28, all together now

5.4K 587 292
                                    

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.

Fleurie - Gloria Regali

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.

Fleurie - Gloria Regali.


Küçük bir kız çocuğuyken buradaki hayatımı düşünürdüm. Bilinçaltım tıpkı zilin sesini duyup salyalarını akıtan bir köpek gibi yanılsamalarla, aldatmalarla doluydu. Çevremdekiler beni her şeyin güzel olacağına dair öyle güzel kandırmıştı ki, şimdi zilin sesini duyduğumda koşarak yanlarına gitsem dahi geri dönüp yüzüme bakmıyorlardı. İnsanlar, kendi kaderlerinin iplerini boynuma dolamıştı. Uzun yıllar süren savaşın kalıntılarıyla bir ruh meydana getirilmişti. Adına Roséanne denmişti. Ruh öyle güzel kandırılmıştı ki şimdi düştüğünde ellerinde kılıçlar olan insanların üzerine gelişini görüyordu.

Ben, üzerinden üç hafta geçen o korkunç günün ardından yine yataktaydım. Kâbuslar bu birkaç haftada peşimi bırakmamıştı. Rüyalarımdan biri çıkıyor, ellerime sarılıyor ve etrafta kanla kaplı vücutları yere serilmiş olan insanları göstererek "Sen yaptın!" diyordu. "Bizi sen yok ettin!" Sonra uyanıyordum. Öyle titreyerek uyanıyordum ki Jungkook yattığı yerden saniyeler içerisinde doğruluyor, bedenimi kolları arasına alarak beni sarmalıyordu. Yeterli gelmiyordu. Eksik hissettiriyordu. İçimdeki o ses peşimi bırakmıyordu. Alışma, diyordu. O da gidecek.

Ben öylece uzanırken, parmaklarım karnımdaki günden güne belirginleşen çıkıntının üzerinde hareket ediyordu. Çok farklıydı. Uyandığım her kâbusta onu düşünüyordum. Gitmesinden korkuyordum. Beni bırakmasından korkuyordum. Buna alışkanlık da diyebilirdik fakat hayır, fazlasıydı. Ben fazlasını hissediyordum. Varlığı beni ayakta tutuyordu.

Dışarıdan gelen at sesleriyle oturduğum yerde yavaşça doğrulduğumda odanın diğer köşesindeki çalışma masasında devletle âlâkalı bazı belgeleri inceleyen Jungkook da kıpırdandı. Oturduğu yerden doğrulup cama doğru ilerlediğinde ben de yanı başımdaki Isla'nın tüylerinde elimi gezdirdim ve merakla ona baktım. Adım atıp ilerleyecek hâlim yoktu.

Jungkook da bunu hissetmiş gibi bakışlarını üzerimde çevirdi ve hafifçe gülümseyerek "Geldiler." dedi. Prenslerin yokluğunda canının sıkıldığını görebiliyordum ve açıkçası sonunda dönmelerine sevinmiştim. Şu haftalarda yaptığım tek şey Jungkook'un canını sıkmak ya da üzmek olmuştu. Bundan nefret etmiştim fakat elimden bir şey gelmiyordu.

a queen and her tearsKde žijí příběhy. Začni objevovat