kimsenin gönlünü kırmadan düşüncelerimden ve derdimden bahsedebildim diye düşünüyorum. 

Beni, gevezeliğimi ve derdimi, eğer okuduysanız, okuduğunuz için teşekkür ederim. 

Kendinize güzel bakın!

Sevgiyle!

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin